Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
ABD İçin Çalışanların Sonu Kasım Süleymani Gibi Oluyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber ve Yorum

ABD İçin Çalışanların Sonu Kasım Süleymani Gibi Oluyor

02 Ocak 2019 tarihinde ilki Kuzey Afrika’yı ikincisi Ortadoğu’yu ilgilendiren iki önemli gelişme yaşandı. Önce Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin “daveti” üzerine Libya’ya asker göndermek için Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM’den tezkere istedi. Tezkere 184 ret oyuna karşılık 325 kabul oyu ile meclisten geçti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan TBMM’ye gönderilen tezkere metninde, Ulusal Mutabakat Hükumeti dışında Libya’daki diğer paralel kuruluşlar (Hafter-Libya Ulusal Ordusu) ile BM’ye üye ülkelerin teması kesmelerine yönelik çağrı özellikle zikredilmiş.

Tezkerede Libya’ya Türk askerinin gönderme gerekçesi şu ifadeler ile zikredilmiş: “Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, tüm bölgeyi etkileyebilecek, Libya'nın bütünlüğü ve istikrarına yönelik tehditler, DEAŞ, EI-Kaide ve diğer terör örgütleri, yasadışı silahlı gruplar ile yasadışı göç ve insan ticaretiyle mücadelede Türkiye'den askeri destek talebinde bulunmuştur.”

BM ve Türkiye’ye göre Libya’daki paralel kuruluş Hafter’dir. Amerika Libya’da Hafter ile çalıştığına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tezkere sonrasında Amerika’ya ve başkan Trump’a “Hafter ile ilişkini kes bitir!” demesi gerekirdi değil mi? Evet, ama öyle olmadı. Tezkerenin meclisten geçmesinin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump ile telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, Libya ve Suriye'deki son durum başta olmak üzere bölgesel gelişmelerin ele alındığı açıklandı. Erdoğan Trump’a, Irak'ta Amerikan güvenlik birimlerini hedef alan eylemleri endişe ve üzüntüyle takip ettiklerini, ABD Büyükelçiliğine yönelik eylemlerin sona ermesinden duyduğu memnuniyeti ifade etmiş.

Buradan şunu anlıyoruz ki Libya Tezkeresi Amerika’ya rağmen değil Amerika’nın isteği üzerine çıkarılmıştır. Her ne kadar Türkiye kamuoyu meseleyi siyasi basiretten yoksun bir şekilde değerlendirse de durum böyledir. Zira Türkiye daha önce 2016’da Fırat Kalkanı Harekâtı ile Cerablus’a girmek için Suriye Tezkeresini de IŞİD ile mücadele gerekçesi ve ABD’nin isteği ile meclisten geçirmişti. Libya Tezkeresi ile Suriye Tezkeresinin gerekçeleri benzer yani. Fırat Kalkanı sonrasında ise Halep, Suriye Rejimine teslim edilmişti.

Yine 2018’in başında Zeytin Dalı Harekâtı ile Hafter gibi Amerika için çalışan PYD/YPG’ye karşı mücadele için güya Amerika’ya rağmen ve basiretsiz grup komutanları sayesinde İdlib’e girmişti. ABD beslemesi YPG’ye bir şey olmadı ama olan İdlib halkına oldu. İdlib’i çepeçevre Türk gözlem merkezleri ile sardı, yanı sıra Soçi Mutabakatları ile grupları İdlib içine mahkûm etti.

Dolayısıyla Türkiye Suriye’de ABD için nasıl koşturduysa Libya’da da aynı şekilde koşturacak, bunu ABD’ye rağmen değil ABD’nin isteği ile yapıyor. Türkiye kamuoyunu ve Müslümanları ise bu şekilde kandırıyor ve aldatıyor. Amerika Suriye’de olduğu gibi Libya’da da Türkiye’yi sahada etkili bir manivela olarak çıkarları için kullanıyor. Aynı İran’ı Afganistan, Irak ve Suriye’de kullandığı gibi.

Evet, ABD ülkeleri ve yöneticileri kullanıyor, istediği zaman çıkarları gereği silip atıyor, bazen darbe ile indiriyor, bazen de direk öldürüyor. İşte Ortadoğu ile ilgili ikinci önemli gelişme ABD’nin İran Devrim Muhafızları Komutanı General Kasım Süleymani’yi öldürmesidir. İran dün Afganistan’da Amerikan işgaline yardım etmişti, Irak’ta da aynı şekilde Amerika’nın ortağı olarak savaşmıştı. Bugün Suriye’de yine Amerikan çıkarları için yüzbinlerce Müslümanı katletti. Bu söylediklerimi dün eski Cumhurbaşkanı Ahmedi Necat itiraf etmişti, bugün Dışişleri Bakanı Cevat Zarif açıkça itiraf ediyor.

İşte Irak ve Suriye’deki katliamları Amerika himayesinde gerçekleştiren İran’ın en “itibarlı” komutanı Kasım Süleymani bugün Amerikan suikastıyla öldürüldü. 20 yıl boyunca Amerikan çıkarları için Müslüman kanı dökerek çalışan Süleymani pisipisine öldü… Trump yaklaşan Amerika seçimlerini kazanmak için bu suikastı fırsat olarak değerlendirecek.

Ne yazık ki Amerika için çalışanların sonu hep aynı, ne kadar itaatkâr olduklarına, ne kadar uzun zaman hizmet ettiklerine bakılmıyor, kullanılıyorlar ve atılıyorlar. Bugün Kasım Süleymani örneğinde olduğu gibi… Yazık ki yöneticiler bundan hiç ibret almıyorlar.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Mahmut Kar

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER