بسم الله الرحمن الرحيم
Kendisi İçin Aday Olup Başkanlık Yapılması Gereken İslam'daki Yönetim Sistemi Sadece Hilafet Olup Bunun Dışındakiler ise Küfür Sistemleridir
Tagut Devlet Başkanı'nın alaşağı edilmesinin ardından Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylık kapısının açılmasıyla birlikte Müslümanlardan birçoğu Cumhurbaşkanlığı makamını üstlenmek amacıyla başkanlık yarışı arenasına girmek için hızlanmışlardır. Bu makam için ilerleyen bazı insanlar hala iyi niyetli olsalar da onlardan birçoğu da bu şekilde değildir. İyi niyetli olmayanların başında ise; rejimle birlikte çalışıp onun bir parçası olan, İslam'ı ve Müslümanları vurmaya dönük bütün eylemlerinde ona ortaklık eden ve Mısır'ı Amerika ile Yahudilerin planlarını uygulamaya boyun eğdiren ve ipotek ettiren eski rejimin adamlarının tamamı gelmektedir. Dolayısıyla bizler bu beyanı, Allah Azze ve Celle önünde temize çıkmak ve Subhânehu ve Te'âla'ya karşı bir mazeret olsun diye ister kendilerini Mısır halkına "İslamcılar olarak" sunanlar olsun isterse de bunların dışındakiler olsun tüm bu adaylardan günah işleyenlere yöneltiyoruz. Aynı şekilde bu beyanı, Allah'ın şeriatını tatbik edeceklerini, aziz ve şerefli bir hayat yaşatacaklarını ve Kenane topraklarının dört bir tarafına adaleti yayacaklarını ümit ederek umutlarını bu adaylara bağlamış olan Kenane-Mısır topraklarındaki tüm ümmetimize yöneltiyoruz.
Ey Müslümanlar! Ey Kenane-Mısır Halkı!
Subhânehu ve Te'âla kerim kitabında şöyle buyurmaktadır:
الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِن دِينِكُمْ فَلاَ تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا "Bugün kafirler, sizin dininizden [onu yok etmekten] ümitlerini kesmişlerdir. İşte bu gün, dininizi sizin için kemale erdirdim ve üzerinize olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum." [el-Mâ'ide 3]
Ve Allahuteala, şöyle buyurmuştur:
وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ "Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik." [Nahl 89]
Ve Subhânehu ve Te'âla, şöyle buyurmuştur:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ "Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir." [Maide 44]
Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:
كَانَتْ بَنُو إسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الأَنْبِيَاءُ، كُلّمَا هَلَكَ نَبِيّ خَلَفَهُ نَبِيّ، وَإنّهُ لاَ نَبِيّ بَعْدِي. وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ" قَالُوا: فَمَا تَأْمُرُنَا؟ قَالَ: "فُوا بِبَيْعَةِ الأَوّلِ فَالأَوّلِ. وَأَعْطُوهُمْ حَقّهُمْ. فَإنّ اللّهَ سَائِلُهُمْ عَمّا اسْتَرْعَاهُمْ "İsrail oğulları, Nebiler tarafından siyaset ediliyordu (yönetiliyordu). Bir Nebi vefat edince, bir diğeri ona halef oluyordu. Artık Benden sonra Nebi yoktur. Halifeler olacak da çoğalacaklardır." Dediler ki: "Öyleyse bize ne emredersiniz?" Dedi ki: "Önceki ilk beyatinize sadakat gösterin ve haklarını onlara verin. Muhakkak ki Allah, yönettikleri hakkında (ne yaptıklarını) onlara soracaktır."
Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:
مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, ahirette kendisi için hiçbir delil bulunmadan Allah ile buluşacaktır. Ve her kim de boynunda biat halkası olmaksızın ölürse cahiliyye ölümü ile ölmüş olur."
Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:
مَنْ أَتَاكُمْ وَأَمْرُكُمْ جَمِيعٌ عَلَى رَجُلٍ وَاحِدٍ يُرِيدُ أَنْ يَشُقَّ عَصَاكُمْ أَوْ يُفَرِّقَ جَمَاعَتَكُمْ فَاقْتُلُوهُ "İşiniz (yönetiminiz) bir adam üzerine birleşmiş iken her kim gelir de asanızı parçalamak veya cemaatinizi (birliğinizi) bölmek isterse onu öldürün." Şeri hüküm, Müslümanlar için tek bir Halife nasbetmeyi vacip kıldığı gibi Hilafet'in olduğu tek bir devletlerinin olmasını da vacip kılmaktadır. Dolayısıyla yönetim sistemi bu esas üzerine olmalıdır. Dolayısıyla da bin üç yüz [1300] küsur yıldır Müslümanların bildiği şey de zaten budur. Ayrıca bu, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle buyurarak müjdelediği şeydir: ثم تكون خلافة راشدة على منهاج النبوة "Sonra Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet olacaktır." O halde İslam'ın bu mükemmelliğinin ardından hala hayvanlar gibi çürümüş beşerî Batılı demokratik yönetim sistemlerine doğru sürüklenerek İslam ümmetinin, hevalara ve görüşlere tabi olmayı terk eden ve insanlar arasındaki çıkarlarla çatışan tek bir devlet ve tek bir yönetim sistemi altında birleşmesi için Allah'ın emrettiği bu azim ve önemli meseleyi terk mi edeceğiz?!!!
