Haber-Yorum

Trump'ın Kibri!

Haber:

ABD Başkanı Trump'ın açıklamaları...

Yorum:

Trump'ın açıklamaları, halkları kendi gündemlerine yerleştirecek sayılardan ibaret gören bir zihniyeti ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle bu zihniyet, düçar olmuş halkların acılarını ticari bir mesele olarak ele alıyor. Dolayısıyla Gazze halkını yerinden etme ve sanki atalarının malıymış gibi topraklarını ve sakinlerini satın alma, hibe etme ve dağıtma meselesinden bahsettiğinde, ömrüme yemin olsun ki bu onun Filistin meselesini anlamadaki yüzeyselliğini ve Müslümanlar için dini ve tarihi değerini göz ardı ettiğini göstermektedir.

Bu pehlivan, ilk döneminden itibaren Arap yöneticilerine, onları zelil kılacak, konumlarını küçük düşürecek ve aşağılayacak şekilde hitap etmeyi alışkanlık haline getirmiştir.

Bu yeni görevle birlikte, kelime seçimini ve Filistin hakkında konuşmasını daha az kontrol etmeye başladı; hatta dostun ve düşmanın emin olamadığı sömürgeci politikasında en çılgın hayallerini nasıl da serbest bıraktığını gördük; hatta o kadar ileri gitti ki, büyük atalarımız tarafından fethedilen ve özgürleştirilen Müslümanların haraci toprağı olan Gazze’yi ele geçireceğini açıkladı.

Bu kaçığın kararlarına itaat etmek için Beyaz Saray'a koşuşturmaları Müslümanların başındaki yöneticiler için aşağılık ve utanç verici bir durum olup ne yazık ki ilk boyun eğenlerden biri de ihanet, rezillik ve utancın timsali Ürdün Kralı olmuştur.

Bu ise şanlı tarihin sayfalarına bakıp da Müslümanların kendilerini koruyan bir devlete sahip olduklarını, Halifesi ve başkanı Harun Reşid'in Roma Kralı'na hitaben nasıl büyük bir gurur ve ihtişamla şöyle dediğini gördüğümüz halde aşağılık ve utanç verici bir durumdur: “Müslümanların Halifesi Harun’dan Rum köpeği Nekfur’a, cevap işittiğin değil gördüklerin olacaktır.”

Müslümanların mülklerine yönelik bu vahşi saldırıya karşı koymamız gereken söylem işte budur. Ama aşağılık ve utanç verici yöneticilere gelince; onlar ihanet elbisesini giydiler; hatta bu aptal onları susturdu ve bu yöneticilerden, hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmayan hem de (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmeyen bu kibri caydırmak için göğsümüze şifa olup ferahlatacak bir söz göremedik ve işitemedik.

Yahudi varlığının yaptığı tüm katliamlar ve Müslüman kardeşlerimizin öldürülmesi, yakılması ve yerlerinden edilmesinden sonra bugün Trump'ın, geniş bölgesel koşulların ortasında taleplerinin tavanını yükselttiğini görüyoruz; çünkü o, bu ajan rejimleri kontrol edebileceğine inandığı için, tüm küstahlığı ile bu yöneticilerden utanıp sıkılmadan, suçlarını Körfez ülkelerinden (sağmal inek) finanse etmekten bahsediyor ve onları modern tarihin en büyük aşağılayıcı ihanetine maruz bırakıyor.

Bu suçlunun böylesine bariz sömürgeci açıklamalar yapmaya cüret etmesine neden olan şey Gazze'deki halkımıza yönelik duruşumuz olup Müslümanların Filistinlileri görmezden gelme ve onları kaçınılmaz kaderleriyle baş başa bırakma davranışlarının tırmanması da bu zalimin büyük atalarımızın topraklarına tecavüz etmesine yol açan bu aşağılanma ve kibrin sebeplerinden biridir.

Devletimiz, onurumuz ve haysiyetimiz düştüğünden beri bu hain yöneticiler yüzünden zillet elbisesi giydik, ne yazık ki uzaktaki koyun gibi olduk; bugünkü durumumuz bu olduğu gibi 7 Ekim 2023'ten bu yana yaralı Gazze de işte budur; hatta bizler, yüzüstü bıraktığımız kardeşlerimize yardımları girdirmek için geçitleri açsın diye suçlu Birleşmiş Millet kararlarına yalvaracak duruma gelinceye kadar onları izliyoruz!

Bu nedenle bugün Trump, Müslümanların yöneticilere karşı öfkesini görmezden gelerek, işlediği iğrenç suçun önünde hiçbir engel olmadığını düşünmektedir; çünkü bizler, enerjileri boşaltmaktan ve halkların öfkesini tüketmekten başka bir işe yaramayan protestolarla yetiniyoruz.

Bu paranın vaftiz babası Trump ve onun üvey evladı Netanyahu'nun bilmediği şey, toprağın bir Müslüman için şeref anlamına geldiği ve sınır mefhumunun da Sykes-Picot anlaşmasının koyduğu ve önlerinde bir engel teşkil etmeyen kısıtlamalar olduğudur; çünkü Filistin, Müslüman çocukların kalplerine dikilmiştir.

Trump'ın yerinden etme planından bahsederken kendinden emin bir üslupla konuşması, Arap yöneticilerine güç ve küstahlık diliyle hitap etmesi, bunu yapacaklarını söylemesi ve Körfez yöneticilerinin ödemesi gereken büyük miktarda paralardan bahsetmeye çalışması talihsiz bir durumdur.

Liberal bir felsefe ve materyalist bir dünya görüşü ve ilişkiler üzerine kurulmuş olan Amerika, vatanlarını savunmak için ölen halkların çığlıklarını hiç umursamıyor.

Trump, sanki topraklar, gerektiğinde ve insan güvensiz bir hale geldiğinde terk edilebilecek coğrafi alandan öte bir şey değilmiş gibi konuşuyor, Gazze halkına da bu şekilde davranıyor, onları yeni evlerle cezbediyor ve Gazze'de bir yatırım projesi hayal ediyor. Bu proje, bu medeniyetin tüm değerlerden ne kadar yoksun olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla o, insanların topraklarını, değerlerini ve onurlarını savunmak için neden öldüklerini bilmiyor.

Trump'a diyoruz ki: Gazze toprakları, sadece değiştirilebilecek coğrafi bir alan değildir; aksine bir tarih, bir akide ve bir kimliktir ki bunlar olmadan sahiplerinin varlığı gerçekleşemez.

Müslümanlar olarak bizler hiçbir gün zayıf olmadık; zira bizler dünyanın en büyük servetine sahibiz, ancak sefaletimizin sebebi bu otoriter rejimlerdir; çünkü onlar, Batılı ülkelerin rehinesidirler.

Bugünkü gerçekliğimiz çok acı vericidir; özellikle de aç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi üzerimize üşüşen Allah'ın düşmanlarının şiddetli saldırısıyla karşı karşıya olduğumuz için; bütün bunlardan kurtulmanın tek yolu, gururumuz ve bu eziyetlerden kurtuluşumuz olan devletimizin kurulması için ciddi olarak çalışmaktır. Halkına asla yalan söylemeyen bir lider olan Hizb-ut Tahrir, onurunuzu koruduğunuz ve haklarınızı muhafaza ettiğiniz bu izzeti yeniden tesis etmek için sizleri kendisiyle birlikte çalışmaya davet ediyor.

Sevinin ey Müslümanlar; zira düşmanlar ne kadar güçlü olursa olsun, Allah'ın zafer ve iktidar vaadinin gerçekleşeceğine gerçekten iman eden bir kimse için, Allah'ın izniyle yeryüzünde güvenlik ve egemenlik gerçekleşecektir. إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar.” [Muhammed 7] O halde Allah’ın izniyle büyük bir zaferle sonuçlanacak olan bu yüce şerefe nail olmak için hırslı olalım.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Munis Hamid – Irak