- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Askeri Güce Dayalı Hegemonya!
Haber:
Amerikan National Interestweb sitesi, askeri güce dayalı hegemonyanın sona erdiğini belirten bir makale yayınladı. Çünkü özellikle büyük güçlerin elindeki silahların gelişimi, karşılıklı güvenceli yıkım nedeniyle savaşları kazanmayı imkânsız hale getiren bir düzeye ulaştığı gibi yönetilebilir en düşük düzeydeki çatışma fikri de uygulanamaz bir hale gelmiştir.
Yorum:
Silah endüstrisi ve teknolojileri son yıllarda muazzam bir gelişme göstermiş ve Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve geçen yüzyılın doksanlı yıllarının başında Varşova Paktı denilen şeyin sona ermesiyle Doğu Bloku dağılıncaya kadar dünya doğu ve batı blokları arasındaki soğuk savaş döneminde bir silahlanma yarışına girmiştir. Nitekim özellikle Çin’in bir ticaret devi olarak ortaya çıkmasının ve Amerika Birleşik Devletleri’nin hegemonyasına bir tehdit oluşturmasının ardından dünya yeni bir silahlanma yarışına geri dönmüştür.
Yazar, “askeri güce dayalı hegemonyanın sonu yaklaştı” makalesine; büyük ülkelerin sahip olduğu muazzam askeri yeteneklerden, her birinin diğerini tamamen yok etme gücünden ve bu karşılıklı yeteneklerin bu büyük taraflardan her biri için caydırıcı bir faktör haline gelmesinden başlamıştır. Dolayısıyla şayet rakibini yok etme gücün varsa, rakibinin de seni yok etme gücü olduğunu unutma düşüncesiyle yola çıkıyor.
İslami Hilafet Devleti’nin ortadan kalkmasından ve İslam’ın yönetimden kaybolmasından bu yana dünya sefalet içinde yaşamaktadır. Zira İslam, Allahu Teala’dan vahiy olarak gelen bir ideoloji olup onun yayılma metodu da davet ve cihattır. Böylece Müslümanlar, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve aralarından adaleti tesis etmek için ideolojilerini insanlara taşıyacaklardır. Çünkü İslam ideolojisine dayalı Hilafet Devleti’nin hedefi yıkım olmayacaktır. Ancak daveti taşımanın önünde duran ve insanlara İslam’ın ulaşmasını engelleyen maddi engelleri kırmak için askeri gücün olması da kaçınılmazdır. Ama Hilafet Devleti, başkalarını ödürmeye çalışmaz. Ancak Hilafet Devleti onları, Allah Subhanehu ve Teala’nın razı olduğu gerçek hayatı yaşatmaya çalışır. Dolayısıyla yakında kurulacak olan Raşidi Hilafet Devleti, hak muzaffer oluncaya kadar dünyadaki çatışmayı, özellikle insanlar arasındaki iletişim ve bağlantı araçlarının gelişmesiyle birlikte hak ile batıl arasındaki bir çatışma olan fikri bir çatışma haline getirecek ve insanlara hakkın ulaşmasını engelleyenlerle maddi mücadeleden de vazgeçmeyecektir. Hatta Allahu Teala’nın emrine icabet ederek bunun için elinden gelenin en iyisini yapacaktır: وَأَعِدُّواْ لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدْوَّ اللّهِ وَعَدُوَّكُمْ “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın ve sizin düşmanlarını korkutursunuz.” [Enfal 60] Böylece dünyada, hakka ve adalete dayalı hegemonya olarak adlandırılabilecek bir şey olacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Halife Muhammed – Ürdün