- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yemenli Siyasi Partilerin Helsinki’de BM Temsilcisi İle Görüşmelerinin Arkasında Ne Var?
Haber:
Siyasi partilerin liderleri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, altı yıldır savaş içinde olan ülkedeki barış süreci ve tarafların siyasi hayata yeniden başlamada ön görülen rolleri üzerindeki görüşmeler için bir toplantı düzenledi.
Bu, Sana'a Araştırma Merkezi ve Uluslararası Kriz Yönetimi Merkezi tarafından Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen toplantılar sırasında gerçekleşti. Nitekim buraya, özellikle Genel Halk Kongresi, Yemen Reform Cemaati, Yemen Sosyalist Partisi, Reşad Partisi ve Nasırcı Örgütü olmak üzere parti liderleri katılmıştır. (Ahbâru Yemen, 01/11/2021)
Öte yandan aynı partiler aynı gün, bu partiler adına Marib’den yapılan açıklamaya ek olarak kendileri için ortak bir bildiri yayınladılar: “Husilerin Marib ve sakinlerine yönelik saldırganlığının ve şiddetin tırmanmasının devam etmesi ve savunmasız sivillerin balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla hedef alınması, meşru liderliğin ve Arap koalisyonunun savaşı yönetmedeki başarısızlığının altında gerçekleşmektedir.” (el-cezire.net, 01/11/2021)
Yorum:
Helsinki'de Birleşmiş Milletler Yemen temsilcisi ile görüşmelerde bulunan bu partiler, İngiltere’nin Yemen’deki dayanağı olan ve buradaki nüfuzu, özellikle hikayesi anlatılan ölen Ali Salih’in 1978’de iktidara gelmesinden bu yana geçtiğimiz on yıllarda istikrar kazanan ikinci sütunu sayılmaktadır. Dahası İngiltere, Yemen’deki Amerikan etkisinin kanatlarını kesip onun ajanlarını ve takipçilerini kovmuş ve Yemen'deki etkin ve etkili siyasi sınıf, yalnızca İngilizlere ait olmuştu. Nitekim bu durum, 2011 yılında Yemen’deki Arap Baharı olaylarına kadar devam etmiştir. Ama bu devrim sırasında Amerika, Yemen üzerindeki nüfuzunda İngiltere ile rekabet etme, Husiler aracılığıyla servetini yağmalama, yine Yemen’e ilk ayak bastığı ilk direği sayılan Hâşid, Bekil ve Marib kabileleri gibi kabile şeyhlerinin temsil ettiği İngiliz ajanları ile başta Genel Halk Kongresi olmak üzere siyasi partileri vurma fırsatı yakalamıştır.
2011 yılından bu yana yaşanan olayları takip eden bir kişi, ne dediğimizi çok net bir şekilde anlayacaktır. Zira Husiler, kuzey Yemen’in çoğunu kontrol altına almasının, bazı şeyhlerin kaçmasının ve diğerlerinin de ona boyun eğmesinin ardından, (Marib kabilelerinden) oluşan İngiliz ajanlarının kuzey Yemen’deki petrol eyaleti olan son ve en önemli kalesini tehdit eder hale gelmiştir. Dolayısıyla İngiltere, her yönden çıkarlarına yönelik yakın tehlikeyi fark etmiştir. Bu nedenle parti liderlerinden ve siyasi güçlerden oluşan ajanlarına, Yemen halkının gözlerine kum serpme talimatı vermiştir ki böylece çöküşün eşiğine gelmesinin ardından Hadi ve meşruiyetini suçlamaya başlasınlar. Dikkat çekici olan ise, bu partilerin sözde Hadi’nin meşruiyetini nasıl kınadıkları ve onun ayrılmaz bir parçası olan bu meşruiyeti nasıl başarısızlıkla suçladıklarıdır?! Dolayısıyla bu, iki şeyden birine işaret etmektedir. Birincisi: Bu partilerin ve sözde siyasi bileşenlerin, bloğun veya partinin ne için kurulduğu, amacına ulaşma yolu ve ulaşmak istediği hedef konusundaki fikirden yoksun olmaları. İkinci hususa gelince: Bu partilerin küstahlıkları ve sanki ondan tecrit edilmişler ve iliklerine kadar onun içine saplanmamışlar gibi Hadi hükümetini protesto edip suçladıklarında takipçileriyle alay etmelerinin boyutu!
Yemen’deki çatışma hala tırmanmaya devam etmekte olup iki durum dışında da kesinlikle istikrar bulmayacaktır. Birincisi: Amerika veya İngiltere’nin meseleleri kendi lehlerine çözebilmeleri ve ardından da Yemen’deki fiili nüfuza hakim olabilmeleridir ki bu kolay bir mesele değildir. İkincisi: Allah’ın Yemen halkına güç ve kuvvet ehlinden dinlerine karşı muhlis olan bir gurup adam ikram etmesidir ki böylece Hizb-ut Tahrir’e nusret versinler ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’i ikame etsinler. İşte o zaman Yemen, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet’in başkenti olacaktır. Bu durumda sadece Yemen halkı kurtulmayacak, bilakis Hilafet ile tüm İslam ümmeti kurtulacaktır. Ancak o zaman sömürgeci kafirlerin nüfuzunu ayaklarımızın altına alacak, köklerini ülkeden söküp atacak ve insanlar arasındaki kötülüklerini ortadan kaldıracağız. Böyle İslam ve Müslümanlar izzetli olacak ve müminler de Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Süleyman El-Muhacir – Yemen