- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Bırakın Uçak Gemisini Sayın Cumhurbaşkanı Yük Gemisi Yapmak Bile Sizin İçin Hayaldir
Haber:
Tuzla’da Kınalıada Korveti’nin denize indirme töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinin millileştirilmesine yönelik çalışmaları anlattı ve “Uçak gemisi bizim için uzak bir hayal olmaktan çıktı” dedi. [03.07.2017 Sputnik]
Yorum:
Türkiye Cumhuriyeti için savaş gemisi yapmak imkânsız olduğu kadar hayaldir de aynı zamanda. Çünkü Türkiye’nin dış siyaseti cihada dayalı İslam ideolojisini yayma temelli değil, köhne ithal kapitalist ideolojiyi yerel halktan ve sanal dış düşmanlardan savunma refleksine dayalı bir siyasettir. Bu yüzden hiçbir zaman Türk yöneticileri, ideolojiyi yaymak için ağır harp sanayi kurma düşüncesini akıllarından bile geçirmediler. Kâfirlerden ithal edilen çürümüş ve kışlada çürümek için alınan savaş aletlerine gelince, gerçek düşmanlardan korunmak için değil, akıl dünyalarında kâfirlerin icat ettiği hayali ve sanal düşmanlardan gelebilecek sanal saldırılardan Sykes-Picot sınırlarını korumak içindir. Örneğin Suudi Arabistan ve Katar’ın ABD ile yaptığı silah anlaşmalarının nedeni, sahip oldukları ideolojiyi yaymak ve taşımak için değil, Amerika’nın lanse ettiği öcü İran sanal “düşmanından” kendilerini, daha doğrusu tahtlarını ve sömürgecilerin çıkarlarını savunma refleksine dayalıdır.
Bu nedenle Türk yöneticileri gibi Arap yöneticileri de ağır sanayi inşa etme motivasyonundan yoksundur. O da evrensel İslam ideolojisini yer küresine taşıma saik ve motivasyondan yoksun olmaktır. Bu yoksunluk ve yoksulluk İslam dünyası yöneticilerinin ağır sanayi kurmalarının önüne geçiyor. Efendilerinin boyunduruk ve himayesine mecbur kalıyorlar.
Diğer açıdan Türk ekonomisi, savaş sanayine dayalı bir ekonomi değildir. Aksine üretime -tabi eğer üretim diyebilirsek- dayalı bir ekonomidir. Bu üretim bile yabancı şirketlerin elinde ya da yabancı şirketlerce üretilen endüstriyel aletler tarafından üretim yapılmaktadır. Ekonomik tabirle buna ekonomik bağımlılık deniyor. Ekonomik bağımlılık aynı zamanda siyasi bağımlılığa yol açıyor. İşte bugün İslam dünyasının tamamı kültürel, siyasi, ekonomik ve askeri bağımlılık içindedir. Bağımsızlıktan dem vurmaları aynen Erdoğan’ın savaş gemisi üretmekten dem vurması tamamen aldatmaca ve kandırmacadır. İşin realite boyutu budur.
Şeri açıdan Türk yöneticilerindeki eksikliğe gelince, bilindiği üzere cihat cennete giden yoldur. İslam davasını taşımanın şeri metodu ve İslam’ın zirvesidir. Bu yüzden Müslümanlar bu yola erişmek, zirveye çıkmak ve cihadın, ülkeler fethetme ve İslam’ı yayma gayesine nail olmak için cihadın sebeplerine tutunmak zorunda olduklarını bilirler. Cihadın sebeplerinden biri de devlet tarafından cihat için gerekli ağır, hafif, kimyasal, nükleer, sofistik gibi envaiçeşit silah üretiminin yapılmasıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآَخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz.” [Enfal 60]
Savaşta etkili olmak, düşmanlardan silah satın almakla değil, yerel üretimle olur. Eğer düşmanlardan silah satın alınırsa o zaman düşmanın merhamet ve inisiyatifine kalınır. Silah satın alınan ülkeye savaş ilan edilemez.
Gelgelelim Erdoğan’ın “Uçak gemisi bizim için uzak bir hayal olmaktan çıktı” sözlerine. Erdoğan’ın bu sözleri, uzak bir hayal olmaktan çıktı, ama hala yakın bir hayal olarak devam ediyor anlamına gelir. Daha anlaşılır bir ifadeyle savaş gemisi için 5 milyon yıl kadar uzaktı, fakat şimdi 1 milyon kadar yakınlaştı demektir!
Dahası Erdoğan’ın uzak hayal olmaktan çıktı dediği savaş gemisinin üretiminde kullanılacak teknik donanım ve endüstriyel aletler bile yabancı devletlerden ithal edilecektir. Sadece montajı Türkiye’de yapılacaktır, tabii yabancı devletlerle anlaşma sağlanabilirse. Bugün Tuzla’da denize indirilen Kınalıada Korveti’nin teknolojik ve diğer tüm endüstriyel aletleri bile yabancı devletler veya şirketlerden ithal edilmiştir. Bunlardan yoksun bir korvet sadece bir demir yığınına benzer. Hiçbir fonksiyonu olmaz, savaş da kazanılmaz. Onun için bugün bu koşullarda Erdoğan’ın sözlerinin hiçbir realitesi yoktur, uzak bir hayaldir.
Bu sözleri hayal olmaktan çıkarıp realite haline dönüştürmenin tek bir yöntemi vardır, o da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmaktır. Çünkü Hilafetin kendine özgü harp siyaseti vardır.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ercan Tekinbaş