- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’ye Yönelik Suikast Girişiminin Yansımaları!
Haber:
İki Iraklı politikacı pazartesi günü, tanınmış İranlı Tuğgeneral İsmail Kaani’nin, Tahran ve müttefiklerinin Kazımi’nin evini hedef alan ve onu hafifçe yaralayan iki insansız hava aracı saldırısıyla hiçbir ilgisi olmadığını teyit etmek için Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi’ye düzenlenen suikast girişiminin ardından Bağdat’ı ziyaret ettiğini söyledi. İki Şii politikacı, Kaani’nin ziyareti resmi olarak açıklanmadığı için isimlerinin açıklanmamasını istediler. İki Iraklı politikacı, Kaani’nin şunları söylediğini aktardılar: “İran'ın bu saldırıyla hiçbir ilgisi yoktur.” Yetkililerden biri, İranlı generalin Pazar günü öğleden sonra Bağdat’ta el-Kazımi ile görüştüğünü söyledi.
İran destekli Hizbullah grubu tarafından yönetilen Lübnan Al-Manar kanalına göre Kaani, Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih ve ülkedeki diğer siyasi isimlerle de bir araya geldi. Kanal, Kaani’nin ziyareti sırasında, “Irak’ın acilen sakinliğe ihtiyacı olduğunu” ve Irak’ın güvenliğini tehdit eden herhangi bir eylemden kaçınılması gerektiğini söylediğini aktardı. (TRT Arabi)
Yorum:
Seçim sonuçlarının açıklanması ve silahlı grupların ve onları destekleyen partilerin yenilgiye uğramasıyla öfkelenmesinin, seçim sonuçlarını reddettiklerini açıklamasının, tehdit etmesinin ve tehditler savurmasının ardından gelen Al-Kazımi’ye yönelik suikast girişimi, siyaset ve medyanın çok fazla ilgisini çekmiştir. Nitekim Asaib lideri Kays Hazali ve diğerlerinin de belirttikleri gibi, daha sonra Yeşil Bölge çevresinde kamp kuran gruplar ile güvenlik güçleri arasında, devletin bu silahlı çeteler karşısında zayıf olduğu ortaya çıkıncaya kadar karşılıklı bir çatışmaya dönüşmüştür.
Şu ana kadar hiçbir odak tarafından benimsenmeyen suikast girişimi, dengeleri bozmak, ölümün eşiğine gelen devletin bedenine hayat vermek, prestijinin bir kısmını geri kazanması ve suçlama parmakları failin kendisine sadık silahlı bir grup olduğuna işaret eden İran tarafından bile bu suçun küresel olarak kınanması yoluyla El-Kazımi hükümetine yönelik Arap ve Batı desteğini ilan etmek için gerçekleşmiş ve bunların en sert tonda olanı da Amerika olmuştur. Zira Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin Irak hükümetiyle koordineli olarak Irak başbakanını hedef alan saldırıya kendi seçtiği yer ve zamanda yanıt verme hakkını saklı tuttuğunu belirtmiş ve Pentagon sözcüsü John Kirby de, ABD kuvvetlerinin hem kendilerini savunma hem de Iraklı ortakları savunmaya yardım etme hakkına sahip olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca El-Kazımi, bu suçu işleyenlerin peşine düşeceğini, onları iyi tanıdığını, onları ifşa edeceğini ve Irak Ulusal İstihbarat Servisi subayı şehit Albay Nibras Farman’ın katillerine adaletin elinin uzanacağını açıklamıştır. İşte tüm bunlar, Irak’taki siyasi sürecin ve siyasi rejimin devam etmesi ve devletin zayıflığını gösteren silahlı gruplara son verilmesi gerektiğini açıklamak içindir.
Bu verileri gözlemlediğimizde, bu süreçten en büyük fayda sağlayanın El-Kazımi hükümeti ve onu destekleyen Amerika’nın olduğunu söyleyebiliriz. İster bu Amerikan fabrikasyonu olsun isterse de kaçak bir grup tarafından olsun fark etmez. Zira sonuç, silahlı grupların rolünü azaltmaya devam etmek ve onlardan kaçan grupları bir Amerikan kararı ve İran desteğiyle sona erdirmektir. Ayrıca İranlı generalin, grup liderlerini seçim sonuçlarını kabul etmeye ve bir sonraki aşamada Şii siyasi pozisyonunu birleştirmek için çalışmaya çağırdığına dair haberler de sızmıştır.
Ey Irak’taki Müslümanlar: İşte Amerika (ve onun gibi olan kafir Batı), halkların yok edilmesi ve ülkelerin harap edilmesi pahasına bile olsa kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi önemsememektedir. Dolayısıyla yaşamış olduğunuz tüm sefaletler, bağlarınızı koparan ve içeriden ve dışarıdan hain ajanların uygulamasıyla aranızda düşmanlığı ve kini körükleyen rejiminden kaynaklanmaktadır.
Sorun belirli bir parti veya grup değildir. Bilakis bu, bir devlet ve rejim sorunu olup buna reform veya yama yapmanın hiçbir faydası yoktur. Aksine kendisini yasamada Allah’a eş tutan yozlaşmış rejimin kökünden sökülüp atılacağı, İslam Nizamının kurulacağı ve tebasının kanlarını, onurlarını ve mallarını koruyacak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’nin olduğu aziz bir devletin altında Allah’ın indirdikleriyle hükmedileceği köklü bir değişime ihtiyaç vardır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mazen Ed-Debbağ