- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
ABD Elçisi Thomas Barrack, Müslüman Ülkelerine Karşı Amerikan Kibrini Somutlaştırıyor
Haber:
Barrack'ın gazetecileri kaos yaratmamaları ve hayvanlar gibi davranmamaları konusunda uyardığı açıklamaları, medya çalışanlarının kendisinden ve ABD elçisi Morgan Ortagus'tan yorum almak için itişip kakışırken, kaotik durumun devam etmesi halinde konferansı sonlandıracağı tehdidinde bulunmasıyla geldi.
Barrack gazetecilere, "Burada bir dizi farklı kurallar koyacağız.. biraz susmanızı istiyorum" dedi ve şöyle ekledi: "Bu iş kaotik, hayvani bir hal almaya başladığı anda biz yokuz." Ayrıca onları "medeni, nazik ve hoşgörülü davranmaya" çağırarak bu kurallara uyulmamasının bölgedeki sorunların bir parçası olduğunu belirtti.
Yorum:
Batı'daki politikacılar ve yöneticiler, özellikle de Amerikalılar, İslam beldelerinin yöneticilerine, çeşitli seçkinlerine ve üçüncü dünya ülkelerinin halklarına bu şekilde kibirli, küstah, kendini beğenmiş, gururlu ve alaycı bir şekilde davranıyorlar.Amerikan büyükelçisinin gazetecilere yönelttiği bu hakaretler, Muntazar el-Zeydi'nin 2008'de Irak'ı ziyareti sırasında, kibir, gurur ve bir efendinin köleye karşı davranışını sergilediği bir basın toplantısında ABD Başkanı George W. Bush'a terlik attığında yaptığı gibi aralarında ona cevap verecek ve bu kibirli ve gururlu davranışı reddedecek birinin olmayışından değil midir?!
Amerikalı elçi gazetecileri, daha doğrusu Lübnan'daki ve tüm İslam bölgesindeki tüm halkımıza hakaret ediyor, bizleri kaosçular ve hayvanlar olarak nitelendiriyor ve bölgenin acısını çektiği sorunun kaos olduğunu söylüyor.
Soru şudur: Ülkemizde kaos çıkaran kim; mezhepcilik, particilik ve askeri çatışmaları körükleyen sömürgeci vahşi Amerika değil midir?Bu görüş, W. Bush döneminde Dışişleri Bakanı olan Condoleezza Rice tarafından da dile getirilmişti; zira Rice, ABD'nin Orta Doğu'daki politikasının “yaratıcı kaos” olduğunu söylemişti.
Amerikalı fütürist George Friedman, Amerika'nın İslam beldelerine yönelik politikasının ve hedefinin, "basitçe İslam beldelerini parçalamak, buralarda kaos çıkarmak, tarafları birbirine düşürmek olduğunu ve İslam imparatorluğunun ortaya çıkmasını engellemenin bu şekilde olabileceğini" düşünüyor; o halde ABD'nin elçilerinin sürekli olarak taşıdıkları ve uygulanmasını denetledikleri Amerikan politikası, Müslüman ülkelerin bileşenleri arasındaki çatışmayı sürdürerek bu ülkeleri parçalamaya ve bölmeye hazırlamak ve İslami yönetimi uzaklaştırarak ülkemizdeki kendi çıkarlarını gerçekleştirmek olmuştur.
Sudan'da olduğu gibi, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile ABD elçisi Massad Boulos arasında İsviçre'de üç saat süren gizli toplantıda, İbrahim Anlaşmalarının imzalanmasına, gaspçı Yahudi varlığıyla normalleşmeye ve Darfur'u ayırma planının uygulanmasına devam edilmesi yönünde talimatlar verilmiştir.Bu elçilerin İslam beldelerine taşıdıkları şey şudur: savaşların ve yıkımın ateşlenmesi, Yahudi varlığının korunması ve onun bölgede genişlemesi için güçlendirilmesi, Netanyahu'nun “Büyük İsrail’in” kurulmasıyla ilgili olarak açıkladığı gibi Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan'da yeni toprakların yutulması ve sürekli olarak Batı medeniyetine tabi olsunlar diye İslam ülkelerinde İslami yönetimin engellenmesidir.
Tüm bileşenleri ve kesimleriyle İslam beldelerinin halkından talep edilen, bu durumlara karşı ayaklanmak ve vahdetimizi garanti altına alacak ve aramızda adaleti tesis edecek azim İslam ideolojisine geri dönerek kurtulmaktır; o halde Hilafeti kurmak için harekete geçin ki Allah size merhamet etsin.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hüseyin (Ebu Muhammed Fatih) - Sudan