- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yemen Halkının Sevinci, Allah’ın Şeriatının Tatbik Edilmesinde ve İslam’ın Yönetiminin İktidar Olmasındadır!
Haber:
Es-Sevra Gazetesi’nin 5/2/2022 tarihli sayısında “Yemenlilerin İslam’a Giriş Yıldönümü Olan Receb Cuma Gününü Anmaya Yönelik Kültürel Faaliyetler” başlığıyla yayımladığı haberde, bu vesileyle başkent ve illerin belediyelerinde düzenlenen etkinliklere ve kutlamalara ışık tutuldu.
Yorum:
İslam’ın Yemen’e girişi, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, Hicretin sekizinci yılında Ali İbn Ebu Talib ve Muaz İbn Cebel Radıyallahu Anhumu halkını İslam’a davet etmeleri için Yemen’e gönderdiği zamana kadar uzanmaktadır. Nitekim Yemen halkı, hiç tereddüt etmeden ve direnmeden onların davetine icabet etmişlerdir. Sonra İslam Yemen’de daha yerleşik bir hale gelmiş ve halkı, Şam’ı, İran’ı ve daha sonra Müslümanlara başkentlik yapan birçok ülkeyi fetheden Müslümanların ordusuna katılmıştır.
Yemen halkının, akın akın girdiği İslam, hak ve adalet dinidir. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir dindir. İnsanlığın her iki dünyada da mutluluğu tadabilmesi için yaratıcımız Allah Azze ve Celle’nin bizden razı olduğu şekilde hayatın işlerini yürüten mütekamil Rabbani bir metottur. Ama tek dertleri İslam düşmanlarından olan dostlarına itaat etmek olan, onların batıl ideolojilerini tatbik eden ve az bir dünya menfaati karşılığında dinlerini satan birbirini takip eden zalim yöneticiler yüzünden İslam şeriatının hükümlerinin yokluğunun gölgesinde Yemen halkı için bu dinden bireysel ibadetlerden başka bir şey kalmamıştır!
Receb’in ilk Cuma kutlamaları ve diğerleri, İslam ile yönetmeyen ve İslam’ı Kapitalist beşerî sistemlerle değiştiren rejimlerin gölgesinde gerçekleşmektedir. Zira onların, Mescid-i Aksa’yı kurtarmak için orduları harekete geçirmek yerine sömürgeci kâfirin türettiği ve onun sayesinde Müslümanların bütünlüğünü parçaladığı vatancılık uğrunda savaştıklarını, Demokrasi ve beşerî kanunlarla yönettiklerini, ekonomide Kapitalist sistemi benimsediklerini ve onları suçlayan herkesle savaştıklarını görmektesiniz. Dolayısıyla onlar, Allahu Teala’nın şu kavline muhalefet ederek Allah’ın şeriatından başkasıyla yönetmektedirler: فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً “Hayır, Rabbine andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra haklarında verdiği hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.” [Nisa-65] Ve Allahu Teala’nın şu kavline: وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ “Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet (yönet) ve onların arzularına uyma, Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın.” [Maide-49] Ayrıca bir gözetim nizamı olan İslam’ı getiren Allah’ın Nebisi Aleyhissalatu ve’s Selam’ın hidayetinin dışında bir yol aramaktadırlar. Oysa İslam, nâsslar ve şerî delillerle hayatın sorunlarına çözümler sunduğu gibi (yönetim nizamı, ekonomik nizam, içtimai nizam, ukubatlar ve muamelat nizamları) gibi hayatın tüm yönlerini kapsayan çözümler de sunmaktadır.
Yemen halkı, ilk andan itibaren iman ettikleri İslam’ın yönetiminin yokluğunun gölgesinde musibet üzerine musibet yaşadıkları gibi ülkelerini ayrıcalıklı kılan, görünen veya görünmeyen sayısız servetlere ve doğal kaynaklara rağmen yoksulluk ve hastalık yayılmakta, yolsuzluk, perişanlık, sefalet, kötülük, zulüm ve baskı artmakta ve bu yöneticiler mümin hakkında bir ahit ve anlaşma gözetmemektedirler.
Yemen halkının sevinci, Allah’ın şeriatının tatbik edilmesinde, akidesi ve şeriatıyla İslam’ın yönetiminin iktidarda olmasında, yönetim nizamı olarak âlemlerin Rabbinin indirdiği ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in tatbik ettiği nizamı benimsemesindedir. Nitekim Raşid Halifeler de tatbik konumunda olsun diye Rasulün yolu üzere yürümüşlerdir. Bu ise ancak İslam beldelerinde Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’ni kurmak için ciddi bir şekilde çalışmakla olacaktır. Zira Hilafet Devleti, İslam ülkelerini La İlahe İllallah Muhammeden Rasulullah bayrağı olan tek bir bayrağın altında aynı düzeyde bir araya getirecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Kayser Şemsan – Yemen