حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2022–MB–TR–04 |
H. 27 Raceb 1443 M. Pazartesi, 28 Şubat 2022 |
Yıkılışının Yıldönümünde Hilafet Özlemi, Yeniden Kurulması İçin Çalışmayı Gerektirir
Özel olarak Ürdün halkı, genel olarak Müslümanlar, siyasi ve ekonomik koşullarındaki çöküntü ve kötüleşmeyi görüyor. İktidarlarını Amerika, İngiltere ve kâfir Batıdan alan kukla yöneticilerin sebep olduğu zillet ve yozlaşmaya tanık oluyor. Bölgesel ve milli herhangi bir ülkenin halkı, bundan yüz yıldan fazla bir süre önce bugün Recep’te Hilafet Devletinin enkazı üzerine kurulan bir ülkede yaşamayı kendi iradesiyle seçmedi. Yöneticisini de kendi seçmedi. Aksine yöneticiler, İslam ümmeti arasındaki sınırları ve bölünmüşlüğü perçinlemek, İslam hükümlerini hayattan dışlamak, laikliği tesis etmek ve ülke zenginliklerini yağmalamak için anlaşmalar ile iktidara geldiler. Daha da önemlisi, Raşidi Hilafet Devletinin dönüşü önüne engeller koydular, Hilafet için çalışanları bastırdılar. Yoksa sırf Rabbimiz Allah dedikleri için Hizb-ut Tahrir’li iki genci dört yıl hapis cezasına çarptıran Ürdün rejimi mahkemesinin bu kararı nasıl açıklanabilir?
Sömürgeci kâfir Batılı ürünü milli ve bölgesel devletlerin varlığı, İslam ümmetini dininden, duygu birliğinden ve ritüellerinden uzaklaştıramadı. Sözde siyasi reformlar ve meclise katılım gibi umutsuz girişimlerde bulunulmasına rağmen milli devlete aidiyet yok oldu. Müslümanların genelinin bu saçmalıkları kabul etmemesi, Ruveybida yöneticilerin fikri ve siyasi iflaslarının, ümmetin İslami kimliğine yöneliminin, özellikle İslam Devlet kurma özleminin somut kanıtıdır. Sömürgeci ürünü bu ulusal devletler, bu ülkeyi siyasi ve ekonomik çıkmaza sürüklediler, sömürgeci projeler benimsediler. İslam ümmeti üzerindeki Batı hegemonyasının, İslam ve Müslümanlarla mücadelesinin garantörü oldular.
Hilafetin kurulmasının farziyeti konusu, çağlar boyunca çözüme kavuşturulmuş bir meseledir. Beni Sakife’de sahabe ve sonraki âlimlerin çoğunluğu bu hususta ittifak etmişlerdir. Mesele, Müslümanların bu farzı ve bu farz için çalışmayı idrak etmeleri, kurulmasının farziyetini anlamaları, Hilafet düşmanlarının dönüşünü engellemek, kuruluşunun önüne engeller ve barikatlar koymak için kararlı bir şekilde çalıştıklarını bilmeleridir. Kâfir ülkelerin yöneticileri, Hilafetin dönüşünü engellemek için yoğun mücadele veriyorlar. Çünkü dönüşünün ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Daha önce Hilafeti yaşadılar ve tarihini çok iyi etüt ettiler. Varlığının, Müslüman ülkelerdeki hegemonyaları ve sömürgeciliklerinin yok olacağı anlamına geldiğinin bilincindeler. Hilafet, İslam Risaletini halklarına ulaştırmak için kapılarını çalacak, Müslüman ülkelerde işledikleri iğrenç suçlardan hesaba çekecek, çürük vahşi kapitalist düzenleri çökecektir.
Hilafet Devletinin yokluğundan ve İslam’ın uygulanamamasından sadece Müslümanlar değil, acımasız kapitalist kolonizasyon yüzünden tüm insanlık muzdariptir. İster Batı’da Amerika ve Avrupa olsun isterse Doğu’da Rusya ve Çin olsun insanlığın önderi faydacılık, hegemonya ve yıkımdır. Bu ülkelerin hepsi eşit derecede İslam düşmanıdır, Ukrayna’da birbirlerini öldürüyorlar, yok ediyorlar. Kibir ve küstahlıklarının kölesidirler. Dünya savaşlarında yüz milyonlarca insanı öldürdüler. Hilafet Devletinin dünyanın efendisi olduğu dönemlerde insanlık dünya savaşlarına tanık olmamıştır.
Bu yozlaşmış kapitalist ideoloji ışığında bugün Batılı siyasetçiler ve gazeteciler, beyaz tenli, mavi gözlü, uygar ve gelişmiş Ukraynalıların yerlerinden edildiği, öldürüldüğü yorumlarıyla İslam’a ve Müslümanlara olan gizli nefretlerini ortaya koydular. Batılılara göre Ukraynalılar, Afganistan ya da Irak halkı gibi değildir.
قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.”[Ali İmran 118] Müslümanlara tepeden bakıyorlar, hor görüyorlar, kanlarını dökmenin caiz olduğunu düşünüyorlar. O halde nasıl olur da Müslümanlar, dinlerinin, izzetlerinin, haysiyetlerinin ve üstünlüklerinin farkına varıp, Hilafeti kurmak için çalışmazlar?
Tarih boyunca İslam ülkeleri, Hilafet ile özdeşleşmiştir. 28 Recep 1342’de Hilafetin ilgası, birçok hareketlerin ve İslami fikri projelerin motivasyonu ve ilham kaynağı olmuş olsa, Hizb-ut Tahrir dışında gruplar Hilafeti ciddi bir amaç ve hedef olarak benimsememiştir. Hizb-ut Tahrir’in ismi, ikinci Raşidi Hilafet ile özdeşleşmiştir. Hilafet, siyasal İslam ve İslam ümmetinin pratik birliği anlamına gelir. Hilafet, Müslümanların delil getirmesi veya yeniden icat etmesi gereken bir fikir değildir. Bu fikir İslam devletinin her alanında mevcuttu. Ancak Hilafet Devletinin yokluğu, basitçe yüzyıldan fazla bir süredir İslam’ın İslam gibi yaşanmaması anlamına gelir.
Ey Müslümanlar, ey Ürdün halkı! Hilafet Müslümanların varlık yokluk meselesidir. Hilafetle hadler uygulanır, namuslar korunur, ülkeler fethedilir, İslam ve Müslümanlar izzet bulur. Bütün bunlar, Allah’ın Kitabında, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetinde, sahabenin icmasında delil gerektirmeyecek kadar açıktır. Müslümanın Hilafet ne kadar büyük bir farz olduğunu düşünmesi yeterli. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مَيْتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim boynunda biat halkası olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”Hilafetin öneminden dolayı sahabe, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in defninden önce bir Halife belirlemek ve biat etmekle meşgul olmuşlardır. Ömer (r.a.) vefat ettiği gün cennetle müjdelenen altı kişiden birini Halife seçmek için onlara üç gün süre belirlemiştir.
Ey Müslümanlar! Ey Ürdün halkı! Hilafetin kurulması farzı sadece Hizb-ut Tahrir gençlerine değil, muktedir her Müslümana farzdır. Onun için ey Müslümanlar! Bize destek olun. Ey Müslüman orduları! Bize yardım edin. Allah’ın dinine yardım eden Ensar’ın biyografisini diriltin. Allah, Ensar’ı muhacirlere eşdeğer kıldı ve muhkem kitabında sahabeye uymayı kayıtsız bir şekilde överken, tabiine uymayı iyilikle kayıt altına aldı.
وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَداً ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ “İslam’ı ilk önce kabul eden muhacirler ve Ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” [Tövbe 100]
Hilafetin yıkılışının 101. yıldönümü, umarız Allah’ın zaferinin habercisi olur. Böylece Raşidi Hilafet güneşi, dünyaya yeniden parlar.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “ O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]
#أقيموا_الخلافة #الخلافة_ #ReturnTheKhilafah #YenidenHilafet 101
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |