26 Nisan 2021’de Radyo Özgürlük, Şevket Mirziyoyev hükümetinin, din özgürlüğünü kontrol etmek ile açılım arasındaki dengeyi koruma sorunuyla karşı karşıya kaldığını bildirdi. Agnieszka Pikulicka’nın makalesine göre 2016’da Şevket Mirziyoyev’in iktidara gelmesinden bu yana ülke politik değişikliklere tanık oldu. Daha önceleri yasak olan internet platformunda yeni sesler belirdi. Bugün, Allah’tan korkan ve eski rejim altında yıllarca zulüm gören Müslümanlar, açıkça dinlerini tartışıyorlar. Görünüşe göre dindarlık ülkede artıyor. Ayrıca siyasi değişiklikler, yorumculara İslam’ı kesin ve katı bir şekilde yorumlama ortamı sağlamıştır. Bazıları, zorunlu başörtüsü, İslam Şeriatının uygulanması ve baharın başlangıcında kutlanan Nevruz gibi laik bayramların yasaklanmasını talep etmektedir.

Nitekim Özbekistan’da özellikle internetin Özbekçe bölümünde İslami duygular giderek artıyor. Özbekçe konuşan Müslümanların Allah’ın lütfu ile İslam özlemleri gittikçe artıyor. Ülkemiz tarihinde ve hatta komünist hükümet döneminde bile Müslümanlar dinlerinden ödün vermemişlerdir. O zamanlar Müslüman ecdadımız (atalarımız ve babalarımız), gizli de olsa çocuklarına Kuran ve Sünnet öğretmiştir. Bazı sosyalist fikirlerden etkilenmiş olsalar da İslam’dan vazgeçmemişler ve bu sosyalist fikirleri inanç olarak asla kabul etmemişlerdir. Bu yüzden Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonra gelen ve baskı yönünden Sovyetlerden geri kalmayan Kerimov rejimi, Müslümanları dinden uzaklaştıramamış, daha çok dinlerine bağlanmışlardır. Şimdiyse Müslümanlar artıyor ve düşünceleri gelişiyor, artık İslami sistemin uygulanmasının tüm problemler için tek doğru çözüm olduğunu biliyorlar.

Evet, İslam bir dindir, baskı ve zulüm arttıkça, İslam özlemi de artar, zorbalık arttıkça, iman daha da güçlenir. Tek başına bırakılsa, İslam özlemi artar. Çünkü Müslüman her zaman İslami bir hayatı arzular. İslam sevgisi ve gerçek bir din olduğu inancı, onu buna iter, İslam’a aykırı bir yaşam tarzını asla kabul etmez. İşte bu, İslam ve Müslüman düşmanlarının huzurunu kaçırmakta, uykusuz bırakmaktadır. Çünkü İslam’ın engellenmesi ve özgürlük verilmesi durumunda kaybedeceklerdir. Allah’ın bu nimet ne kadar güzel ve iyidir, insanı mutluluğa eriştirir, daha doğrusu mutluluğun ta kendisidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın kelimesini söndürme girişimi, güneşi balçıkla sıvamak gibidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” ^{[Tevbe 32]}