Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Terörizme Karşı Savaş, Aslında İslam’a Karşı Bir Savaştır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Terörizme Karşı Savaş, Aslında İslam’a Karşı Bir Savaştır!

Haber:

4 Ocak 2022’de Qalampir.uz sitesi şu haberi yayınladı:

Özbekistan’ın 2022-2026 dönemine ilişkin yeni kalkınma stratejisinde, Özbekistan Cumhuriyeti’nde 2022 yılında aşırıcılık ve terörle mücadeleye yönelik reformların uygulanacağı açıklandı. Buna göre aşırıcılık ve terörle mücadele alanında bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla iş birliğinin yasal çerçevesi genişletilecektir.

Yorum:

Şimdi ABD, Rusya ve Çin’in başını çektiği sömürgeci ülkeler, “terörizm ve aşırıcılıkla mücadele” bahanesiyle dünyanın dört bir yanında İslam’a karşı savaşmaktadırlar. Aslında bu mücadele, İslam’a ve İslam ümmetine karşı hadari bir mücadeledir. Dolayısıyla bu mücadelede sömürgeci ülkeler, İslam’a ve ümmete karşı savaşmak için kendi ajan rejimleriyle bir araya gelmektedirler. Özbekistan’daki Mirziyoyev rejimi de bundan bir istisna değildir. Zira 1 Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in kararnamesi ile Özbekistan’ın “aşırıcılık ve terörizmle” mücadeleye yönelik ulusal stratejisi kabul edilmiştir. Kesinlikle bu strateji, İslam’ı hayatın her alanına geri getirmek için çalışan Hizb-ut Tahrir gençlerini hedef almaktadır. Dolayısıyla kana susamış tiran Kerimov, Hizb-ut Tahrir’e karşı hapsetme, öldürme, zulüm ve benzerleri gibi baskıcı bir politika izlerken Mirziyoyev ise bu politikayı bir ölçüde “hafifletti”, yani mücadeleyöntemini değiştirdi. Tabii bunu, efendileri Amerika’nın, Batı’nın ve her şeyden önce de Rusya’nın yönlendirmesiyle yaptığında şüphe yoktur. Çünkü Müslümanların kanını emen bu tür mücrim rejimleri oluşturanlar Rusya, Amerika ve Batı’dır. Nitekim Mirziyoyev rejimi de dahil bu rejimler, petrol ve silah şirketleriyle ilgili projeler de dahil olmak üzere ekonomik projelerinin yanı sıra siyasi projelerini uygulamak amacıyla efendileri için bir araçtırlar. Buna dair bir örnek Rus şirketi Lukoil ile yapılan anlaşmadır. Zira bu şirket, sadece Özbekistan’daki doğalgazı yağmalamakla kalmamakta, ayrıca milyonlarca borcu da Özbekistan halkının boynuna yüklemektedir!

Diğer İslam ülkelerinin halkları gibi Özbekistan halkı da dahil Orta Asya halkları, Kapitalizmi uygulayan bu rejimlerin zulmünden bıkmış ve yorgun düşmüştür. Zira Kazakistan’daki kitlesel protestolar buna delalet etmektedir. Ama Kazakistan Cumhurbaşkanı hiç utanmadan binlerce göstericiyi “teröristler” olarak nitelendirmiştir!! Yani bu tiranların gözünde onların zulümlerine karşı çıkan herkes bir teröristtir!

Amerika, Rusya ve diğer sömürge ülkelerin liderliğindeki kafirler, bu halkların İslam temelinde kalkınacak olmalarından ölümüne korkmaktadırlar. Bu sömürgeci kâfirlerin ajanlarına bu tür stratejiler geliştirmelerini emretmelerinin nedeni işte budur. Dolayısıyla bu ajanlar da tahtlarını korumak için, insanları geçimlerini sağlamanın peşinde koşturmakta ve saray mollaları da onlara yardım etmektedirler. İşte ümmetin geri kalmasının ve dinini ve haklarını kaybetmesinin nedenlerinden biri de saray mollalarıdır. Zira onlar, İslam adına insanları aldatan rejimin borazanlarıdırlar. Ayrıca rejim, İslam’ı hayata geri döndürmek için davet taşıyan Hizb-ut Tahrir gençlerini “aşırılıkçı” ve “terörist” olarak nitelendirmektedir. Dolayısıyla bu mollalar, onlara eşlik edecekler ve rejimin küfür kanunlarına ve bu tür stratejilerine İslam kılıfını giydireceklerdir! Ayrıca onlar, bu kafir rejimlerin kanlı baskın yapmalarının yolunu da açmaktadırlar. Zira Özbekistan müftüsü küstahça “Kazakistan’daki protestoların arkasında Selefilerin ve diğer mezheplerin olduğunu” söylemiştir! Kesinlikle küfür rejimleri, bu mücadelede saray mollaları ile birlikte baskıcı güvenlik araçlarını da kullanacaklardır.

Ey Özbekistan’daki Müslümanlar: En büyük teröristler Amerika, Batı, Rusya, Çin ve diğer sömürgeci ülkeler olduğu gibi aynı şekilde mücrim rejimler de teröristtirler. Batı, Kapitalist ideolojinin çöküşün eşiğinde olduğunu, İslam ümmetinin ise dinine geri dönme ve Hilafet Devleti’ni kurma yönünde ilerlemeye başladığını görmekte ve anlamaktadır. İşte bu yüzden Batı, İslam’ın hayatın mücadele alanına geri dönmesini engellemek için bu ajan rejimlere “terörizm ve aşırıcılık” kisvesi altında İslam ile savaşmalarını emretmektedir. Özbekistan rejimi de dahil bu mücrim rejimler, tahtlarını ve efendilerinin çıkarlarını korumak için hiç tereddüt etmeden kendi halklarının kanlarını dökmektedirler. Zaten buna, gerek 2005 yılında Andican’da yaşanan kanlı olaylarda gerekse dün Kazakistan’da yaşanan kanlı olaylarda şahit oldunuz. Dolayısıyla bu köhnemiş rejimleri kökünden söküp atmanın ve Kapitalizmin karanlıklarından İslam’ın nuruna kavuşmanın zamanı gelmiştir. Zira sömürgeci kâfirler ve onların mücrim rejimlerden oluşan ajanları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar İslam’ın hayatın mücadele alanına geri dönmesini asla engelleyemeyeceklerdir. Allah’ın izniyle yakında, kesinlikle İslam’ın şafağı doğacaktır.

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَAllah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [Tevbe-32] 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

İslam Ebu Halil – Özbekistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER