- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Küfür Rejimleri Altında Demokratik Bir Seçim mi Yoksa Hilafet Devleti’nin Gölgesinde Bir Halifeye Biat Etmek mi?
Haber:
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un Ulusal Konseyi Halk Meclisinde aldığı kararla 12 Mart’ta erken başkanlık seçimi yapılacak. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığına aday olan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un oğlu Serdar Berdimuhammedov’un Türkmenistan'ın Balkan ve Lebap illerindeki ofislerinde propagandaları başladı. (Azatlık Radyosu-Türkmenistan)
Yorum:
21 Aralık 2006’da Niyazov’un ölümünden sonra başkan vekili olan Berdimuhammedov Şubat 2007’de cumhurbaşkanı olarak seçildi. Uluslararası gözlemcilere göre Berdimuhamedov, günümüzde dünyanın en baskıcı ve kapalı rejimlerinden birini yönetiyor. Nitekim halkını küresel haberlerden soyutlamak, birbirleri arasındaki iletişimlerini engellemek ve rejime yönelik eleştirilerin önünü kesmek için internet erişimini en yüksek düzeyde engellemektedir. Hatta bu yöndeki uygulama uydu çanaklarının hükümet yetkilileri tarafından toplatılmasına kadar ulaşmıştır. Bu rejimin en büyük baskılarından biri de alternatif dini ve siyasi ifadelerin kullanılmasına izin vermemesi ve rejim aleyhine eleştiri yapan herkesi ağır bir şekilde cezalandırmasıdır. Bu yüzden Türkmenistan, Türki cumhuriyetleri arasında en çok siyasi mahkum barındıran ülkelerden biridir. Tüm bu baskıların devamlılığını sağlamak ve rejime karşı herhangi bir ayaklanma veya tepkinin önüne geçmek isteyen Berdimuhamedov, rejimin en önemli kurumlarına akraba ve meslektaşlarını yerleştirmiştir. Bu nedenle koruyucu anlamına gelen “Arkadag” adlı unvanı kullanmaktadır.
İşte tüm bu nedenlerden dolayı Müslüman Türkmenistan halkı rejimi eleştirmek bir yana onun aleyhine bir tek kelime dahi söylemekten çekinir bir hale gelmişlerdir. Ancak Türkmenistan halkı, özellikle Arap Baharı devrimlerinin ardından korku zincirlerini kırarak diktatör Berdimuhamedov rejimine karşı seslerini yükseltmeye ve artık diktatör rejimler istemediklerini dile getirmeye başladılar. Hatta Kazakistan ayaklanması sırasında Türkmenistan halkı oradaki Müslüman kardeşlerine destek gösterisi yapmak üzere sosyal medya hesaplarından çağrıda bulunmaya başlamışlardır. Bunun da ötesinde bu diktatör rejimi devirmek için Türkmenistan halkının da ayaklanması gerektiğine dair sosyal medyada yoğun bir propaganda başlattılar. Ancak diktatör rejim bunu fark edince tüm sosyal medya hesaplarına müdahale ederek bunun önüne geçme girişimlerinde bulunmuştur. Hatta Kazakistan ayaklanması sırasında halkın sokaklara dökülüp rejime karşı gösteri yapacaklarından korkan diktatör rejim gerek Rusya gerekse Türkiye’de, rejime muhalefet eden bazı aktivistleri tutuklayarak halkın kalbine korku salmak istemiştir.
Aslında özellikle Kazakistan ayaklanmalarının üzerine Türkmenistan halkının rejime karşı olan öfkelerini yakından hisseden Berdimuhamedov, halkın bu duygularını istismar etmek ve onların gerçek ve sahih bir değişime yönelmelerini engellemek için ani bir şekilde Ulusal Konseyi Halk Meclisine erken seçim kararını bildirdi. Erken seçime gerekçe olarak da “devlet yönetiminde gençlere izin verilmesi” olarak göstermiştir. Tabi diktatör rejim her ne kadar gençler olarak genel bir ifade kullanmış olsa da bundan kastı oğlu Serdar Berdimuhammedov’dur. Zira oğlu Serdar’ı seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiştir. Böylece seçim bahanesiyle hem halkın rejime karşı öfkesini bastırmak hem de diktatörlüğünün devam etmesi için oğlunu iktidarın başına getirmek istemektedir. Ancak Müslüman Türkmenistan halkı artık Berdimuhammedov’un zannettiği gibi rejimden korkan, bilinçsiz ve onun her emrine boyun eğen bir konumda değildir. Zira halkın içerisinde Berdimuhammedov’un seçim hilesini anlayan uyanık kişiler sosyal medya hesaplarından “biz Berdimuhammedov’un değil, oğlu da dahil tüm akrabalarının gitmesini ve ülkenin bunlardan kurtulmasını istiyoruz” şeklinde paylaşımlarda bulunmaya başlamışlardır.
Ey Türkmenistan halkı: Elbette diktatör rejime karşı koymanız ve onun değişmesini istemeniz takdire şayan bir durumdur. Ancak bunun yolu demokratik seçimler ve diktatör Berdimuhammedov ve ailesinin yerine başka bir aileyi getirmek değildir. Bunun yolu yıkılmasının üzerinden hicri tam 101 yıl geçen Hilafet Devleti’ni acil bir şekilde yeniden ikame etmektir. Zira dünyanın başına musallat olan vampir sömürgeci güçleri ve onların İslam beldelerindeki uzantıları olan ajan yöneticileri ortadan kaldıracak ve İslam ümmetinin sorunlarını Allah’ın Kitabı ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetine göre çözecek olan sadece Hilafettir. O halde küfür rejimlerinin, ihanetlerinin, zulümlerinin ve baskılarının üzerini örtmek için bir kılıf olarak kullandıkları demokratik seçimler saçmalığına kanmayın. Tüm çaba ve gayretlerinizi, sizlere anne şefkatinden daha şefkatli davranacak bir Halifeye biat etmek için gösterin ki hem dünyanız hem de ahiretiniz kurtulsun. Aksi takdirde yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların peşinden sürüklenmek zorunda kalacaksınız. Peki o zaman, küfür rejimleri altında demokratik bir seçim mi yoksa Hilafet Devleti’nin gölgesinde bir Halifeye biat etmek mi? Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَاذْكُرُٓوا اِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَٓاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّاَكُمْ فِي الْاَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًاۚ فَاذْكُرُٓوا اٰلَٓاءَ اللّٰهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَ “Bir düşünün: Allah sizi Âd kavminin ardından Halîfeler kıldı ve yeryüzünde size geniş imkânlar bahşetti. Yerin düzlüklerine saraylar kuruyor, dağları yontarak evler yapıyorsunuz. Öyleyse Allah’ın bütün bu nimetleri üzerinde düşünün de, bozguncular kesilip yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.” [Araf 74]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan