- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Türk Devletleri Teşkilatı Kimin Çıkarına Hizmet Ediyor?
Haber:
Türk Devletleri Teşkilatı'nın 11’inci zirvesi 6 Kasım’da Kırgızistan’da düzenlendi.Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre zirve şu başlık altında gerçekleştirildi: “Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes için Güvenlik.”Zirve çerçevesinde teşkilata üye devletlerin başkanları güncel konularda kararlar almanın yanı sıra zirve sonuç bildirgesi de dahil olmak üzere çok taraflı birçok belgeye imza attıldı.Zirveye Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın yanı sıra teşkilatın gözlemci ülkelerinin yöneticileri de katıldı.
Türk Devletleri Teşkilatı 2009 yılında kurulmuş olup, Macaristan 2018 yılından bu yana, Türkmenistan ise 2021 yılından bu yana teşkilata gözlemciler sıfatıyla katılmaktadır.
Yorum:
Türk Devletleri Teşkilatı’nın ana hedefi, Türk halklarını birleştirmek yoluyla Orta Asya ülkelerini Rusya ve Çin’in nüfuzundan uzak tutmaktır.Bu politika, bu örgüte Amerika’nın çıkarı için liderlik eden Türkiye tarafından uygulanmaktadır. Erdoğan bu örgüt aracılığıyla iç politikada milliyetçi duyguları harekete geçirmeye ve Türk halkının desteğini kazanmaya çalışıyor.Bunun sonucunda Amerika’nın dış politikada Orta Asya’daki nüfuzu giderek artacaktır. Nitekim Ukrayna’daki savaştan sonra Orta Asya bölgesinin stratejik önemi artmıştır.Bu nedenle bölge ülkeleri, çok yönlü bir politika bahanesiyle Batı ile işbirliklerini aşamalı olarak güçlendirmeye çalışmaktadır.Özellikle Orta Asya ülkeleri, Rusya’ya karşı dayatılan yaptırımlardan kaçınmak için alternatif ticaret yolları ararken, aynı zamanda Türkiye üzerinden Batı ile işbirliği yapmakla ilgileniyorlar.
Ancak tüm sömürgecilerin hedefi aynıdır; zira onlar, zayıf ülkeleri sömürgeleştirmek, zenginliklerini yağmalamak ve halklarını ucuz işgücü olarak kullanmak istiyorlar.Öte yandan Türk Devletleri Teşkilatı Müslümanları hiç önemsemediği gibi onları korumak gibi bir niyeti de yoktur;zira o, Çin tarafından zulme maruz kalan Müslüman Uygur Türklerini bile koruyamamıştır.Bu teşkilata üye devletler, oybirliğiyle Çin'in Uygur kardeşlerimize yönelik baskıcı politikasının Çin'in iç meselesi olduğunu ilan etmişlerdir!Ayrıca Filistin meselesinde de içi boş sloganların ve suçlayıcı açıklamaların ötesine geçemediler!
Dolayısıyla Müslümanların gerçekleri görmeleri ve bunlara yönelik fikirleri de akidelerinin zaviyesinden değerlendirmeleri gerekir. Başka bir ifadeyle Müslümanların birleşmesi, İslam şeriatı tarafından haram kılınan milliyetçilik ve Türkçülük temelinde değil de, tüm insanlığı bir tarağın dişleri gibi eşit gören İslam temelinde olmalıdır.
Bu nedenle Müslümanların, bugün uluslararası arenadaki hiçbir örgütü tanımamaları gerekir;çünkü onların hepsi, yukarıda bahsi geçen sömürgeci ülkelerin çıkarları için kurulmuştur.Aksine bize düşen, bu örgütlerin yerine tüm insanlığı sömürgeciliğin karanlığından çıkarıp İslam’ın aydınlığına kavuşturacak İslam Devleti'ni kurmak için çalışmaktır.Zira bu devletin İslam ülkeleri arasındaki sınır engelleri gibi bir sorunu olmayacak,aksine tüm İslam ülkeleri, adil bir Emir’in sancağı altında her türlü tehdide karşı tek bir vücut olarak savaşacaktır!Ayrıca bu devlet, parlak sözlere, milliyetçiliğe ya da başka değerlere dayalı olmayacaktır.Tam aksine Allah’ın şeriatına dayalı olacak ve tüm hükümlerini derhal uygulamaya başlayacaktır; işte o zaman Müslüman ülkeleri yağmalayan ve onların kanlarını döken kafirler “nereye kaçabiliriz?” diyeceklerdir. Bu nedenle Müslümanların, kafirlerin hilelerine ve kirli milliyetçi fikirlere aldanmamaları, aksine Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmaları gerekir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mümtaz Maveraünnehrî