Ey Müslümanlar! Ey Kenane-Mısır Halkı!
Hilafet'i kurmanın ve onu için çalışmanın vacip olduğu, dinen bilinmesi zorunlu olan bir meseledir. Başta şu anda Kenana topraklarını yöneten ve insanların başkanlığını üstlenmek için yarıştıkları cumhuriyet sistemi olmak üzere diğer yönetim sistemlerine gelince; bunlar, küfür sistemleri olup İslam akidesine dayanmamaktadır. Çünkü cumhuriyet sistemi, dini hayattan ayıran bir akide olan kapitalist akidesine dayalı olduğu gibi bizzat halkın hakimiyetine dayalı olan bir sistemdir. Dolayısıyla kanunları ve yasaları çıkarmada egemenlik sahibi halk olup bunlar, haram yada helal olduğuna bakılmaksızın oy çokluğu ile çıkarılmaktadır. Dolayısıyla da bu sistemin meşruiyetine, halkın çoğunluğu karar vermektedir. Bu nedenle ister yönetim yetkisi Cumhurbaşkanına değil de başbakana ait olan parlamenter sistem olsun ister devlet başkanlığı ve başbakanlık yetkisi Cumhurbaşkanına ait olan başkanlık sistemi olsun isterse de kendileri için belirlenen yetkilere göre Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında paylaştırılmış bir yönetim sistemi olsun "Cumhuriyet Sistemi" olarak adlandırılmaktadırlar... Bu nedenle de o, Allah'ın indirdikleriyle yönetmeyen bir sistem olmasının yanı sıra bir küfür sitemidir ve bir Müslümanın onu olması haram kılındığı gibi belli bir vakte kadar bile olsa onu koruması da haram kılınmıştır. O halde bu makamı üstlenmek için çalışmak bize yakışır mı?! Zira Subhânehu ve Te'âla, şöyle buyurmuştur:
فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُوا فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا "Hayır! Rabbine ant olsun ki onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp sonra da senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyet ile teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar!" [en-Nîsâ 65]
Ve Subhânehu ve Te'âla, şöyle buyurmuştur:
وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ "Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet! Sakın onların hevalarına tabi olma ve Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın! Eğer (hükümlerden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. Zaten insanların birçoğu da yoldan çıkmışlardır." [el-Mâide 49 ]
Ve Subhânehu ve Te'âla, şöyle buyurmuştur:
وَإِن كَادُواْ لَيَفْتِنُونَكَ عَنِ ٱلَّذِى أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ لِتفْتَرِىَ عَلَيْنَا غَيْرَهُ وَإِذاً لاَّتَّخَذُوكَ خَلِيلا ًوَلَوْلاَ أَن ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدتَّ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئاً قَلِيلاً "Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, neredeyse sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. Eğer seni sebatkar kılmasaydık, gerçekten neredeyse onlara birazcıkta olsa meyledecektin." [İsra 73-74]
Ey Müslümanlar! Ey Kenane-Mısır Halkı!
Bu cumhuriyet sistemi, bugün çirkin yüzünü gizleyerek pazarladıkları gibi ya İslam elbisesi giydirilmiş yada İslamî referansa büründürülmüş demokratik laik bir sistem olmasının yanı sıra aynı zamanda altmış küsur senedir sizlere sıkıntılar tattıran bir sistem olduğu gibi dahası Müslüman ülkelerde yaşayan herkese zillet ve utanç tattıran ve başta bu cumhuriyetlerin başkanları olmak üzere ajanlarının eliyle kafir Batı'ya boyun eğdiren bir sistemdir.
Ey Müslümanlar! Ey Kenane-Mısır Halkı!
Alemlerin Rabbinin koyduğu İslam'daki yönetim sistemi sadece Hilafet'tir. O halde Müslümanlar ondan başkasını tanımamalı ve ondan kıl kadar da ayrılmamalıdırlar. Zira hayatta, Allah'ın şeriatını kamil ve kapsamlı bir şekilde tatbik etmenin tek yolu Hilafet'tir. Ayrıca Hilafet sayesinde İslam davet ve cihat yoluyla dünyaya taşınacağı gibi Müslümanların vahdeti, izzeti ile kuvvetinin ve hem Müslümanlar arasında hem de tüm insanlar arasında adaleti yaymanın tek yolu da Hilafet'tir.
Hizb-ut Tahrir sizleri, Hilafet'i kurmak ve dünyada ve ahirette Allah'ın rızasına nail olmak için kendisi ile birlikte çalışmaya davet ettiği gibi hala devrilmemiş dahası ayaklanmayı sarmalayan rejim tarafından kurulan tuzaklardan dolayı da sizleri uyarır. O halde haydi Hilafet için ayaklanın.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
H. 30 Rabi’-ul Âhir 1433
M. Cuma, 23 Mart 2012