Yahudi Varlığının Suçlarına Verilecek En İyi Yanıt, Hilafeti Kurmak ve Kutsal Toprağı Kurtarmak için İslam Ümmeti ve Ordularından Yardım Talep Etmek Olmalıdır

Yahudi varlığının kutsal toprak ve halkına karşı işlediği suçlar bir gün bile olsun durmamıştır. Kutsal toprakta sabah akşam suç işliyor. Mescidi Aksa’da, Gazze’de ve kontrol noktalarında katliam ve tutuklamalar yapıyor, evleri yıkıyor, arazilere el koyuyor, kutsalları kirletiyor. Gazze’de şehit Baha Ebu Atta’ya, bir gün öncesinde de El Arub mülteci kampında şehit Ömer El Bedevi’ye suikast düzenledi. Öncesinde binlerce Filistinliyi öldürdü. Ölüm ve yıkım makinesi halen devam ediyor. Müslüman ülkelerde özgürce dolaşan suikast çetesi, Şam’da, Beyrut’ta, Amman’da, Tunus’ta, Mısır’da, Irak’ta ve BAE’de evlatlarımızı öldürdü. Mısır, Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün’de binlerce şehidi katletti. Şuan Gazze’de yaşananlar, 2014, 2012, 2008, 2006, 2002, 1982, 1967 veya 1948’de yaşananlardan pek farksızdır... Liste uzayıp gider. İşgalci varlığın suçları bir saat hatta bir saniye bile durmuyor.

Yahudi varlığı, İslam dünyasındaki rejimlerin ihanetinden emin olmamış olsaydı, Filistin halkını katletmeye, küstahlık ve kibirlilikle tehdit ve gözdağı mesajları göndermeye cesaret edemezdi. Yahudi varlığı, yöneticilerin aşağılık simsarlar olduğunu, ancak kendisi ve güvenliğini sağlamak hareket ettiklerini görüyor. Masa üstünde tumturaklı sözler ettiklerini, medyada gürültü kopardıklarını, masa altında ise el sıkıştıklarını ve güvenlik koordinasyonu içerisinde olduklarını biliyor. Bu yüzden katliamını sürdürmesi normaldi. Ayrıca kanımızı içerideki krizleri yönetmek, kişisel ve partizan kazanımlar elde etmek için kullanılan bir araç olarak görüyor.

Ey mübarek toprak halkı! Müslümanların kanı birdir, lider ile birey arasında hiçbir fark yoktur. Kanlarınız, Irak, Şam, Mısır, Burma, Türkistan ve diğer Müslüman ülkelerdeki kardeşlerinizin kanı ile birdir. Burada Yahudiler mücrim yöneticilerin gizli işbirliğiyle, oralarda ise, sömürgeci kâfir, İslam düşmanı kâfir Batının alkışlaması ve talimatı ile doğrudan ya da ajan yöneticiler aracılığıyla kanlarımızı akıtıyor. Kâfir Batı, dünyanın farklı yerlerinde, farklı araçlarla İslam ve Müslümanlara karşı bir savaş yürütmektedir. Etkili ve etkin araç, yöneticilerin ihaneti ve İslam düşmanlarıyla olan gizli işbirlikleridir.

Filistin’de Müslüman kanının akıtılmasının nedeni, Irak, Suriye, Burma ve daha önce Çeçenistan ve Bosna’da akıtılan Müslüman kanı ile aynı sebebe haizdir. İslam ümmeti, her yerde hedeftir. Düşmanların emrinde ve kontrolünde kalması için katliam, sürgün, tefrika, zillet ve bozgunculuğa maruz kalmaktadır.

Bu zilleti gidermenin ve dünya genelinde akan Müslüman kanını durdurmanın yegâne yolu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmaktır, başka bir yol yoktur. Hilafet, dini ikame edecek, Müslümanları birleştirecek, Müslüman orduları Allah yolunda cihat etmek için gönderecek, ülkeyi gaspçıların pisliğinden arındıracak, âlemlere iyiliği yayacaktır.

Ey samimiler! Ey gruplar! Dininiz ve ümmetiniz konusunda Allah’tan sakının. Hakkı haykırın, Rabbinizi razı eden bir duruş sergileyin. Kirli parayı reddedin, tecrübeyi tecrübe etmeyin. Yoksa pişman olursunuz... Sömürgecilik kuklası hain yöneticileri, bir köşeye atın. Onlar, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyen, Allah yolunda cihat etmeyen, müminler yerine kâfirleri dost edinen zalimler ve fasıklardır. Mısır, İran, Katar, Suriye, Ürdün ve Türkiye yöneticileri arasında hiçbir fark yoktur. Hepsi de ümmet düşmanı Batının dostlarıdır. Filistin’i kurtarmanın yegâne yolu, Hilafeti kurmak ve mübarek toprağı kurtarmak için İslam ümmeti ve ordularından yardım talep etmektir. O yüzden çağrıyı İslam’ı desteklemek ve ülkeyi kurtarmak için ümmete ve Müslüman ordularına yöneltin. Kâfirlere ve hain yöneticilere yaslanmayın. Onlarla olan tüm bağlarınızı kesin. Zira onlar düşmandır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” ^{[Hud 113]} Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya tevekkül edin. O, mevlânızdır. O ne güzel Mevla ve yardımcıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يا أَيُّهَا النَّبِيُّ حَسْبُكَ اللَّهُ وَمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ “Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.” ^{[Enfal 64]} Allahım, bu iyiliği Müslümanlara ulaştır, gönüllerini ona aç. Ve bize senin katından yardımcı bir sultan kıl... Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.