Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Haber & Yorum Araştırma Türk Halkının Çoğunluğunun Evlilik Dışı İlişkilere Karşı Olduğunu Gösterdi, Oysa Türkiye'nin Kapitalist Liberal Nizamı Evlilik Dışı İlişkileri Teşvik Ediyor

بسم الله الرحمن الرحيم

 

Haber:

Türkiye'nin Koç ve Sabancı Üniversitelerinin bu hafta açıkladıkları bir araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'de sorgulanan deneklerin %72'si, çifterin evlenmeksizin bir arada yaşamaları da dahil olmak üzere evlilik dışı ilişkilerin kabul edilemez olduğunu ifade ederken, bir yandan da Türk halkının %87'sinin çocuk sahibi olmak isteyenlerin evli olmaları gerektiğine inanmaktadır. Bu araştırma Türk medyasında çıkan Başbakan Erdoğan'ın kız ve erkek öğrencilerin yurtlarda karışık kalmasını eleştirmesinin ve kampüs yurtlarında kız ve erkek ayrıştırması yapılması gerektiğini açıklamasının ardından gelmiştir. Erdoğan karmaşık ortamların bir çok soruna yol açtığını açıkladı ve "Bu bizim muhafazakar ve demokrat değerlerimize aykırıdır" dedi.

 

Yorum:

İslam'a ve Türk insanların gayri meşru ilişkilere karşı açık tutumuna rağmen ve karmaşık ortamlar hakkındaki kendi açıklamalarına rağmen, Erdoğan ve hükümeti cansiperane kadın ve erkeğin serbestçe birarada bulunmasını ve gayri meşru ilişkileri teşvik eden Türk eğlence ve turizm sektörlerini öven bir kapitalist liberal nizamı desteklemeye ve onunla hükmetmeye devam ediyorlar. Bunun yanısıra bir de evli olmayan eşlerin bir arada yaşamalarına ve gayri meşru ilişkilere girmelerine izin veren bir hukuki çerçeveye de başkanlık yapmaktadırlar. Geçenlerde, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'de fertlerin hayat düzenlemelerine kendi arzularına göre karar verebileceklerini, "18 yaşını geçmiş reşit bireylerin bir ev kiralayarak birlikte kalmalarına yönelik bir yasal engel olmadığını" belirterek, tasdik etmiştir.

Bu kapitalist liberal sistem, bıkmadan usanmadan hem topluma dayatılan ve hatta bol bol Arap ülkelerine ve Hindistan alt kıtasına satılan yozlaşmış Türk filimlerinin ve televizyon dizilerinin seri üretimini destekledi. Bu şovlar sadece kadınları açık saçık, tahrik edici kıyafetlerle sunmakla kalmıyorlar, fakat aynı zamanda edebe aykırı, müstehcen ve aşikar fikir ve sahneleri içeriyor ve gayri meşru ilişkilere de romantik ve çekici bir hava veriyorlar. Tüm bunlar toplumun cinselleştirilmesine ve zinaya, eşini aldatmaya ve hatta gayri meşru çocuk sahibi olmaya karşı tiksintiyi de normalleştirip hassassiyeti ortadan kaldırmaya yarıyor. Bir Türk köşe yazarı "Bu yayıncılık değil, bu ahlaksızlığa doğru toplum mühendisliğidir." diye yazmış. Bu şahsi ve cinsel hürriyetlerden kaynaklanan ahlaksızlık ve toplumsal kaosun aynısı Batılı ülkelerin de başlarına bela olmuştur. Bundan dolayı New York Times'ın bu yılın Haziran ayında Türk sinemasındaki üstel artışı "Batılı değerlerin zaferi" olarak tasvir etmesi şaşırtıcı değildir. Ancak, fertleri şehevi arzularının peşinden koşturmaya teşvik eden bu değerler, İngiltere'de 13 ve 17 yaş arası 10 gençten 9'unun cinsel ilişkilere girmelerine yol açmıştır (NSPCC - Çocuk Organizasyonu'nun açıklamalarına göre) ve ülkedeki çocukların neredeyse %50'si evlilik dışı doğmaktadır (Ulusal İstatistik Ofisi'ne göre). Bu kesinlikle Türkiye'deki Müslümanların kendi toplumları için arzuladıkları gelecek değildir, ancak bu liberal değerler ve sistem ülkelerini yönetmeye devam ederse gerçekleşecek olan budur. Üstelik Türk eğlence endüstrisindeki bozuk Hollywood tasarımı aşk ve romantizm mefhumu, eş ve evlilik arayışında hatalı, gerçek dışı ve gayri İslami beklentiler meydana getirmiş, bazı insanları Batılı bakış açısına dayalı, pembe dizilerin hayali karakterlerindeki güzellik ve nitelikleri kendi eşlerinde aramaya sevk etmiştir. Gerçekle hayal arasındaki uyuşmazlık, fertleri bu aldatıcı beklentileri farklı yerlerde tatmin etmeye itmiştir, zina ve boşanmalara yol açmıştır. Belki de bundan dolayı Türkiye'deki boşanma oranlarının son 10 yılda %30 artmış olması şaşırtıcı değildir.

Ancak, tüm bunlara rağmen, kapitalist Türk hükümeti, kâr ve kazanç uğruna Türk film ve sinema sanayisini bilfiil teşvik etmiş ve maddi olarak desteklemiştir. İngiliz Guardian gazetesine göre, sadece bir on yıl öncesinde Türk filmlerinin yurt dışına satışı 1 milyon Dolar'dan daha azken, 2010'dan sonra 50 milyon Dolar'a ulaşmıştır. Üstelik Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı, Ertuğrul Günay'ın Ocak ayında düzenlenen bir törende Türk Televizyon dizilerinin yapımcılarına ve oyuncularına teşekkür plaketi verirken, ülkedeki turizmin artmasının büyük oranda bu şovlara dayandığını açıklamış, "Türkiye turizmden neredeyse 25 milyar Dolar elde etmektedir... en etkin reklam kültür ve sanatın sağladığıdır... Bu bizim sinerjimizin sonucudur." demiştir. Ayrıca devletin Türk sinemasına 2006 yılından bu yana 110 milyon Lira verdiğini de söyledi. Bundan dolayı, tüm kapitalist devletlerde olduğu gibi, Türk hükümeti de aşikar olarak, maddi kazanç uğruna halkının ahlakını, prensiplerini ve toplumsal refahını göz ardı etmekte ve ıskartaya ayırmaktaki istekliliğini ve toplumun ahlaki dokusunu muhafaza etme laflarının riyakarlıktan başka bir şey olmadığını kanıtlamıştır.

Türkiye'nin Müslümanlarını, şu anda memleketlerini kirleten ve onların asil İslami değerleriyle çelişen bu çökmüş capitalist liberal sistemi reddetmeye davet ediyoruz. Onu sizin içtenlikle sahip olduğunuz İslami inancınızı ve ilkelerinizi samimiyetle benimseyen ve uygulayacak olan Hilafet devletiyle değiştirin. Şeriatı bütünüyle uygulayarak, Müslüman toplumumuzu alçalmış Batılı liberal kültürün akınından koruyacaktır ve kadınların ve erkeklerin arasındaki ilişkiyi etkili bir şekilde düzenleyen İslami içtimai Nizamı uygulayacaktır, gayri meşru ilişkileri azaltacaktır. Aynı zamanda devlet içindeki İslami değerleri ve ahlak ölçülerini eğitim sistemi ve medya aracılığı ile teşvik ederken, bir yandan da zina ve gayri meşru cinsel ilişkileri de ağır cezalara çarptıracaktır. Öyleyse politikacıların boş retoriklerine razı olmaktansa, beldenize dininizin yüce ilkelerini geri getirecek olan Hilafeti isteyin.

 

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına yazılmıştır

Dr. Nazreen Nawaz

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Üyesi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER