Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Erdoğan Müslümanları Yahudi Varlığının Meşruiyetini Tanımaya Çağırıyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Erdoğan Müslümanları Yahudi Varlığının Meşruiyetini Tanımaya Çağırıyor

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Müslümanları, Yahudi varlığının meşruiyetinin ve Mescid-i Aksa’yı işgalinin tanınması için Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı ziyaret etme çağrısında bulunarak şöyle dedi: “Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum: İmkanı olan herkes, her fırsatta Kudüs'ü ve Aksa'yı ziyaret etsin. Gelin hep birlikte Kudüs’ü koruyalım.” Bu gasıp Yahudi varlığının meşruiyetini ve bu varlığa olan saygısını teyit ederek şöyle dedi: „(İsrail) devletinin meşruiyetinin duyulacak saygının dışında hiçbir manası yoktur. Sadece onun hakları yoktur. Bilakis Filistin ve Filistinlilerin de hakları vardır.” [AFP- 25/07/2017]

Yorum:

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece yüzeysel ve sığ düşünenleri aldatıcı sözlerle ihanetini örtüyor, başka bir şey değil. Zira Kudüs ve Aksa’nın ziyaret edilmesine, yani Filistin’i gasbeden ve Kudüs ve Aksa’yı kirleten Yahudi varlığının ziyaret edilmesine çağrıda bulunması, onun Yahudi varlığı için çalışmasından ibarettir. Çünkü Müslümanların Kudüs ve Aksa’yı ziyaret etmelerini istiyor.  Böylece Müslümanlar Yahudi varlığının izni ve vizesi ile onun süngüsü ve işgali altına girecekleri gibi farkına bile varmadan bu varlığı ve işgalini tanımış olacaklardır. Dolayısıyla Erdoğan böyle bir çağrıda bulunarak, bu varlığa istediği şeyi pazarlamış, bunu istemiş ve gece-gündüz onun için çalışmış olmaktadır.

Nitekim Erdoğan açıklamalarında Filistin ve Aksa’yı gasbeden bu varlığın meşrutiyetini tanıdığını vurguluyor. Zira açık bir şekilde şunu söylüyor: “(İsrail) devletinin meşruiyetinin duyulacak saygının dışında hiçbir manası yoktur. Sadece onun hakları yoktur. Bilakis Filistin ve Filistinlilerin de hakları vardır.” Dolayısıyla bu sözlerle, Yahudi varlığını ve Filistin halkına karşı olan sorumluluğunu onaylamış olduğu gibi gasıb işgalci varlıktan onların haklarını vermesini talep ediyor! Bu ise hıyanetin ve aşağılanmanın bir zirvesidir.

Ayrıca o, Filistin’i kurtarması için ordusunun harekete geçmesini emretmiyor. Aynen Filistin’i fethettiğinde Müslümanların Halifesi Ömer (Radıyallahu Anhu’nun) yaptığı gibi. Filistin’i Haçlıların pisliğinden kurtardığında Salahaddin’in (Allah ona rahmet etsin) yaptığı gibi. Ayrıca Erdoğan, Filistin’i, Kudüs’ü ve Aksa’yı koruyan ve Filistin’in bir karışı için bile Yahudileri kabul etmeyi reddeden Halife İkinci Abdulhamid’in yaptığı gibi yapmıyor.   Ancak o, Yahudilerin Filistin ve Aksa’yı işgalini kutsamaya çağırdığı gibi onların metamorfoz varlığını Filistin ve Filistin halkına karşı sorumlu tutuyor!  Saf, basit ve yüzeysel düşünen insanlar da Erdoğan’ın açıklamalarında geçtiği gibi Yahudi varlığının süngüsü altındaki Kudüs ve Aksa’yı ziyaret etmenin “Kudüs’ü korumak” için olduğunu sanıyorlar. Böylece o, Aynen insanların Halep’ten kurtarılmasının insani bir görev olduğunu söyleyerek devrimcileri Halep‘ten çekip düsman Rusya’ya ve mücrim rejime teslim ederek işlemiş olduğu gibi ihanet üzerine ihanet işliyor! Şimdi de teslim olmayan İslami örgütlerle savaşmak için ordusunun mücrim Ruslarla birlikte İdlib’e girmesini istediği gibi Astana ve Cenevre kararlarını kabul ediyor. Dolayısıyla o, burada Allah’ın düşmanlarıyla ittifak ederek Müslümanlara karşı savaşmaya hazır olduğu gibi askerlerini Amerika hesabına Katar’a ve aynı şekilde Afganistan’a gönderiyor! Filistin ve Aksa’ya ise tek bir askerini dahi göndermiyor. Bilakis Yahudi varlığının meşruiyetini, onun işgalini, Filistin ve Filistin halkına karşı sorumlu olduğunu kabul etmeleri için Müslümanları gönderiyor!   

Erdoğan ve Müslümanların yöneticilerinden onun gibi olanlar, Müslümanlar, Filistin ve Aksa için açıkça düşman olan Yahudi varlığından, Rusya’dan ve Amerika’dan daha tehlikelidirler. Biz onların düşman olduklarını biliyoruz. Zira onlar düşmanlıklarını ilan etmelerinin yanı sıra İslam’ı din olarak kabul etmedikleri gibi özellikle İslam’ın yönetime geri dönmemesi için (terörizm) ile mücadele adı altında onunla savaşıyorlar. Ancak Münafıklar, düşmanları dost edinen, çeşitli isimler altında onlar hesabına çalışan, işgalci varlığı ve açgözlü Amerika ve Ruslar gibi sömürgecilerin nüfuzunu pekiştiren gizli düşmanlardır. Aynen Abdullah Bin Ubey ve benzerlerinin yaptıkları gibi. Zira onlar, Yahudileri savunuyorlar, iğrenç üsluplarla onları dost ediniyorlar ve İslamlarını da açığa vuruyorlardı. Bunu ise başlarına bir musibetin gelmesinden korktukları için mecburen yapıyorlardı. Birçok ayette onların tehlikelerinin şiddetini ortaya çıkaran Allah elbette doğru söylemiştir. Zira O, şöyle buyurmuştur:

إِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ وَإِن يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?[Münafikun-4]

Son söz olarak; Filistin toprakları, herhangi bir toprak parçası gibi değildir. Zira o, Allah katında mukaddes ve mübarektir. Dolayısıyla Filistin’i, Erdoğan gibi laik küfür rejimini tatbik etmeye düşkün laik birisi asla kurtaramayacaktır. Zira o, Allah’ın düşmanları Putin ve Trump’ı dost edinmeye, onlarla dost olmaya ve onlarla birlikte Müslümanlarla savaşmaya çok düşkün biridir. Dolayısıyla Filistin, Kudüs ve Aksa’yı ancak müminlerle birlikte Allah’ı, Kitabını ve Resulünü tasdik eden, Allah’ın şeriatının ve dininin tatbik edilmesini onaylayan, Yahudi varlığına karşı cihad ilan eden, Suriye, Irak, Katar ve Afganistan’a sömürgeci kafirlerin planları hesabına ordular göndermeyip bilakis Filistin, Kudüs ve Aksa’nın kurtuluşu için ordular gönderen temiz ve saf biri kurtaracaktır.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ

Zalimler nasıl bir inkılapla devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” [Şuara-227]

 

Esad Mansur

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER