Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hacıların Ölümü, Beytullah'il-Haram’ın Misafirlerini İhmal Etmesi Nedeniyle Suudi Hükümetinin Hatasıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hacıların Ölümü, Beytullah'il-Haram’ın Misafirlerini İhmal Etmesi Nedeniyle Suudi Hükümetinin Hatasıdır!

Haber:

Raporlar, sıcaklıkların 50 derecenin üzerine çıktığı Suudi Arabistan’da bu ay Mekke’ye yapılan yıllık hac ziyareti sırasında 1.300’den fazla Müslüman hacı adayının hayatını kaybettiğini bildirdi. Sürekli olarak aşırı sıcağa maruz kalmak, organ yetmezliği ve hatta ölüm de dahil olmak üzere bilinen bir dizi sağlık zararlarına yol açabiliyor. Sıcak stresinin birçok ölüme neden olduğuna ve bunun tamamen önlenebilir bir olay olduğuna inanılıyor.Bu da yaşlılar ve engelliler gibi özellikle sıcak stresine karşı hassas olan gruplar için daha güçlü ısıdan koruma tedbirlerine olan ihtiyacı güçlendirmektedir. (İnsan Hakları İzleme Örgütü)

Yorum:

“Suudi Arabistan her yıl düzenlenen beş günlük hac ziyaretine katılan kişiler için kalabalıkların kontrolü ve güvenliğine yönelik tedbirlere milyarlarca Dolar harcadı ancak katılımcı sayısının çokluğu güvenliklerinin sağlanmasını zorlaştırıyor.” (Ajanslar) Suudi hükümeti halkına ve uluslararası medyaya uyduruk bir bahane sundu; ancak Harameyn’in mütevellisi olduklarını iddia etmeleri nedeniyle bu bahane tamamen reddedildi! Mütevelli olarak üstlendikleri rollerine karşı biraz dürüst ya da saygı duymuş olsalardı, zamanımızın geçmesiyle birlikte Hac özlemi duyan milyonlara rağmen organizasyon, kolaylık ve misafirperverlik konuları her hacı için erişilebilir bir hale gelirdi. Hac ve Umre Bakanlığı her yıl hac sezonu için hazırlık yapıyor ve dünyanın her ülkesinden gelen hacıların sayısını ve kontenjanlarını biliyor; dolayısıyla gerekli konaklamayı sağlayabilir ve hacıların gözetim ve tıbbi bakıma erişim eksikliği nedeniyle ölmelerine izin vermeyebilirdi. Aynı şekilde bu önlenebilir trajedinin yükünü onlar da taşıyorlar. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعاًKim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” [Maide 32]

Muhasebenin olmaması, Haccın fahiş masraflarını karşılamak için on yıllar boyunca yüz binleri biriktirerek uzak yakın demeden seyahat eden Müslümanlara yönelik büyük bir ihmalkârlığın olduğunu ortaya koymaktadır; bu ise Suudi rejiminin ümmete olan düşmanlığını kanıtlıyor ve bu da bizleri, bu tür ölümcül yolculuklara çıkmaya başlamadan önce iki kez düşünmeye sevk ediyor. Ancak şok edici haber, Suudi Arabistan Genel Eğlence Otoritesi Başkanı Turki eş-Şeyh’in şu açıklaması olmuştur: Riyad, 30 uluslararası takımın katılımıyla “Boulevard’da” düzenlenecek olan ve 60 milyon Dolara varan büyük ödüllerin olacağı Elektronik Sporlar Dünya Kupası’na (Electronic Sports World Cup) ev sahipliği yapacak! Bu ise tarihteki en büyük para ödülüdür!!

Bazı hacılar belirli vizelerin veya geçerli izinlerin bulunmaması nedeniyle bu şerî vacipten mahrum bırakılırken eğlencelere ise inanılmaz miktarda para akıtılmaktadır. Zira binlerce insan, yaşlarına bakılmaksızın ağır para cezalarına çarptırıldıktan, hatta hapsedildikten sonra ülkelerine dönmeye zorlanmış ve hac ibadetlerini yerine getirmeleri engellenmiştir. Nitekim İnsan Hakları İzleme Örgütü, kayıtlı olmayan hacıların klimalı çadırlar, spreyleme merkezleri, ulaşım veya rehidrasyon alanları gibi kamu tesislerine erişimlerinin engellendiğini bildirmiş ve şöyle demiştir: “Ölenlerin yüzde 83'ünün izin belgesi yoktur; bu da onların uzun mesafelere ve barınma olmaksızın güneşin altındaki dönemlere maruz kaldıkları anlamına gelmektedir…”

Müslümanlar dünyanın en kutsal yerinde sudan ve barınaktan mahrum bırakılmaktadır; o halde muhasebe ve liyakat hani nerede?! Nitekim Ebu Hureyra Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: إِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ... يَا ابْنَ آدَمَ اسْتَسْقَيْتُكَ فَلَمْ تَسْقِنِي‏.‏ قَالَ: يَا رَبِّ كَيْفَ أَسْقِيكَ وَأَنْتَ رَبُّ الْعَالَمِينَ؟! قَالَ: اسْتَسْقَاكَ عَبْدِي فُلاَنٌ فَلَمْ تَسْقِهِ، أَمَا إِنَّكَ لَوْ سَقَيْتَهُ وَجَدْتَ ذَلِكَ عِنْدِيŞüphesiz Allah Azze ve Celle kıyamet günü şöyle diyecek… Ey ademoğlu! Senden su istedim; beni sulamadın! İnsanoğlu şöyle diyecek: Ya Rabbi! Ben seni nasıl sularım! Sen alemlerin Rabbisin! Azze ve Celle de şöyle diyecek: Filan kulum senden su istedi; ona su vermedin! Onu sulamış olsaydın bunun (karşılığını) benim nezdimde bulurdun!” O halde Harameyn’in misafirlerine böyle mi davranılır?! Dolayısıyla onlar (Suudi yöneticiler), ümmetin maslahatlarını gözetme görevlerini yerine getirmiyorlar ve Müslümanlar, “emir sahipleri” olduklarını iddia edenlerden beridirler; aslında Suudi ailesi, ümmetle aynı kandan değildir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Menal Bedir

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER