- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Sorunların Kaynağı Beşeri Sistemdir Çözüm Hilafettir
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara TBMM iftar programında “Siyasi, sosyal, ekonomik fay hatlarımıza yönelik saldırıların bundan sonra da devam edeceği açıktır. Zira kıskanılan bir ülke ve milletiz. Bu sebeple ülkemizin güvenlik konseptinde köklü bir değişikliğe gitmemiz şart olmuştur. Saldırıları kendi sınırlarımız ve mahremiyet alanlarımız içinde karşılamanın ağır maliyetini yeteri kadar ödedik. Bundan sonra sorunlara doğrudan kaynağında müdahale edecek, çözümleri orada arayacağız” dedi.
Yorum:
Türkiye ve diğer İslam beldelerimiz on yıllardır ekonomik, sosyal ve siyasi olarak büyük sorunlar yaşıyor ve bu sorunları çözecek adımları atma iradesini maalesef yöneticiler ve güç sahipleri göstermiyor… Sorunun kaynağında aslında Batı’dan ithal ettiğiniz sistemin kendisidir. Bu sorunlara kaynağında müdahale etmek demek;
Türkiye’deki ABD, İngiliz,”İsrail”, Rusya gibi devletlerin ajanlarını, elçilerini, diplomatlarını, sömürü şirketlerini ülkemizden atmak demektir…
Bugün bize ekonomik, sosyal ve siyasi olarak bu sıkıntıları yaşatan ABD, Rusya ve Batı’nın tüm anayasa ve kanunlarını yırtıp çöpe atmak ve İslami Anayasa ve kanunlar ile hükmetmek demektir.
Üslerimizi, hava sahalarımızı, limanlarımızı, boğazlarımızı ve topraklarımızı BM, NATO gibi uluslararası kapitalist birliklerinden temizlemek demektir…
Mübarek ayda dahi katledilen Irak, Suriye, Filistinli Müslümanların yanında olmak, Türkistan ve diğer beldelerimize sahip çıkmaktır, birlik içinde olmak demektir… Birlik olmak önemlidir…
Çünkü bizler İnsanlar için ortaya çıkartılmış en hayırlı ümmetiz. Bizler aynı Rabbe, aynı kitaba, aynı Resule, aynı dine inanan kardeşleriz. Çünkü Bizler her ne zaman bir olduysak, beraber olduysak işte o zaman hep izzetli olduk. Allah bizden razı oldu, bize yardım etti, asırlar boyu dünyayı tek başına yönettik, kıtaları fetih ettik, İslam’ı âleme davet ve cihad yolu ile taşıdık… Çünkü Bir olmadığımızda dağıldık, parçalandık, işgal edildik, sömürüldük, katledildik ve zillete mahkûm edildik. Bu mübarek ayda dahi Irak ve Suriye’de Müslümanlar en gelişmiş silahlarla katlediliyor ama maalesef bu haber konusu dahi olmuyor. Onlarca devlete ve yöneticiye rağmen dünya buna sessiz kalıyor. Bir kınama açıklaması dahi yapacak adam gibi adam çıkmıyor. Ancak menfaatler veya kâfirlerin talimatları söz konusu olunca sınır dışına operasyonlar yapılıyor, asker gönderiliyor, ambargolar uygulanıyor, krizler çıkabiliyor. Tüm bunlar bir olamadığımız, birlik olamadığımız için başımıza geliyor…
Bugün bir olmak 51 eyaletten oluşan ABD’nin, 83 federal bölgeden oluşan Rusya’nın ve 32 ülkeden oluşan AB’nin karşına 57 İslam ülkesini temsilen bir ümmet olmak demektir. Bu şekilde bir ümmet olarak ancak sorunu kaynağında çözebiliriz.
Biz bir devlet olamadığımız için sorunları kaynağında çözemedik. Batılılar kalplerimizin arasına fitne ve nifak tohumları ekti. Devletimiz olmadığı için Batı menşeli fikirleri ile bizi esaslarımızdan ve yolumuzdan saptırdı. Devletimiz olmadığı için bir ümmet olamadık.
Nasıl oruç kalkan ise Müslümanları temsil eden Halife de kalkandır! Oruç kişiyi korur, Halife'de Ümmeti korur. Ramazan'da vahiy edilen Kuran ancak Hilafet devleti ile uygulanabilir. Kuran din binasının temeli, Halife ise onun bekçisidir. Temeli olmayan bina yıkılır, bekçisi olmayan bina ise harabeye döner. Halife bu dinin ve İslam ümmetinin bekçisi ve koruyucudur. Allah Resulü şöyle buyurmuşlardır: “Sultan Allah’ın yeryüzündeki ve gök kubbe altındaki gölgesidir. Her zayıf ve mazlum o gölge altına sığınır.” Her kim ümmetin birliğini istiyorsa O İslami hayatı Raşidi Hilafet ile tatbik etmek zorundadır. Bunu yapmayanlar ise zillete mahkûm olacak ve başarısız olacaktır.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Musa BAYOĞLU