بسم الله الرحمن الرحيم
وَلاَ تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ ٱلظَّالِمُونَ "(Resulüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!" [İbrahim 42] Mahkeme, Rejimin Meşruiyetinin Erozyona Uğradığına Hükmetmiş, (İslamcıların) Adaletini İfşa Etmiş,
(Müminlerin emirinin) olduğu bir devletin altında, (İslamcıların) hükümetinin gölgesinde ve (İnsan Hakları Derneği'nin eski avukatı ve başkanı) olan Adalet Bakanı'nın döneminde ve Adalet ve Özgürlükler Bakanlığı'nın Tihâmî Necîm ile Said Fuad'ın siyasi tutuklu olduklarını itiraf etmesinin ardından Temyiz Mahkemesi, 11.09.2012 günü bu ikisi hakkında ilk aşamada on aydan bir buçuk yıl hapsin uygulanması hususunda verilen kararların kaldırılmasına hükmetmiştir.
Rejim, Tihâmî Necîm ile Said Fuad'ın kınanmasıyla ilgili olarak hata etmiştir. Zira bu kararıyla rejim, sadece rejimin meşruiyetinin erozyona uğradığına hükmetmiş, (İslamcıların) hükümetinin adaletini ifşa etmiş, insan hakları ve reform iddialarını açığa çıkarmış olmaktadır. Halbuki Tihâmî ve Necîm, mücrim değil iki Müslüman olup suçları ise hükümlerinin ikame edilmesi yoluyla dinin hakim olması için çalışmaları ve Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in, ثمَّ تكون خلافة على منهاج النبوة "Sonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacak" şeklindeki müjdesini müjdelemeleridir.
Bu kararlarla ilgili olarak rejime, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle buyurduğunu bildiren Ebi Musa el-Eşarî'nin hadisini müjdeleriz: إِنَّ اللَّهَ لَيُمْلِي لِلظَّالِمِ حَتَّى إِذَا أَخَذَهُ لَمْ يُفْلِتْهُ "Allah, zalime mühlet verir. Ama onu bir de yakaladı mı bir daha bırakmaz." Sonra da Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] şu ayeti okumuştur: وَكَذَلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَا أَخَذَ الْقُرَى وَهِيَ ظَالِمَةٌ إِنَّ أَخْذَهُ أَلِيمٌ شَدِيدٌ "Rabbin, zalimlik eden ülkeleri yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetli) olur. Şüphesiz onun yakalaması çok şiddetlidir, çok elem vericidir!" [Hud 102] Nitekim seleflerimiz, bu ve benzeri hadisleri okurlar ve Âd, Semûd ve Firavun'un akıbetleri hakkında tefekkür ederlerdi. Şimdi bizler de bu hadisi okuyor ve onu, İbn-u Alili Tunus'da, Kaddafili Libya'da, Mübarekli Mısır'da, Salihli Yemen'de ve Beşarlı Suriye'de kendi gözlerimizle görüyoruz. Dolayısıyla bu rejim de kendisinin Allah'ın tuzağından emin olduğunu sanmasın.
Yine Yargıç ve onun arkasındakilere, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem[‘in şu kavlini müjdeleriz:
القضاة ثلاثة : اثنان في النار و واحد في الجنة، رجل عرف الحق فقضى به فهو في الجنة، ورجل عرف الحق فلم يقض به وجار في الحكم فهو في النار، ورجل لم يعرف الحق فقضى للناس على جهل فهو في النار "Üç çeşit Hakim vardır: Bunlardan ikisi cehennemde biri de cennettedir. Hakkı bilip onunla hükmeden kişi cennette; hakkı bildiği halde onunla hükmetmeyerek hükümde zulmeden ve hakkı bilmediği halde insanlara cehaletle hüküm veren kişiler de cehennemdedir."
Ümmetimize de; Hizb-ut Tahrir kafilesinin, despot yöneticiler kerih görseler bile Rabbinin vaadi ve Nebisinin Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet olan müjdesini gerçekleştirmek için râyesini kaldırarak hedefine doğru ilerlediğini müjdeleriz.
إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا وَنَرَاهُ قَرِيبًا "Doğrusu onlar, (o azabı) uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görmekteyiz." [Meâric 6-7]
إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ "Onlara vaat olunan (helak) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?" "Hud 81"
Allah, Hizb-ut Tahrir'in yıldızını yükseltmeyi nasip etsin.
وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir. Velakin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yusuf 21]
وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ "Zulmedenler, nasıl bir yıkılış ile yıkıldıklarını çok yakında bileceklerdir." [eş-Şu'arâ 227]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Fas
H. 25 Şevvâl 1433
M. Çarşamba, 12 Eylül 2012