- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mikati: “Hizbullah” Lübnan Cephesini Gazze Cephesinden Ayırmakta Geç Kaldı!
Haber:
Lübnan’ın geçici Başbakanı Necip Mikati, İran’ın Lübnan’daki partisinin Lübnan cephesini Gazze cephesinden ayırmakta geç kaldığını söyledi ve ABD elçisi Amos Hochstein ile yaptığı görüşmesinin ardından yakın zamanda bir ateşkes sağlanması umudunu dile getirdi.
Mikati şöyle dedi: “Hedefimiz Lübnan’ı korumak ve “İsrail” saldırganlığını durdurmaktır; bölgeye doğru yola çıkan ABD elçisi Amos Hochstein ile temasa geçtim ve yakında bir ateşkese varmayı umuyoruz. Hochstein’ın bu hareketi ateşkese yol açacağını umduğum bir umut işaretidir. Hochstein bana, bugün işlerin dünden daha iyi olduğunu söyledi.”
Yorum:
Amerikan elçisi Hockstein’ın yüzüne bakıp onun yüz hatlarından bir umut çıkarmak, aciz Arap yöneticilerin bariz bir endüstrisi haline geldi. Bu ise kendisini hem bir ajan hem de bir nesne olarak kabul eden birinin halidir; zira Lübnanlılar tarafından zenginliği ve ticaretiyle tanınan Necip Mikati, hükümete geldikten sonra bir ışık görmeyi isteyen bir bakış açısına sahip ideolojik bir kişi olmak bir yana hiçbir zaman Lübnan’ın çıkarlarını gözeten Lübnanlı bir lider olmamıştır. Bu nedenle İslam beldelerindeki tüm yöneticilerle birlikte onun da aşağılık bir derecede olduğunu görmektesiniz.
Tahran’daki hedefleri için, İran’ın Lübnan’daki partisi, “oyalama savaşı” olarak tanımlanabilecek bir şekilde, Yahudilerin Gazze’ye yönelik canice savaşında Gazze’yi destekleyen ilk parti oldu. Şimdi de Tahran, Yahudi varlığının kendisine yönelik saldırılarına rağmen geri adım atıyor ve Amerika’nın tavsiyelerinden dolayı geri çekiliyor. Bununla birlikte Amerika, İran’ın Lübnan’daki partisine de, özellikle üst düzey liderlerine ulaşan Yahudi varlığının saldırılarından sonra geri adım atmasını, yani Gazze’yi yalnız bırakmasını tavsiye ediyor. Dolayısıyla ABD elçisiyle müzakere eden güçler, Yahudi varlığının Lübnan cephesinin Gazze cephesinden ayrılması şartının gerçekleştirilebilir olduğunu ima etmeye başladı ve böylece Hochstein’ın yüz hatları Mikati’nin önünde değişmeye başladı.
Eğer bu teyit edilirse İran ve onunla birlikte takipçileri de, Mısır’daki Sisi rejimi, Suud rejimi ve Ürdün’deki Abdullah rejimi gibi diğer aşağılık rejimlere katılacaklar, yani Gazze’nin çevresindeki aşağılık Arap çemberi tamamlanmış olacaktır. Bu şekilde onlar, Yahudilerin baskısından kurtulmanın ve bölgede siyasi bir güç olarak kalmanın yolunun bu olduğunu zannediyorlar.
Gerçek şu ki Allah’ın tuzağı, Yahudilerin ve Amerika’nın tuzağından daha büyüktür; zira bu bir akide meselesidir. Bu nedenle Allah, Gazze’deki sabırlı mümin kullarına yardım edecek ve bugün mevcut olan diğer güçlerin, gelmekte olan büyük zaferde hiçbir payı ve nasibi olmayacaktır. Zira bu, Allahu Teala’nın imtihanlarından biridir; dolayısıyla İslam ümmeti, tarihinde birçok kez kükrediği gibi kükreyecek ve Allah’ın düşmanı Yahudiler ve Amerika ile iş tutan, iş birliği yapan ve komplo kuran tüm güçler düşecektir.Bu, yarın ya da yarından sonraki gün mutlaka gerçekleşecektir ki bunun zamanı Allahu Teala’nın elindedir. Bu yüzden zamanı geldiğinde Allah, mümin toplumun kalplerini ferahlatacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi