Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze Katliamı ve İslam Ümmetinin İmtihanı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Gazze Katliamı ve İslam Ümmetinin İmtihanı!

Haber:

UNRWA Genel Komiseri Lazzarini, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde düzenlenen Danışma Komisyonu Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu.

İşgal altındaki Filistin topraklarında ve bölgede sarsıcı bir değişimin yaşandığını kaydeden Lazzarini, 7 Ekim 2023'ten bu yana insanların korkunç derecede kayıplar yaşadığını ve acı çektiğini söyledi.

Lazzarini, "Gazze’nin büyük bir kısmı yok edildi, iki milyondan fazla Gazzeli için burası gerçek bir cehennem. Çocuklar yetersiz beslenme ve susuzluktan ölüyor" dedi. (TRT Haber, 24/06/2024)

Yorum:

Kafir Batı ve onun Arap ve Türklerden oluşan işbirlikçileri tarafından Müslümanların kalkanı Hilafet Devleti’nin yıkılmasından bu yana İslam ümmeti sürekli olarak bir imtihandan geçmektedir. Yani o günden bu yana İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde gerek kâfir Batı’nın işgalleri, gerekse başlarındaki tiran yöneticilerin zulüm ve baskıları yoluyla Müslümanlar birçok sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır; ancak bu sıkıntıların hemen hemen hiçbiri özelde Müslümanlar genelde dünya halkları için dokuz aydır devam eden Gazze katliamı ve zulmü kadar net ve açık olmamıştır. Peki İslam ümmeti, Müslümanların maruz kaldığı sıkıntılar karşısındaki imtihanında başarılı olabilmiş midir? İslam ümmeti, İslam şeriatının kendisinden talep ettiği tepkiyi gerektiği şekilde gösterebilmiş midir? Özellikle son dokuz aydır devam eden Gazze katliamına karşı İslam ümmeti imtihanında başarılı mı olmuştur yoksa sınıfta mı kalmıştır?

Kerim Rasulümüz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ نُصْرَتَهُ Her kim bir Müslümanı saygınlığının kaybolması, şerefinin elden gitmesi söz konusu olan bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana şerefinin elden gitmesi ve saygınlığının yitirilmesi söz konusu olan bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yardım eder.

Şimdi soruyoruz: 7 Ekim 2023'ten bu yana, milyarları bulan İslam ümmetinin gözü ve kulağı önünde işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria’da on binlerce Müslümanın katledilmesi saygınlıklarının kaybolması değil midir? Yüz binlerce Müslümanın kaybolması şereflerinin elden gitmesi değil midir? Gazze’nin büyük bir kısmının yok edilmesi ve vahşi Yahudi varlığının burayı gerçek bir cehenneme çevirmesi saygınlığın kaybolması ve şerefin elden gitmesi değil midir? Gazze ve Batı Şeria’daki masum çocukların yetersiz beslenmeden ve susuzluktan ölmesi, canlı canlı yakılarak öldürülmesi, çaresiz anne ve babaların yeri göğü inleten çığlık ve feryatları saygınlığın kaybolması değil midir? Yahudi varlığının İşgal altındaki Gazze ve Batı Şeria’da dokuz aydır işlediği korkunçluklar karşısında İslam ümmetinin evlatlarından oluşan orduların sessiz kalıp kıllarını dahi kıpırdatmaması saygınlığın kaybolması ve şerefinin elden gitmesi değil midir? Daha da önemlisi tüm dünyanın gözü önünde dokuz aydır işlenen bu vahşet karşısında İslam ümmeti olarak ordu karargahlarının ve tiranların saraylarının önüne toplanıp onları harekete geçirmeye zorlamamamız saygınlığın kaybolması ve şerefin elden gitmesi değil midir?

Ey İslam ümmeti ve ey Müslüman orduları: Tüm bu olanlar karşısında Gazze ve Batı Şeria’daki Müslümanları yardımsız bırakmış olmuyor muyuz? Peki o halde hangi yüzle Allahu Teala’nın huzuruna çıkıp O’ndan yardım isteyeceğiz?! Bizim de saygınlığımızın kaybolması ve şerefimizin elden gitmesi durumunda, hangi yüzle Allahu Teala’dan yardım talep edeceğiz? Bunun da ötesinde yarın ahirette Allah’a nasıl hesap vereceğiz?

Haydi o zaman çok geç olmadan ve daha vakit varken İslam ümmeti olarak sorumluluğumuzu yerine getirelim; İslam ümmeti olarak orduların karargahlarının ve tiranların saraylarının önünü doldurup onları harekete geçirmeye zorlayalım!! Böylece Allah’ın huzuruna çıkıp O’dan yardım istemeye yüzümüz olur; belki de Allah bu amelimizden dolayı geçmiş günahlarımızı affeder ve bizim de yardım edilmesini çok arzu ettiğimiz bir yerde bizlere yardım eder!! Ve İslam ümmeti olarak sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisini kendimize rehber edinelim: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَابًا مِنْ عِنْدِهِ ثُمَّ لَتَدْعُنَّهُ فَلَا يَسْتَجِيبُ لَكُمْ Nefsim elinde olan Zat’a yemin ederim ki, ya marufu emreder ve münkerden nehyedersiniz yahut Allah size bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarırsınız da lakin duanıza icabet edilmez.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER