21 Ekim 2019 Pazartesi günü Bakanlar Kurulu, ahvali şahsiye kanununun beşinci maddesinde değişiklik yapılmasını öngören kararı, Filistin Yönetimi Başkanının imzasına sundu. Karar uyarınca bundan böyle evlilik yaşı on sekiz olacak. Devlet başkanının imzasından sonra karar yasalaşıp yürürlüğe girecek.

Yönetim ve kadın derneklerinin, aileyi koruyacağını, boşanmaları azaltacağını söyleyerek süslemeye püslemeye çalıştıkları bu karar, bir suçtur ve gerekçeleri de, şeytanın münker ve ahlaksızlığı süslü püslü göstermesi gibi uyduruktan bahanelerdir. Yönetim, kararın kadın ve çocuğu koruyacağını iddia etti, oysa kadın ve çocuğu en çok yozlaştıranların başında yönetim geliyor. Yetkililer, kadın dernekleri ve Batının finanse ettiği şüpheli kuruluşlar, dans ve şarkı festivalleriyle, karışık maraton ve etkinliklerle toplumu yozlaştırmak ve cinsiyetler arasındaki engelleri yıkmak için hiçbir çabayı esirgemiyor. Yani hem içgüdüleri körükleyip iştahları kabartıyorlar hem de evliliği ertelemek istiyorlar! Bu dernekler, kadınlar için (benim bedenim) ve (bakımına, gözetimine, velayetine ve onuruna ihtiyacım yok) gibi sloganlar dillendirmekten utanmıyorlar. Çocuklarımız ve kızlarımızı ahlaksızlığa itmek için bundan daha iyi bir yol var mı?

Yönetiminin bu kararı, feminist ve diğer kuruluşların yürüttüğü faaliyetleri kollayıp gözetmesi, İslam düşmanlarına icabet etmekten ve 2014 yılında imzalanan günahkâr CEDAW sözleşmesini uygulamaktan başka bir şey değil. Karar, şeri hükümlere dayalı ahvali şahsiye yasalarını iptal etmenin hazırlığıdır. Yönetimin bu kararı, ailenin dağılmasına, ahlaki yozlaşmışlığa ve çözülmeye yol açacaktır! Söz konusu karar günahkâr bir suçtur. Ne İngiliz sömürgecileri ne işgalci Yahudiler ne de bu ülkeyi teslim etmeden önce Ürdün rejimi böyle bir suçun işlenmesine cesaret edememişlerdir. Sömürgeci kâfir ve imzalanan sözleşmelere icabet eden ezik yönetim, mübarek toprakta daha önce kimsenin işlemediği bir suçu işliyor! Bu suçu ile yönetim, (şeri hükümleri iptal eden), aileyi yıkan, toplumu kadın erkek ilişkisinde hayvanca bir hayata iten Batılı medeni kanuna doğru bir adım daha atıyor. Umarız Kadın İşleri Bakanının yaptığı açıklama, gözlerdeki perdeleri kaldırır. Kadın İşleri Bakanı Amal Hamad, kızlar için evlilik yaşını (18) olarak belirleyen projenin, Filistin devleti tarafından imzalanan çeşitli uluslararası sözleşmeler ile uyumlu olduğunu açıkladı... Hamad, “El Kudüs” sitesine yaptığı açıklamada, “Filistin geçtiğimiz günlerde CEDAW sözleşmesini imzaladı. Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bir parçasıdır ve çocukluk yaşı 18’dir.” Dedi. ^{[30.07.2019 El Kudüs]}

Yönetimin imzalamakla övündüğü CEDAW sözleşmesi, dünya halklarına, özellikle de Müslümanlara yozlaşmış Batılı değerleri, kadın erkek ilişkisinde Batılı yaşam tarzını benimsetmeyi amaçlıyor. Bu sözleşmenin maddeleri, evlilik akdinde vasinin kaldırılmasını, mirasta kadın erkek eşitliğini, erkeğin kadın üzerindeki hâkimiyetinin iptal edilmesini, boşanma ve evlilikte eşitliği, boşanmada iddet beklemenin iptal edilmesini, poligaminin yasaklanmasını, Müslüman kadının kâfir erkekle evlenmesine izin verilmesini ve Müslümanları dinlerinden soyutlayan diğer birçok hükümler gibi ahvali şahsiyede yer alan şeri hükümlerin ortadan kalkmasını ön görüyor... Ve kadın erkek arasındaki ilişkilerde şeri hükümler ortadan kaldırıyor.

Yönetim, CEDAW Sözleşmesi’ni imzalamakla yetinmeyip 2016’da 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Planı’nı da imzaladı. Bu plan, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen bir karara dayanıyor ve 2015 yılına kadar sekiz hedefin gerçekleştirilmesini öngörüyordu. Daha sonra bu plan 2030’a kadar uzatıldı ve plan için, kültürel ve entelektüel yapıları dâhil birçok alanda sömürgeci güçlerin halklara müdahalesine olanak tanıyan 17 hedef oluşturuldu. Aslında bu hedefler, sömürgecilik tuzağı ve entrikasıdır, Müslümanları dinlerinden saptırmaya yöneliktir. Örneğin bu planın 5.hedefi, CEDAW kararlarının özellikle de gelişim bahanesiyle kadınların güçlendirilmesini ön görüyor!

Sömürgeci Batı, bizim iyiliğimizi istemez. Müslümanlar içinde pahalı bir inci gibi onurlu bir kadının olmasını, yaşlandığında çocuk ve torunlarının etrafında toplanmasını, elini öpmesini, saygı ve hürmet göstermesini, ebeveynine kol kanat geren ve

رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيراً  “Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!” ^{[İsra 24]} diyen kimselerin olmasını istemiyor. Aksine kadınlarımızı zayıfladığında terk edilen, yaşlandığında bir kenara atılan gösteri ve eğlence metaına dönüştürmek istiyor! Birleştiricinin bir arada tuttuğu bir aile istemiyor, hayvanca yaşam tarzı nedeniyle hastalıklar ve salgınlara maruz kalan Batı ülkelerindeki gibi bir hayat istiyor. Bize olan kini nedeniyle toplumlarımızda var olan iffet ve temizliği yok etmek istiyor.

وَاللَّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَن تَمِيلُوا مَيْلاً عَظِيماً  “Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.” ^{[Nisa 27]}

Ey Filistin halkı! Yasa ve mevzuat değişikliği çalışmaları, sömürgeci kâfirin karar verdiği ve eğitim müfredatını, yaşam biçimi ve yasaları hedef alan bir kampanyanın parçasıdır. Böylece mübarek topraktan ödün verilmesinde ve kutsalların peşkeş çekilmesinde bir sakınca görmeyen bir neslin yetiştirmesi gibi kötü niyetli hedefine ulaşabilecektir. Bunun gerçekleştirilmesinde kullanılan en bariz araçlar, yönetim ve şüpheli derneklerdir. Kötülükleri, sayabileceklerden çok daha büyüktür, ancak biz, eylemlerini açığa çıkarmak ve uyarmak için hiçbir çabayı esirgemeyeceğiz.

Ey hâkimler, müftüler, imamlar, vaizler, ileri gelenler ve etkili kişiler!İslam’a ve hükümlerine yapılan saldırının büyüklüğünün farkındasınız. Yozlaştırıcı politikalar nedeniyle Müslüman çocukların ne gibi duruma düştüklerini görüyorsunuz. Yönetimin yozlaştırıcı politikalarını reddetmek ve onurlarınızı savunmak için sesinizi yükseltmenin zamanı gelmedi mi? Kızlarımızı ve gençlerimizi yozlaştırmaya çalışan bozgunculara göz göre göre sessiz mi kalacaksınız? Göz göre göre ülkenizin yolsuzluğa gömülmesine rıza mı göstereceksiniz? İman edenler arasında ahlaksızlığın yayılmasını kabul mü edeceksiniz? İmanınızdan kaynaklanan bir duruş sergileyin ve Rabbinizi hoşnut eden sözler söyleyin.

Ey mübarek toprak halkı! Yönetim, toprağınızdan ödün verdi, Yahudilere peşkeş çekti, batıl yolla mallarınızı yedi. Ne toprağınızı ne malınızı ne de kanınızı korudu. İşte şimdi de onurunuza dokunmak istiyor! Suçlarına sessiz kalırsanız ve yozlaştırıcı mücrim politikalarına engel olmazsanız geride hiçbir şeyiniz kalmayacak. Onurunuza, oğullarınız ve kızlarınıza düşkün olduğunuzu düşünüyoruz. Kutsallarınızın ihlal edildiğini görmektense ölmeyi yeğleyin. Allah ve Rasûl’ünü hoşnut eden bir duruş sergileyin. Yönetim ve arkasındakilerin suçlarına engel olun. Allah’ın yardımıyla siz buna kadirsiniz. Allah’ın emrine icabeten çocuklarınızı ve ailenizi kurtarın.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا قُوا أَنْفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُون “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.” ^{[Tahrim 6]}

Son olarak İslam, onurlu bir hayatın gerçek garantörüdür. Şeri hükümler, kadını onurlandırır, haklarını garanti eder, onurunu korur ve haysiyetini muhafaza eder. İslam, Allah korkusunu ailenin temeli kılmıştır. Allah korkusu, erkek ve eşi arasındaki ilişkiye hükmeder. Baba ile oğul arasındaki ilişkinin temelidir. Allah korkusu ile aile kurulur, huzur içinde hayatını sürdürür ve sükûnet bulur... Allahım, Müslüman erkek ve kadınları, dinlerini, imanlarını ve onurlarını koru. Mücrimlerin kötülüklerini onlardan def et. Dini koruyan, İslam ve Müslüman düşmanlarının karşısında müstahkem bir kale gibi duran Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet zafer ve sevincini hızlandır. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.