Bağımsız Seçim Komisyonu’nun yaptığı açıklamaya göre, il meclisi, belediye meclisi ve Amman belediye meclisi seçimleri 22 Mart 2022’de yapılacak. El Ğad gazetesinin aktardığına göre Başbakan Yardımcısı - Yerel Yönetim Bakanı- düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, seçimlere teşvik etmek için ulusal kampanya düzenleneceğini vurguladı. Başbakan Yardımcısı, “Yapılacak seçimlerden vatandaşlar sorumlu olacak. Vatandaş sandığa gitmekten kaçınıyor. Temsilcisini seçecek. Her yerde yolsuzluk var. Belediye meclislerinin gözetimini etkinleştirmek için bir planımız var” diye konuştu.

Genel seçimlere düşük katılım sağlayan halkın, belediye seçimlerine katılım sağlamamasından korkuluyor. “Rased” araştırma merkezinin yaptığı son kamuoyu yoklamasına göre, Ürdünlülerin yaklaşık yüzde 23’ü sandığa gitmeyi, yüzde 60,9’un ise yaklaşan seçimlere katılmayı düşünmüyor. Bu, hile veya yaygın yolsuzluk nedeniyle seçimlere olan güvensizliğin bir göstergesi. Laik sistemde dürüstlükten bahsedilemez. Mahalli İdareler Bakanı sanki kadermiş gibi “Her yerde yolsuzluk var” diyerek bunu açıkça itiraf etti!

Bu durum karşısında biz, Ürdün hükümetinin çağrıda bulunduğu belediye seçimlerine katılmanın şeri hükmünü açıklayacağız:

A- Belediye seçimleri, asıl itibariyle halka hizmet ve idarî hususlardan olması nedeniyle caizdir. Ancak birçok iş belediyenin sorumluluğunda. O yüzden belediyeler, özellikle ülkemizde hükümet politikasını yürüten bir devlet kurumu haline gelmiştir. Üstelik belediyeler, şeran haram olan bazı şeylere ruhsat veriyorlar.

B- Belediyeler, idari hizmetler yapan bağımsız bir kurum değildir, aksine fiilen hükümete bağlı bir yürütme organıdır. Dolayısıyla otorite, istediği herhangi bir siyasi faaliyeti belediyelere dayatır. Buna ek olarak belediyeler, paralarını gayri meşru bir yolda harcarlar. Buna göre belediyeler ile ilgili şeri hüküm, siyasi otoriteden bağımsız bir idari ve hizmet kurumu olarak ele alınamaz. Aksine belediyeler, sadece nominal açıdan değil pratik açıdan da rejimin organlarına bağlıdır. Hükümet, oybirliği ile alınmış olsa bile belediye meclisinin kararlarını iptal edebilir.

C- Bu nedenle bu açıdan belediye seçimlerine katılmak caiz değil. “İdari hizmet ve işler” mubah sınırları içinde olmuş olsaydı, o zaman belediye seçimlerine katılmak caiz olurdu. Diğer bir ifadeyle biz, belediyeler söylendiği gibi olduğu sürece bu seçimlere katılmayacağız. Belediyeler, siyasi otoritenin müdahalesi olmaksızın salt idari bir kurum olduklarında seçimlere katılım caiz olur.

Mevcut rejimlerde belediye seçimlerinin siyasi karakter kazandıkları açık ve net. Seçimler, “Partizan” grupların siyasi rekabeti altında gerçekleşmekte ya da bu seçimlerde olduğu gibi partilerin boykotuna maruz kalmaktadır. Kısacası belediyeler, bağımsız idari kurumlar değildir. Bunun kanıtı, partilerin seçimleri boykot etmesi, seçimlere katılımı veya hükümetlerin seçimlere çağrıda bulunmasıdır. Çünkü belediyeler, devletin politikasıyla irtibatlıdır. Seçimlerdeki siyasi rekabet, yaklaşan parlamento seçimlerinin bir göstergesidir ya da laik siyaset oyunu üzerindeki etkinin bir kriteridir.

Ey Müslümanlar! Ey Ürdün halkı! Belediye seçimleri, İslam hükümlerini hayat sahasından dışlayan laik siyasi iktidarla ilintilidir. Seçim, bir tür vekâlettir. Bu nedenle seçime katılım ile ilgili şeri hüküm, seçim talebi gerçekliği ile ilgilidir. Seçim, yapılması haram olan işlerle ilgili olursa ki öyle, o zaman belediye seçimlerine katılmak caiz olmaz. Çünkü bu durumda seçimler, haram olan işleri yapmak için vekâlet vermek anlamına gelir.