Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Laik Kanunların Altında Müslüman Kadının Gerçek Bir Temsili Olmayacaktır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Laik Kanunların Altında Müslüman Kadının Gerçek Bir Temsili Olmayacaktır!

Haber:

21 Şubat'ta Hindustan Times Gazetesi, Hindistan’ın Uttar Pradeş kentindeki mevcut seçimlerde Müslümanların yetersiz temsil edildiğini kapsayan bir makale yayınladı. Alıntılanan bir metinde şöyle geçiyor: “Hiçbir parti bu kez Prayagraj’daki on iki meclis koltuğuna Müslüman kadınları dahil etmedi.”

31 yaşındaki Kamer Cihan, Allahabad Konseyi’nin koltuğu için bağımsız olarak savaşan ve mücadele eden tek Müslüman kadındır. (Garb) 

Yorum:

Hindistan’daki Müslüman kadınların, zulüm noktasında uzun bir geçmişi vardır. Gelecek ayki Dünya Kadınlar Günü ile birlikte kadınların tarihinde hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyor. Hatta yılın başında gazeteci İsmat Ara, toplumsal ve özel hayatında acı verici bir deneyim yaşamasına neden olan “açık artırmada” yayınlanmıştır. Bu ise, başarılı Müslüman kadınların resimlerini aşağılayıcı ifadelerle yayınlayarak hakaret etmenin yeni bir yaygın uygulamasıdır. Zira genellikle bu kadınlar, Bharatiya Janata Partisi (BJP)’nin zulümleri ve ihlalleri hakkında konuşma konusunda aktif olmuşlardır. Dolayısıyla bunları kolaylaştıran BJP’nin yandaşları, kesinlikle adalete teslim edilmemekte ve kadınlar olumsuz bir şekilde öne çıkarak korkunç sonuçlara katlanmaktadırlar.           

Nitekim İsmat Ara, o kadar çok iftiraya uğradı ki şu anda Hindistan’da en çok iftiraya uğrayan 20 kadın gazeteciden biridir.  

Hindistan hükümetinin onayladığı bu korkunç davranışlar, Müslüman kadınlar parlamentoda temsil edilmek için çalışsalar bile laik kanunun altında kesinlikle ortadan kalkmayacaktır. Esasında orada, Hilafet’in yeniden kurulmasının kesinlikle gerçekleşmemesi gerektiğine ikna olduğundan dolayı İslami kanunlara ve uygulamalara karşı olan bir muhalefet vardır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَAllah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [Tevbe 32]

Bu vesileyle İslami olmayan bir yönetimin altında asla rahat etmeyeceğimizi anlamalıyız. Ayrıca sorunların tüm çözümlerinin, Allah Subhanehu ve Teala’nın istediği gibi, yani Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’in kurulması ile olması gerektiğini de anlamalıyız. 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrana Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER