Arap ülkelerinin rejimleri, on iki yıl aranın ardından zorba Beşşar Esed rejiminin Arap Birliği’ne dönmesini oybirliğiyle kabul ettiler.

Arap ülkelerinin dışişleri bakanları, 12 yıl önce yani 16 Kasım 2011’den bu yana üyeliği askıya alınan suç rejiminin Arap Birliği’ne dönüşünü ele almak üzere 7 Mayıs Pazar günü Cidde’de bir araya geldiler. Oybirliğiyle Arap Birliği’ne dönüş kararı alındı. Ürdün “Al Mamlaka” TV’nin aktardığına göre, toplantıya başkanlık eden Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü görüşmede yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye krizinin tüm aşamaları, askeri bir çözüm olmadığını kanıtladı. Çatışmanın kazanan ya da kaybedeni yoktur. Çözüme giden tek yolun, dış diktalar olmadan münhasıran Suriyelilerin kontrolünde bir siyasi çözüme ulaşılmasına, Suriyeli kardeşler arasında ulusal mutabakatın sağlanmasına, güven ortamının oluşturulmasına, anayasa komisyonu toplantılarının uluslararası referanslara ve 2254 sayılı Güvenlik Konseyi kararına uygun, Suriye halkının özlemlerini karşılayacak ve daha iyi bir yarın için meşru umutlarını gerçekleştirecek şekilde sürdürülmesine tamamen inanıyoruz.”

Bu ayın 10’unda Moskova’da Rusya, İran ve Türkiye dışişleri bakanlarının yanı sıra suç rejiminin dışişleri bakanının da katılımıyla bir zirve gerçekleşti.

Son günlerde yaşananlar, uzun metrajlı komplo planının doruk noktasıdır. Amerika ve kuklası zararlı rejimler, ilk başından itibaren Şam devrimini ortadan kaldırmak için bu komplo planını devreye koymuşlardır.

Amerika, Şam’daki ajanına karşı kıyama kalkan Şam devrimini ortadan kaldırmak için rol dağılımı yapmış ve planlar çizmiştir. Çünkü bu devrimin başarılı olması ve ajanı Beşşar’ı devirip enkazı üzerine İslam yönetimini kurma hedefine ulaşması, çıkarlarını ve hatta varlığını tehdit edeceğini ve Allah’ın izniyle domino taşı gibi bölgedeki ajan rejimlerin çöküşüne yol açacağını anlamıştır.

Amerika, empoze etmek istediği siyasi çözüm ile Şam devrimini ortadan kaldırmayı arzuluyor. Bu siyasi çözümün girizgahı 2254 sayılı karar, ardından Cenevre, Soçi ve Astana’da düzenlenen komplo konferanslarıdır. Konferansların amacı, atılan peş peşe adımlarla devrime kucak açan halkı uysallaştırmak ve kendilerine dayatılan çözümleri kabul etmeleri için ruhlarına umutsuzluk tohumlarını ekmekti. Böylece suç rejimine yeniden hayat üflenecek, Şam devrimini ve dürüst evlatları ortadan kaldırılacaktı.

Bu komplocu planların, içsel araçlarının olması kaçınılmazdı. İlintili liderliğinin direktifleriyle sözde “Heyet Tahrir Şam” istihbaratı önderliğinde bazı grupların istihbaratı söz konusu komplocu planları yerine getirmeyi üzerlerine almışlardır.

Bu nedenle sözde “Heyet Tahrir Şam” istihbaratı, Arap rejimlerinin suç rejiminin Arap Birliği’ne dönüş karar aldıkları günün sabahında Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Medya Bürosu başkanı ve bazı parti üyelerini tutuklamıştır. Bu umutsuz girişim, hakkı haykıranların, yeryüzünde Allah’ın yönetimini kurmak için çalışanların, devrimin gidişatını düzeltme ve kararını geri alma misyonunu üstlenenlerin sesini kısmayı ve susturmayı amaçlamaktadır.

“Heyet Tahrir Şam” istihbaratının evlere baskın yapması, çocukları terörize etmesi ve haramların saygınlığını çiğnemesi biçimi, Şam devriminin değişmezlerinden ne ölçüde saptıklarının kanıtıdır. Efendilerinin suç rejimiyle normalleşmesine ve ölümcül siyasi çözüm yolunda yürünmesi politikasına ve rollerine karşı çıkan herkese bir mesajdır.

Ey Şam devriminin sadık halkı! İç ve dış kuklaların oynadığı rolün hakikati gün yüzüne çıkmıştır. Önünüzde, Rabbinize yönelmekten, O’na tevekkül etmekten, dinine yardım etmekten, birleşip yalnızca O’nun ipine sımsıkı sarılmaktan, devrime komplo kurma ve devrimi kontrol altına alma girişimlerine meydan okumaktan, cani rejimi devirip enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için gayretle ve kararlılıkla çalışmaktan başka çareniz yoktur.

Allah’a tevekkülden sonra hilekarların hilesinden, entrikacıların entrikasından ve büyüklük taslayanların zulmünden korkmayın. Allah’ın yardımının geleceğine, sadık müminlere olan vaadinin mutlaka gerçekleşeceğine ve yardımının yakın olduğuna güvenin ve inanın.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ“Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında, hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” ^{[Mümin 51]}

# Kutsalları_ İhlal Eden_Uzlaşmaların_Vaftiz Babası