Pazartesi, 21 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/13
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yöneticiler Tahtlarını Korumakla Meşgul Olurlarken, Mübarek Filistin Toprakları Kaybediliyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yöneticiler Tahtlarını Korumakla Meşgul Olurlarken, Mübarek Filistin Toprakları Kaybediliyor!

Haber:

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile ABD Başkanı Donald Trump arasında 23 Eylül'de birtakım görüşmeler gerçekleşti.Görüşmeler, BM Genel Kurulu'nun 80. oturumu kapsamında BM Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi.(Özbekistan Cumhurbaşkanlığı web sitesi, 25/09/2025)

Yorum:

Mirziyoyev'in ABD ziyareti ve Trump'la görüşmesi, Özbekistan'da ve yurt dışında bugüne kadar hala devam eden büyük tartışmalara yol açmıştır. Gerçek şu ki bu ziyaret, sadece son zamanlardaki en önemli olaylardan biri değildir, bilakis aynı zamanda Orta Asya'daki siyasi durumda köklü bir dönüşüm noktası olabilir. Çünkü ziyaret sırasında, birçok önemli olaylar yaşanmıştır. Örneğin iki ülke arasında rekor düzeyde 105 milyar Dolar değerinde anlaşmalar imzalanmıştır. Bu anlaşmalar arasında, Boeing'den 8 milyar Dolar değerinde uçak alımı dikkat çekici olduğu gibi ayrıntıları henüz açıklanmayan önemli maden kaynaklarına ilişkin anlaşmalar da vardır. Ayrıca Trump Mirziyoyev'i överek, onu "sözünün adamı ve büyük bir lider" olarak nitelendirmiştir. ABD Başkanı'nın Güney ve Orta Asya Özel Temsilcisi Sergio Gore, Şevket Mirziyoyev'e artık Beyaz Saray'a doğrudan erişim yetkisi verildiğini bildirmiştir.

Bu ve benzeri ayrıntılar göz önüne alındığında, Mirziyoyev'in ve onun siyasi elitinin ziyaretinin temel hedefinin, Amerikan havzasına katılmak ve kendi iktidarını pekiştirmek olduğu anlaşılıyor. Bu maksatla Özbekistan’daki Müslüman halkımızın mülkü olan maden zenginlikleri, kafir Trump’ın ayakları altına serilmekte ve Amerikan şirketlerinin ülkemizin ekonomisine, enerjisine ve diğer sektörlerine sızması için kapılar ardına kadar açılmaktadır. Ülkemizdeki bazı siyasi analistler ve medya kuruluşları, Mirziyoyev'in dünyanın en güçlü ülkesi Amerika'nın dikkatini ve desteğini çekmedeki başarısını, onun siyasi becerisi ve dehasının bir göstergesi olarak değerlendirdiler!

Ancak onlar, şu acı gerçeği unuttular ya da bilerek gizlediler ki o da şudur: 7 Ekim 2025 günü Aksa Tufanının gaspçı Yahudi varlığına karşı operasyonunun üzerinden tam iki yıl, yani 730 gün geçmesidir.Bu 730 korkunç gün boyunca Gazze ve Batı Şeria'daki Müslüman kardeşlerimizin yaşadıkları ve çektikleri acıları kelimelerle anlatmak mümkün değildir. 

Aksa Tufanı operasyonu, mübarek Filistin topraklarındaki cesur ve murabıt kardeşlerimiz tarafından başlatılmış olsa da, aslında anlamı çok daha geniştir ve tüm ümmete yönelik bir çağrıdır! Bu çağrıyı şöyle dile getirmek mümkündür ey İslam ümmeti! Biz işgale karşı direnişe Allah'a güvenerek başladık ve Mescid-i Aksa'yı ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sı olan mübarek Filistin topraklarını kurtarmak için canımızı feda etmeye de hazırız! Peki sizin aranızda, bu şerefli görevi üstlenecek, suçlu Yahudi varlığını sonsuza dek ortadan kaldıracak ve onu yeryüzünden silip süpürecek gerçek adamlar yok mu?! Evet, bu operasyonun arkasında, İslam ümmetine, özellikle de ordularına yönelik böyle bir çağrı vardır! Biraz olsun düşünebilen her aklı başında insan, bunu mutlaka anlayacaktır.

Peki bizi yöneten rejimler bu çağrıya nasıl bir tepki verdiler?Gördüğümüz gibi, boş sözlerle, yalandan kınamalarla, yüzüstü bırakmalarla ve sayısız içi boş konferans ve toplantılarla karşılık verdiler. Aynı zamanda Müslümanların Gazze'deki kardeşlerine yardım etmelerini engellemekle, sesleri susturmakla ve Yahudi varlığını savunmakla meşgul oldular.Daha da acısı onlar, üvey çocuğu Yahudi varlığını tüm yollarla destekleyen Amerika'yı memnun etmeye ve başkanı Trump'ın gözüne girmeye çalıştılar. Özellikle Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, bu ziyaretinde Yahudi varlığının ana destekçisi olan Amerika'ya olan bağlılığını ortaya koymuştur.

Müslümanların bomba varillerinin altında öldüğü, açlık ve hastalıkların acısını çektikleri bir zamanda kendilerini Müslüman olarak gören yöneticiler, sadece tahtlarını nasıl koruyacaklarını düşündüler. O halde Müslümanların bir iki gün değil, tam 730 gün çektiği acıları hissetmeyen bu kişilerden hiçbir hayır gelmez!

Bugün her zamankinden daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır Hilafet, biz Müslümanların tek sığınağı olup bizim koruyucumuz ve kalkanımız olacaktır!Bu nedenle mübarek devletimizin kurulması, İslam ümmeti için hayati mesele ve farzların tacıdır! Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İslam Ebu Halil - Özbekistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER