Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Yalnızca İslam, Kadınların Kapitalist Sistem Tarafından İstismar Edilmesine Son Verebilir

Bugün insan kolayca, Müslüman kadının İslam'a karşı saldırıdan kaynaklanan ağır bir yüke katlanmak zorunda olduğunu görebilir. Batılı Kapitalizm, İslami hükümlerin imajını karalamak ve çarpıtmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ezilen Müslüman kadının özgürlüğü kisvesi altında örneğin elbise gibi özellikle kadınlar ile ilgili olanlara şiddetle saldırıyor. Batı, kadın özgürlüğünü halka açık yerlerde yarı çıplak sokağa çıkma hakkına sahip olmak diye tanımladı.

Bu nedenle burada Batı ülkelerinde, biz, kadın özgürlüğü ve insan haklarına davetin aslında kadını istismar etmek için bir davet olduğunu görüyoruz. Kadına yönelik bu davetin amacının, onu sadece meta aracı kılmak için olduğunda hiç şüphe yoktur. Küresel düzeyde bu sloganların sığlığı açıktır. Elit sermayenin ürünlerin imalatı amacıyla işgücü piyasasında bacılarımızın nasıl sömürüldüğünü görüyoruz. Bu yüzden ailelerini ve çocuklarını ihmal ediyorlar. Cakarta'da fabrikalarda işçilerin%90'ından fazlası kadınlardır. Bunların %90'nın bebeklerini emzirme hakları yok. Doğal olarak bu da çocukların yetersiz beslenmelerine yol açıyor. Bangladeş'te yıllık üretimi tahmini olarak 19 milyar dolar olan konfeksiyon fabrikalarının işgücünün %80'ini kadınlar oluşturmaktadır. Bu kadınlar, yaşam ihtiyaçlarını temin etmek için korkunç koşullarda zahmete katlanıyorlar. Bu trajik koşulların hangi derecelere ulaştığını, binden fazla insanın ölümüne yol açan son Rana Plaza olayı ortaya koydu. Hatırlarsanız kötü güvenlik standartları nedeniyle fabrika çökmüştü.

Kapitalizmin müjdelediği emek ve işgücünün güçlendirilmesi bu mudur? Kapitalizm, ekonomik sefaletten değil, hayâ ve ardan arınmayı müjdeliyor.

Bu dayanılmaz koşullar, bu ümmeti ucuz pahasına satan Müslüman yöneticilerin tam katılım ve alkışları ile son surat devam ediyor. O yöneticiler ise Batılı efendilerinin istediği gibi dans ediyorlar. Hâlbuki nihai olarak bu sistemin arkasında duran kapitalist elittir. Ama Müslümanların yöneticileri, ucuz bir fiyat karşılığında yabancı şirketler tarafından kardeş ve bacılarımızın sömürülmeleri ve köleleştirilmeleri gibi bu utanç verici durumun devamını kolaylaştırıyorlar.

Serbest piyasa ekonomisi ve kapitalist sistem, Müslüman kadınlardan modern köle pazarı yarattı. Zira bacılarımız, bir elin parmağını geçmeyen azınlık için korkunç koşullarda çalışmaya zorlandılar. Bu trajedinin tek çözümü, Hilafet Devleti [İslam'da Yönetim Sistemi] şemsiyesi altında İslami ekonomik sisteminin uygulanması ile kapitalist ekonomik şirketler ve kurumlar ile var olan ekonomik bağları kesmektir.

Sadece bu, İslami toplumun liderlerinden olacak gelecek neslin bakım ve terbiyesi olan Müslüman kadının toplumdaki doğal rolüne geri dönmesini sağlayacaktır. Ayrıca toplumun aktif bir üyesi olarak diğer görevlerini de yerine getirmesini teminat altına alacaktır. Marufu emretmek ve münkerden nehyetmek, yöneticiyi muhasebe etmek, İslam'a davet etmek sadece bu görevlerden bir kaçıdır. İslam tarihi, ümmetin işlerinin güdülmesi yoluyla bu siyasi rolü yüklenen Müslüman kadınların örnekleriyle doludur. Örneğin:

  • Medine'de ilk İslami Devletin kurulmasının yoluna hazırlayan ikinci Akabe biatinde Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e biat eden heyette yer alan Nesibe Bint Ka'b ve Esma Bint Amr.
  • Mehirleri sınırlandırmak isteyen Halife Ömer ibn el-Hattab'ı muhasebe eden kadın.
  • Ömer ibn el-Hattab'dan sonra Hilafet adaylarının seçiminde danışmanlar arasında yer alan kadın Sahabe ve âlime Fatıma Bint Kays.
  • İmam Şafiî'ye ders veren, siyasal meşveret ve haklarını elde etme keyfiyeti konusunda tavsiye almak için Mısır'da insanlar başvurduğu kimseler içinde yer alan Nefise Bint'ul Hasen.

Ey değerli bay ve bayan kardeşler! Bunlar, hatırlamamız ve amel etmemiz gereken ideal örneklerdir. Müslüman ülkelerde Hilafeti geri getirmek için aktif çalışma rolümüz olmalıdır. Hilafet, bizim haysiyet ve İslami değerleri koruyacak ve Allah Subhânehu ve Teâlâ tarafından onaylanmış bir sistemdir. Çürümüş kapitalist sistemden kurtulmak ve vahyin getirdiği İslami sistem ile onu değiştirmek, ancak Hilafetin kurulması ile mümkündür.

Bu İslami sistemin gayesi, kapitalistlerin çıkarlarını gerçekleştirmek değil Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın rızasına nail olmaktır. Bu sistem, Kur'an ve Sünnetten çıkarılan hayat sistemlerini uygulayacak ve kadınların bedenlerinin erkekler tarafından istismar edilmesini önleyecektir.

Rafi ibn Rifâa Ensar'ın meclisine gelerek şöyle dedi: لقد نهانا نبي الله صلى الله عليه وعلى آله وسلم اليوم فذكر أشياء ونهى عن كسب الأمة إلا ما عملت بيدها وقال هكذا بأصابعه، نحو الخبز والغزل والنفش "Allah'ın Nebisi SallAllahu Aleyhi ve Sellem bugün bizlere bazı şeyleri yasakladı, bir takım şeyleri zikretti ve eli ile çalıştıkları müstesna kölenin kazancından yemeyi yasakladı. Parmaklarıyla ekmek ve iplik ve yüne doğru işaret etti." [Ebu Davud]

Ey onurlu ümmet! Kapitalist sistemi ve laik akideyi reddedin. Bu akide, eşitlik kisvesi altında sadece kölelik vaat etmektedir.

Ey Mümin erkek ve mümin kadınlar! Alametleri ve müjdeleri ufukta beliren Raşidi Hilafeti kurmak için bizimle birlikte çalışın. Hilafet kurulduğu zaman insanlık, insan yapımı sistem ve kanunların zulmünden erkek, kadın ve çocuğun kurtuluşuna şahit olacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kanada


H. 25 Safer 1435
M.  Cumartesi, 28 Aralık 2013

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER