Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Piyonların Başını Almak, Şah Çekip Mat Etmek Raşidi Hilafet ile Mümkündür

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber – Yorum

Piyonların Başını Almak, Şah Çekip Mat Etmek Raşidi Hilafet ile Mümkündür

Haber:

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin yıldönümünde Türkiye’nin çeşitli illerinde anma törenleri düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde “Piyonu ezip geçmeden kaleleri alamayız, şahı da mat edemeyiz. Önce bu hainlerin kafasını koparacağız” dedi. BBC

Yorum:

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam 1 yıl geçti. Asıl sorumlular değil henüz piyonlardan kimse yargı süreci tamamlanarak ceza almadı. Piyonlarla dahi mücadele ederken geçen 1 yıllık süreçte at izi it izine karıştı. Alt kesimlere dokunurken güçlü olan üst kesime, siyasi kesime dokunmakta yetersiz kaldı! Sistem FETÖ bahanesi ile birçok kesime gözdağı vermeye çalıştı. Yıllarca FETÖ’ye karşı olduğu bilinen insanlar FETÖ suçlaması ile mağdur edildi. Adalet gecikti, haksızlıklara karşı kurunun yanında yaş da yanar, bu normal denildi.

Geçen bir yılda FETÖ’nün mağdur ettiği İslami kesimler yine suçlu görüldü, onlar ile ilgili hiçbir adım atılmadı, aksine onların başlattığı hukuksuz dosyalar devam ettirildi, FETÖ’den temizlenen kadrolar Müslümanlarla mücadeleye kaldıkları yerden devam etti.

Peki, bu elinizdekiler piyonlar ise kaleler, filler, vezirler ve şah kim acaba? Ne zaman açıklayacaksınız kimler olduğunu? 1 yıl içinde elimizdeki piyonlara hak ettikleri cezaları veremediysek kale, fil, vezir ve şahı ne zaman nasıl cezalandıracağız? Onlara sıra gelene kadar acaba hangi gündemler devreye girecek? Onlar bize unutturulmuş mu olacak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı etkinlikler çerçevesinde şunları söyledi; “Eğer güçlü değilsek bize bir gün yaşama hakkı vermeyecek o kadar çok düşman kapıda bekliyor ki, isimlerini tek tek saysak çok ciddi uluslararası krizle karşı karşıya kalırız.” Devletin mücadele ettiği FETÖ, PKK, PYD gibi unsurlar piyonlar ise uluslararası kriz yaşarız denilen kale, fil, vezir ve şah ise ABD, AB, NATO, Rusya, “İsrail” ve diğer kâfir düşmanlarımızdır.

Peki, bu düşmanlar kapımızdalar mı yoksa evimizin içinde misafir mi ediyoruz? Onların ajanları, elçileri, konsolosları, şirketleri, topraklarımızdaki işgal üstleri, limanları, hava sahaları, devletin tüm organlarındaki anayasa ve kanunları, yönetim şekilleri, anlayışları, ölçüleri ve aslında her şeyleri bizim ülkemizde, bizim topraklarımızda neden uygulanıyor? Neden hala onların inancı olan demokrasi, laiklik, başkanlık gibi kavramları halka inandırmaya çalışıyorsunuz? Neden onlarla dost oluyor, anlaşma yapıyor ve onların planlarını uygulamaya çalışıyorsunuz? Nasıl oluyor da onlarda size bu kadar güvenebiliyor, anlaşma yapabiliyorlar? Nasıl diyebileceğimiz bunca soruya rağmen onlar acaba kapıda mı yoksa sizlerin misafirleri, hatta ev sahibi gibi mi hareket ediyorlar!?

Darbeye karşı olan, piyon ve arkasındaki asıl darbecileri gören Müslüman halk canını, malını tehlikeye attı ve bedel ödeyerek darbeyi durdurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Saray’daki bedel ödeyenlerin ailelerine hitabında “Bize yapılan ile Suriye, Irak, Filistin ve Mısır’a yapılan aynı, şimdi onların yanında olacağız demişti.” Suriye’nin yanında olmadık! Halep düştü! Muhalifler bölündü! Türkiye ise darbeden sonra İslam’a düşman Rusya ile anlaştı, dost oldu ve Suriye konusunda birlikte hareket etti. Şimdi ise Rusya ile birlikte İdlib’e girmeyi planlıyor!

Filistin’in yanında olmadık! Mahkemeler siyasi iradenin kararı ile Mavi Marmara davasını düşürdü! Bakanlık şehitleri ve gazileri suçlu, terör devletini ise haklı buldu! Gazze yine elektriksiz kaldı, Ramazan ayında bombalandı. Aksa işgal edildi, avlusunda Müslümanlar katledildi. Mescidi Aksa’ya terör devleti yasak getirdi, giriş için x-ray cihazları kurdu. Türkiye ise terör devleti ile dost oldu! Anlaşmalar imzalandı, iyi niyet için ziyaretler yapıldı, bakanlar gönderildi, sarayda katil Yahudilerin temsilcileri onların dinletileri ile ağırlandı!

Irak’ın yanında olamadık! Irak koalisyon güçleri ve bölgedeki İran güçlerinin terör unsurları ile harabeye döndü. En ağır silahlar sivilleri vurdu. Dicle nehri sahipsiz Müslümanların cesetleri ile doldu.

Darbeyi unutturmayacağız dediniz ancak darbenin arkasındaki ABD ile ilişkilere devam ettiniz! Klasör klasör dosyalar sundunuz ancak dost ve müttefik büyük şeytan bunları kale dahi almadı! Üstüne üstlük son iki yılda iki bin insanımızı katleden PKK-PYD’ye silah verdi, onunla birlikte hareket etti, siz yine ilişkileri devam ettirdiniz!

Darbenin arkasındaki İngilizlerin kraliçesinin yıldönümüne darbe gecesi esir alınmış Genelkurmay başkanını gönderdiniz! Darbeyi destekleyen laik kesimle anlaştınız, uzlaştınız, onlara yeniden görevler verdiniz, ağır tazminatlar ödediniz!

Darbeden sonra demokrasiyi, laikliği, vatancılığı güçlendirmek için çalıştınız, koltuğunuzu sağlamlaştırdınız! Ancak bu darbeye karşı dimdik duran Müslümanlar adına hiçbir adım atmadınız! Onların yüreğini soğutacak cezaları dahi siyasi malzeme haline getirdiniz! Darbenin arkasındakilerle dost ilişkilerine devam ettiniz! Darbeye karşı yanımızda olan Suriye, Irak, Filistin, Mısır gibi halkı Müslüman olanları yalnız bıraktınız!

Hem piyonların kellesini almak, kalelere ulaşmak ve şahı almak ancak Allah’a kulluk ve emrettiği vahyi Raşidi Hilafeti tatbik etmekle mümkündür. Eğer hak edenlere gereken cezayı vermek istiyor, dünya ve ahirette büyük krizler yaşamak istemiyorsanız Allah’ın vahyine sarılın, Müslümanlara güvenin ve ikinci Raşidi Hilafet devletini kurmak için mücadele edin. Yoksa bir gün bildiğiniz kapıdaki düşmanlar size de darbe yapacaklar ve bu son ile ahirette yaptıklarınızdan dolayı acıklı bir darbe yaşayacaksınız…

Hizb-utTahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Musa BAYOĞLU

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER