- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Uluslararası Hukukun Mahiyetini Bilmeyenlere!
Haber:
22 Şubat 2022 Salı günü Sana’da yayınlanan günlük hükümet gazetesi es-Sevra, “2140 sayılı karar, egemenliğe el koymak ve vesayeti dayatmak için hukuku ihlal etmekte ısrar ediyor” başlıklı bir haber yayınladı. Haberde şöyle geçti: “Güvenlik Konseyi’nin şok edici kararından ve Yemen’deki siyasi ve güvenlik durumunun uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu açıklamasından ve yedinci bölüm kapsamındaki eyleminden sonra, Güvenlik Konseyi, yedinci bölüm kapsamında birbiriyle çelişen kararları, eylemleri ve prosedürleri listelemeye başladı.”
Yorum:
Uluslararası hukuku bilmeyen ve hakkında konuşmayanlara; uluslararası hukuk, tüm dünya ülkelerinin boyun eğmesi gereken evrensel bir otoritedir ve var olması imkansızdır. Devletler arasındaki ilişkilerde küresel bir otoritenin olması caiz değildir ve uluslararası hukukun varlığını iddia etmek, savaşların ve kanlı çatışmaların varlığı anlamına gelmektedir. Çünkü hukukun bütün dünya ülkelerine uygulanması ancak cebir ve kuvvet yoluyla olabilir. Bu nedenle uluslararası hukukun varlığı doğru değildir.
Bugün uluslararası hukuk tarafından verilen kararlara karşı endişe duyanların ve onları reddedenlerin, bugün ve dün Birleşmiş Milletler koridorlarında ve onun örtüsü altında olmaları ne garip ve ne tuhaf bir şeydir. Nitekim onlar, uluslararası hukuka uyumlu olarak gelen uluslararası ailenin hakikatini ve onunla gerektiği gibi nasıl muamele edeceğini idrak edememelerinin bir sonucu olarak şizofreni hastalığına yakalanmışlardır. Ya bugün mevcut olan uluslararası aileye katılırlar, dolayısıyla ya uluslararası hukuka boyun eğerler veya eğmezler. Dolayısıyla da İslam Devleti’nin karşısında duran bir blok olmak için Batı Avrupa’daki Hıristiyan devletler ailesi olarak 1648’de Westphalia’da toplanan, çok küçük bir grup olduğu halde yanlış bir şekilde uluslararası toplum olarak adlandırılan, ardından da 1919 yılında milletler çetesine dönüşen özel yanlış bir temeli gösterirler. Nitekim Birleşmiş Milletler, 1945 yılında üzerine kurulduğu temelin değişmesine izin vermemiştir.
Bugün ayrıcalıklı pragmatizmi gerekçe göstererek uluslararası hukuku eleştirenler, kendi çıkarlarına hizmet ettiğini düşündüklerinde uluslararası kararların yanında yer alırlar ve gerçek yüzünü gösterdiğinde de onun karşısında dururlar.
Nitekim dünya perişan oldu ve büyük Batılı sömürgeci güçler tahakküm ettiğinden beri perişan olmaya devam etmekte ve uluslararası toplum veya uluslararası aile efsanesi olduğu sürece de perişan olmaya devam edecektir. Aslında devletler arasındaki ilişkiler, devletlerin üzerlerine uygulanması gereken bir kanunu empoze etmek için değil, kendi aralarında ittifak ettikleri anlaşmalarla düzenlenir. Ama sömürgeci Batılı ülkeler, çıkarları ve menfaatleri kendi aralarından paylaşmak için birleştiler. Bunu başarmak için de dünya ülkelerine müdahale etmek amacıyla uluslararası barışı ve güvenliği koruma sloganını gerekçe gösterdiler. Bu gerekçeler ne kadar parıltılı olsa da bir çıkar veya bir fayda elde etmek içindir.
Yemen üzerindeki konumunu kontrol etmek ve servetini yağmalamak için verilen uluslararası çatışma, bununla ilgili çıkarılan uluslararası kararların gerçek dürtüsüdür. Dolayısıyla sömürgecilerin pençesinden kurtulmak, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için çalışan iman ve hikmet ehline nusret vermekle olur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Şefik Hamis – Yemen