- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber – Yorum
Putin’in Kur’an-ı Kerîm’den Ayet Okuması
HABER:
Ankara'da gerçekleştirilen Türkiye, Rusya ve İran üçlü Suriye zirvesinden sonra yapılan ortak basın toplantısında Rusya Devlet Başkanı Putin’in Kur’an’dan ayet okuması zirveye damgasını vurdu. Yemen'de yaşanan Suudi Arabistan-İran gerilimiyle ilgili olarak Putin, Kuran-ı Kerim'e atıfta bulunarak şöyle dedi: “Krizin çözümü için tüm taraflar arasında bir çözüm üretilmesi gerekir. Mesela bunu da Müslüman ülke olan Türkiye'de bulunurken Kur’an’dan atıfta bulunmak istiyorum: 'Allah’ın sözlerini hatırlayınız, siz düşmandınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı. Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Şiddetin kabul edilmezliği konusunda Kur'an'da sözler var." (Kaynak: Haber Ajansları)
YORUM:
Putin’in okumuş olduğu ayet, Al-i İmran Suresi 103. Ayeti kerimedir.
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَٓاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِه۪ٓ اِخْوَاناًۚ وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”
Kur’an’ı Kerim’de onca ayet varken Rusya Devlet Başkanı Putin’in bu ayeti okuması oldukça manidardır ve bu ayet çok özenle seçilmiş bir ayet olduğu ortadadır. Putin bu ayeti her ne kadar Yemen bağlamında söylemiş olsa da Suriye bağlamında ele almak daha doğru olacaktır. Daha da sınırlandıracak olursak her ne kadar aynı masada İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bulunuyor olsa da Erdoğan’a dönük bir mesaj olarak değerlendirilebilir. Yani asıl muhatap Erdoğan’dır.
Erdoğan Suriye devriminin başından beri görünürde Esed’e karşı bir politika yürütmüş ve her defasında Esed’in gitmesi gerektiğini söylemiştir. Tabii ki Erdoğan’ın bu tavrı gerçekçi değildir. Hem Suriye halkını hem de kendi halkını manipüle etmekten başka bir şey değildir. Erdoğan, devrimin başından beri Amerikan siyaseti gereği Esed’i ayakta tutmak ve ona can suyu vermek için kirli ve oldukça da sinsi bir siyaset yürütmüştür. Dolayısıyla Putin’in bu çağrısı ile Esed ve Erdoğan arasındaki ihtilafların bir kenara bırakılması talep edilmiştir. Başka bir tabirle Putin açık bir şekilde şunu ifade etmiştir: “Ey Erdoğan, sen bundan sonra Esed’le aranda olan bir takım sözde ihtilafları bir kenara bırakarak onunla iyi geçin. Bak! Hem iman etmiş olduğunuz Allah sizi birbirinizle kardeş kıldı. Gönüllerinizi birleştirdi. Gün kardeşlik, birlik ve beraberlik günüdür. Artık bundan sonra dargınlıkları bırakıp barışınız. Yoksa gücünüz elden gider. Şayet siz böyle davranmaya devam ederseniz Suriye meselesini çözemeyiz. Tekrardan Suriye’de birtakım gruplar ortaya çıkar ve bu sefer gerçek anlamda bir Hilafet kurarlarsa şimdiye kadar vermiş olduğumuz tüm mücadelemiz boşa gider” demek istemiş ve aynı zamanda Esed’i Suriye’nin tek meşru yöneticisi olarak kabul etmesini kendisinden talep etmiştir. Buna ilave olarak Rusya’da artık yorulmuş ve yıpranmıştır. Suriye’de ciddi anlamda insani ve maddi kayıpları olmuş ve bir an önce Suriye’den çıkmak istemektedir.
Diğer yandan ise Erdoğan, Putin’in bu açıklaması üzerine kendisine sorulan soruya şu şekilde cevap vermiştir: Yemen'in yerle yeksan olduğunu belirten Erdoğan, "Acaba müsebbibi kimlerdir? Bunların üzerinde durmak lazım. Artık Yemen'in yeniden inşa ve ihyası için ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunu düşünmemiz gerekiyor" dedi.
Erdoğan, Müslümanları katleden devletleri bilmesine rağmen Allah’tan korkmadan “Acaba müsebbibi kimlerdir?” diyebilecek kadar alçalmıştır. Şayet sen bilmiyorsan müsebbibin kim olduğunu -ki adın gibi biliyorsun- biz söyleyelim o zaman.
Bugün Suriye ve diğer İslami beldelerde Müslümanları katleden, dostum diye hitap ettiğin ve kendisine Aydın inciri ikram ettiğin Rus ayısı Putin’dir. Ayrıca, iman etmediği Allah’ın kitabından cüretkâr ve küstah bir tavırla ayet okuyan ve sizin de bu durum karşısında onu razı etme adına sessiz kaldığınız kâfir Putin’dir.
Suriye, Irak ve Yemen’deki Müslümanların katili olan Ruhani’dir.
Dış siyasetinizde ondan izinsiz hiçbir adım atamadığınız ve her defasında stratejik ortağımız ve dostumuz dediğiniz kâfir Amerika ve diğer sömürgeci kâfir Batılı devletlerdir. Sizin bunları bilmemeniz mümkün değildir. Her zamanki kurnazlığınızla halkı manipüle etmek için bunu söylüyorsunuz.
Dolayısıyla her zaman Müslümanların yanında olduğunu söyleyen Erdoğan, ümmetin katilleri başta Amerika, Rusya, İran ve diğer sömürgeci kâfir devletlerle aynı masada oturmuş ve onlarla stratejik ve dostluk anlaşmaları imzalayarak, onların cürümlerine ortak olmuştur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz Çelik