Kapitalizm Sömürüyor Yöneticiler Çanak Tutuyor

Haber:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak 2019'a ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, Ocakta geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişiye çıktı. Aynı dönemde işsizlik oranı 3,9 puan yükselerek yüzde 14,7 oldu.

İşsizlik oranı Ocakta bir önceki aya göre 1,2 puan arttı. Tarım dışı işsizlik oranı ise 4,1 puanlık artışla yüzde 16,8 olarak tahmin edildi. Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 6,8 puan yükselerek yüzde 26,7 oldu. İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 3,9 puan artışla yüzde 15 olarak gerçekleşti. (15.04.2019 AA)

Yorum:

Resmi işsizlik oranının yüzde 15’lere yaklaşması, geniş işsizlik oranın ise yani (işsiz olmasına rağmen işsizlik başvurusu yapmamış olanlar) rakamlara eklendiğinde işsizliğin Türkiye’de yüzde 20’lerin üzerine çıktığı görülmekte. Yine özellikle genç işsiz oranının yüzde 27’lere tırmanması çok daha büyük felaketin habercisi durumundadır. Görünen o ki, kapitalist nizam devam ettikçe işsizlik önümüzdeki aylar ve yıllarda çok daha yüksek oranlara ulaşacak. İşsizliğin son 10 yılın zirvesine çıktığı bir dönemde, hayat şartları her geçen gün biraz daha zorlaşmakta. Yanlış ekonomi politikaları, yüksek enflasyon, ekonomi çarkını döndürmek için tefeci banka ve ülkelerden alınan kredilerin yüksek faiz ödemeleri, yine banka ve para baronlarına sağlanan teşviklerin ceremesi, halka fatura edilmekte maalesef. Halk, bu faturayı yüksek vergiler, zamlar ve işsizlik olarak ödemekte.

Uzun yıllardır sıcak para politikalarıyla ekonomiyi idare eden yöneticiler, halkın maslahatlarını hiçbir zaman öncelemedikleri gibi onları, hayali rakamlarla aldatmanın siyasetini kendilerine ilke edindiler. Sonuçta şişirilen rakamlar, sunulan tozpembe tabloların foyası, halkın alım gücünün düşmesi, zamlar ve işsizlikle ortaya çıkmış oldu. Birbiri ardına açıklanan ekonomi paketleri de, halkın sorun ve sıkıntılarına çözüm üretmedi. Bu paketler, büyük sermaye sahipleri ve bankaların kârını yükseltmeye odaklı olduğundan, bu girişimler de halk adına hiçbir anlam ifade etmemiş oldu.

Muazzam kaynaklara sahip bir ülke olmasına rağmen halkın, büyük bir kısmı, yoksulluk, açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilmekte. Tarımla özdeşleşmiş bir ülkede, tarım ürünlerine, sebzeye ulaşmanın lüks olması nasıl bir beceriksizlikle ifade edilir inanın bilemiyorum. Bu ümmetin evlatları, bir taraftan kapitalist çarkın dişlileri arasında karın tokluğuna ezdirilirken, bir taraftan da işten çıkartılarak, çok daha zor durumda bırakılmakta. Bu durum aslında İslam Coğrafyasındaki Müslümanların genel halinin özeti durumundadır.

Müslümanların başına gelen en büyük musibet olan kapitalist ideolojinin, hayatın her alanına sirayet etmiş olması, yine bu ideolojiyi tatbik eden başımızdaki yöneticiler, ümmetin sömürülmesine çanak tutarak işsizliğe, yoksulluğa, sefalete, açlığa sebep olmaktalar.

İnsanların problemlerini çözmekten aciz, insana yakışmayan, gayri insani, gayri İslami bir nizam olan kapitalizmin, hala ısrarla Müslümanlar arasında uygulanmaya çalışılması insan onur ve şerefine hakaret mahiyetindedir. Kapitalist nizamda kriz, yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık, işsizlik bitmediği gibi halkın enerjisi, imkânları bir avuç azınlığın mutluluğuna kurban edilmekte.

Bu açmazdan kurtuluşun yegâne çözümü, İslam nizamının bütüncül bir şekilde hayata tatbik edilmesinden geçmektedir. İslam nizamında; faiz, borsa, karşılıksız para olmayacağı için, altına dayalı sistemle krizlerden, enflasyondan uzak, istikrarlı bir nizam vücuda gelecek. İstikrarlı iktisat nizamı, bütün kaynakları; tarım alanları, enerji kaynakları, madenler, sanayiyi en verimli şekilde kullanmayı zorunlu hale getireceğinden işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, açlık gibi bir durum, Allah’ın izniyle imkânsız olacaktır.

Yine İslam nizamının muazzam denetim mekanizması ve en önemlisi Allah korkusunu merkeze almasından dolayı kapitalist nizamda görülen yolsuzluk, hırsızlık, israf gibi hadsizliklerden sistem olarak beri olacaktır. Bugün, karın tokluğuna acımasız bir şekilde çalışmak zorunda olan ümmetin evlatları o gün, hem insani şartlarda çalışmanın mutluluğunu yaşayacak, hem de çalıştığının karşılığını eksiksiz alacak. İşsizin iş garantisi devlet olacağından kişi, eve ekmek götürme kaygısını hiçbir zaman yaşamayacaktır.

İnsan, onur, şeref ve haysiyetini muhafaza edecek, refah olarak hak ettiği seviyeye çıkartacak, Allah’ın mülkünde onun istediği şekilde bir hayatı yaşamayı garanti edecek tek nizam İslam nizamıdır.

لِمِثْلِ هَٰذَا فَلْيَعْمَلِ ٱلْعَٰمِلُونَ

“Çalışanlar böylesi için çalışsınlar” (Sâffât 61)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Ahmet SAPA