- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kovboy!
Haber:
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Salı günü ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşme sırasında, Mısır’ın, Trump’ın Gazze Şeridi'ni kontrol altına alma planına ilişkin Amerika ile nasıl çalışılacağına dair bir plan hazırladığını duyurdu.
Abdullah ile görüşmesi sırasında Trump, Amerika’nın Gazze Şeridi’ni kontrol altına alma ve sakinlerini kalıcı olarak başka yerlere nakletme planından yeniden bahsetti.
Gazze Şeridi hakkında şöyle dedi: “Ona sahip olacağız, onu elimizde tutacağız, ona değer vereceğiz, eninde sonunda Orta Doğu'daki insanlar için pek çok iş imkânı yaratacak bir yer haline geçireceğiz.” Planının bölgeye “barış getireceği” eklemesinde de bulundu.
Yorum:
Trump, bir kovboy zihniyetiyle, -İsra topraklarının bir parçası olan- Gazze Şeridi'nin halkını boşaltmak ve iddiasına göre burayı yeni bir Riviera’ya dönüştürmek istediği sihirli planını tekrarlıyor!
Trump’ın bu hayalperest planı inatçı Yahudilerin bile gözlerini kamaştırdı; zira Yahudilerden çok daha ileri bir aşamada olup tamamen ticari kapitalist hayal gücünü kullandı,Akdeniz kıyılarında stratejik bir konuma sahip bir arazi gördü ve on binlerce şehit bedeninin üzerindeki soykırım savaşının enkazını ve burayı modern gökdelenlere, golf sahalarına, kumarhanelere ve çılgın plajlara dönüştürmeyi hayal ettiği gibi Gazze halkının bu yerden herhangi bir çöle ya da belki de satın almak istediği Grönland’a silip süpürülebileceğini hayal ediyor; çünkü onlar, anası babası olmayan yetimlerdir. Bu yüzden küstah kafir şöyle diyor: “Ona sahip olacağız, onu elimizde tutacağız, ona değer vereceğiz,”
Sonra zararlı yöneticilerden kendisini ilk ziyaret eden 2. Abdullah'ın cevaplarına baktım da; Filistin devleti, geri dönüş hakkı ya da Ürdün’ün “Filistinliler için alternatif bir vatan olmayacağı” ve o zayıf yılların diğer sloganları hakkında tek kelime dahi etmediğini gördüm.Ancak Abdullah, ülkesinin çıkarlarına, belki de tahtının bekasına dikkat çekti.Yerinden edilmeyi reddettiğini açıkça ya da dolaylı olarak beyan etmeye cesaret edemedi ancak meseleyi, Müslümanların hiçbir zaman iyi bir şey ummadığı yaklaşan Arap zirvesine havale etti.
Sonuçta bu Amerika'nın, uluslararası politikada kovboy rolü oynayan Trump'ın lisanı üzerinden gerek kendi kötülüğünü gerekse kapitalist ideolojisinin kötülüğünü örten son yaprağını da ifşa etmekte olup onun tüm sözleri, tüm Müslüman ülkelerin başındaki yöneticilere yönelik bakışına ve onların burada bir ıslıkla güdülen bir inek ve şurada havlayan bir köpek oldukları gibi çoban onları ağılda tuttuğu sürece itaatkâr ve uysal olduklarına işaret etmektedir! Ancak ben, Allahu Teala’nın şu kavlini hatırladım: يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُوراً“(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildi.” [Nisa:120]
Peki iki milyarlık ümmet, kendilerinin bir parçası olan yaslı Gazze’nin ve sabırlı halkının derisinin yüzülmesini kabul edip seyirci mi kalacaklar?!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hüsameddin Mustafa