Pazartesi, 21 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/13
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısır Pazarında Yerleşim Yerlerine Destek Veren Şirketler Muharib Düşmana Doğrudan Destek Vermekte ve İslam'ın Hükümlerine Muhalefet Etmektedirler

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Mısır Pazarında Yerleşim Yerlerine Destek Veren Şirketler Muharib Düşmana Doğrudan Destek Vermekte ve İslam'ın Hükümlerine Muhalefet Etmektedirler

Haber:

4 Ekim 2025 Cumartesi günü Nafeza Mısır web sitesi, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin 2025 Eylül ayının sonlarında, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistin halkından gasp edilen topraklar üzerinde kurulan yasadışı yerleşim yerlerinde ekonomik faaliyetlerde bulunan şirketlere ilişkin veri tabanında güncelleme yaptığını söyledi. Güncelleme, Mısır pazarında belirgin bir ticari varlığa sahip altı büyük şirket de dahil olmak üzere 158 şirketi içeriyor ki bu altı şirket şunlardır: Airbnb, Booking.com, Expedia, TripAdvisor, Motorola Solutions ve JCB.

Yorum:

Nafeza Mısır'ın bahsettiği şirketler, gerek yerleşim yerlerindeki yerleşimcilere ve turistlere gayrimenkuller sunmak ve kiralamak yoluyla, gerekse Filistinlileri izlemek ve yerleşim yerleri inşa etmek için kullanılan ekipman ve teknolojik cihazlar tedarik etmek yoluyla yerleşim yerlerinde ekonomik faaliyeti kolaylaştıran hizmetler sundukları gerekçesiyle suçlanmaktadırlar.Bu şirketlerin Mısır pazarındaki varlığı ve onlarla ilişkilerin normal bir şekilde devam etmesi, devlet politikasındaki normalleşmenin boyutunu ortaya koymakta ve muharib işgalci varlığa yönelik boykot ve siyasi ve ekonomik düşmanlık gibi en temel standartlara bağlılığının boyutuna ilişkin önemli soruları gündeme getirmektedir.

Birleşmiş Milletler veri tabanına göre, Airbnb, Booking, Expedia ve TripAdvisor gibi büyük turizm rezervasyon şirketleri, yerleşim yerlerindeki gayrimenkuller için pazarlama ve kiralama hizmetleri sunarak, bu yerleşim yerlerinin ekonomik varlığının güçlenmesine katkıda bulunmakta ve olağan turizm destinasyonları arasına dahil ederek onlara meşruiyet görünümü kazandırmaktadırlar.Bu ise başlı başına siyasi ve ahlaki bir suçtur; çünkü bu, gasp edilen toprakların üzerine inşa edilmiş bölgelere teşvik etmekte, yerleşimcilerin para kazanmalarına yardım etmekte ve onların bekalarını finanse etmektedir.

Motorola Solutions, yerleşim yerlerine ve karakollara, Filistinlileri izlemek ve işgal altındaki bölgelerde güvenlik kontrolünü sağlamak için kullanılan gelişmiş gözetleme sistemleri tedarik etmektedir.JCB ise, yerleşim yerlerinin genişletilmesi ve Filistinlilerinin evlerin yıkılması da dahil olmak üzere İşgal altındaki Filistin topraklarında inşaat ve yıkım çalışmalarında ürünleri kullanılan ağır iş makineleri şirketidir.

İster bölgesel ofisler, ister dağıtımcılar, isterse platformlarının yaygın kullanımı yoluyla olsun bu şirketlerin Mısır pazarındaki varlığı, Mısır ekonomisinin, mübarek Filistin topraklarının işgalini fiili olarak destekleyen ve yerleşimlerin vakıasını normalleştiren varlıklara pratik olarak açık olduğu anlamına gelmektedir.

Bu sorun özel şirketlerle sınırlı değil, bilakis ciddi resmi politikalara kadar uzanmakta olup bu politikaların en önemlisi ise birkaç yıl önce imzalanan ve mevcut rejim altında geliştirilip genişletilen Mısır gazının Yahudi varlığına ihraç edilmesi anlaşmasıdır.

İhraç edilen bu gazın bir kısmı, işgal tarafından Gazze'nin açık deniz sahalarından ele geçirilen ve sınır belirleme anlaşmasının ardından vazgeçilen gasp edilen gazdır ve bu gaz, bölgesel ağlar ve Mısır, işgal ve Avrupalı tarafların da dahil olduğu üçlü anlaşmalar yoluyla aktarılmaktadır.Diğer bir deyişle Mısır, ümmetin çalınan gazını pratik olarak sıvılaştırıp tesisleri aracılığıyla ihraç ederken, Gazze halkı doğal kaynaklarını kullanma konusundaki en basit haklarından mahrum bırakılmakta ve elektrik, su ve yakıttan da yoksun bırakılmaktadır!

Ayrıca bu anlaşma Yahudi varlığına önemli bir ekonomik ve stratejik kaynak sağlamakta ve Mısır'daki sıvılaştırma tesisleri aracılığıyla çalınan gazın Avrupa'ya ihraç edilmesine imkan vermektedir; bu da Avrupa'nın ekonomisinin canlanmasına ve Gazze'deki halkımızı öldüren askeri makinesine finansman sağlamasına neden olmaktadır.

Tüm bunlar, Yahudi varlığının Filistin halkına karşı devam eden bir suç savaşı yürüttüğü, Gazze'nin neredeyse yirmi yıldır boğucu bir kuşatma altında olduğu, Gazze’ye gıda, ilaç ve yakıt erişiminin engellendiği ve Mısır devletinin, "taahhütler" ve "ekonomik işbirliği" bahanesiyle sınır geçişleri ve ticaret anlaşmaları aracılığıyla Yahudi varlığına enerji, mal ve gıda tedarikine katkıda bulunduğu bir zamanda meydana gelmektedir.

Bu davranışlar sadece “siyasi hatalar” veya “takdirde farklılık” sınırında olan bir şey değildir, aksine ciddi bir şerî muhalefettir.

Birincisi:Yahudi varlığı Müslümanların topraklarını işgal edip gasp etmekte, Müslümanları öldürmekte, Filistin'deki halkımıza savaş açmakta olup fiili muharip olan bir düşmandır; bu yüzden onun kapasitesini güçlendiren veya işgalini meşrulaştıran herhangi bir ekonomik, siyasi veya güvenlik işbirliğine girmek caiz değildir.

İkincisi: Muharib olan bir düşmana herhangi bir satış yapmak, menfaat sunmak veya destek vermek haramdır, dahası zalime yardım etme ve ona boyun eğme kapsamına girmektedir. İbn Kudâme el-Muğni’de şöyle demiştir: “Savaş halindeki savaş ehline, savaş için silah satmak veya ona yardımcı olmak caiz değildir; çünkü bu, Müslümanlara karşı savaşında onlara yardım etmek anlamına gelmektedir.”

Üçüncüsü: Düşmanı güçlendiren veya işgalinin devamını kolaylaştıran gıda, enerji veya hizmetlerin nakli haram olan hükmün kapsamına girmekte, dahası muharip olan kafirleri dost edinmek kapsamına girmektedir. Allah, şu kavliyle bu konuda uyarıda bulunmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِين Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.” [Maide 51]

Devletin görevi, şayet İslam'ın hükümlerine bağlıysa, yerleşimleri destekleyen şirketlerin Mısır pazarına girmesini engellemek ve Yahudi varlığıyla tüm ekonomik, siyasi ve güvenlik ilişkilerini koparmak olup Müslümanların topraklarını gasp eden muharip bir varlık olması itibariyle onunla herhangi şekilde ilişki kurmak veya normalleşmek caiz değildir.

Gaz anlaşmasının derhal iptal edilmesi gerekir; çünkü bu anlaşma, asıl olarak batıl olan bir anlaşmadır; zira bu anlaşma ümmetin servetinin gasp edilmesine dayanmakta ve muharib olan bir düşmana enerji ve gelir kaynağı sağlamaktadır ki bu, en büyük günah ve düşmanlık şekillerinden biridir.Ümmetin görevlerinden biri, bu politikalarından dolayı yöneticileri muhasebe etmesi ve halkımız Gazze'de katledilirken ve Filistin herkesin gözü önünde gasp edilirken muharib düşmanın desteklenmesine sessiz kalmamasıdır.

Görev, sadece ekonomik boykotlar veya anlaşmaların iptal edilmesi talepleriyle sınırlı kalmamalı, aksine ümmet, İsra ve Mirac topraklarına karşı tüm görevini de yerine getirmelidir ki bu da; Allah Subhnaehu'nun emrettiği ve İslam'ın kendisiyle yöneten ve ümmete liderlik eden bir devleti olduğu tarih boyunca Müslümanların yaptığı gibi Filistin'i kurtarmak ve Yahudi varlığını ortadan kaldırmak için orduları harekete geçirmektir.

Düşmana yönelik ekonomik, siyasi veya güvenlik desteğinin tamamı, iğrenç bir bağımlılık şekli ve Müslümanlara karşı yürütülen savaşa fiili olarak ortak olmaktır; bu nedenle ümmetin görevi, bu bağımlılığı kökünden koparacak ve düşmanlarına hizmet etmek yerine onlarla savaşmak için enerjilerini birleştirecek olan İslam'ın yönetimini ikamet etmek için çalışmaktır.

Mısır pazarındaki yerleşim yerlerini destekleyen şirketlerin varlığı, Yahudi varlığıyla yapılan gaz anlaşmaları ve bu varlığa gıda ve enerji tedarik edilmesi, evet bu uygulamaların tamamı, muharip olan düşmana doğrudan destek vermeyi ve açıkça şeriatın hükümlerine muhalefet etmeyi temsil etmektedir. Bu ise siyasi ve ekonomik bağımlılığın gerçekliğini ortaya koymakta olup köklü bir değişimin olması gerekir.

Ümmetin görevi, bu gerçekliği kesin olarak reddetmek ve bu gaspçı varlığa yönelik her türlü destek ve işbirliğini sona erdirmek için çalışmaktır ki bu sadece bireysel boykotlarla değil, aksine ciddi olarak muhasebe etmekle, Yahudi varlığını destekleyen ve ona güvence veren sistemi değiştirmekle ve ümmeti bağımlılıktan kurtaracak ve Filistin'deki kardeşlerimize fiili olarak yardım edecek İslami yönetimi kurmakla gerçekleşebilir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER