حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SR-BA-2024-MB-TR-11 |
H. 10 Cumâde’s Sânî 1446 M. Perşembe, 12 Aralık 2024 |
Yahudi Varlığının Şam Topraklarına Yönelik Haince Saldırılarını ve Pervasızca İşlediği Suçlarını Ancak İslami Yönetim ve Hilafet Devleti Durdurabilir ve Boynuzunu Kırabilir
Zorba Esed rejiminin bu ayın sekizinde çökmesinden bu yana Yahudi varlığı sürüleri Şam topraklarında cirit atıyorlar. Şam semalarında dolaşan savaş uçakları, Deyr ez-Zor kenti de dahil olmak üzere birçok şehir, kasaba ve askeri bölgeye hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılarda, özellikle silah depoları, orta ve güney bölgelerdeki hava savunma sistemleri, askeri araştırma merkezleri ve Şam yakınlarındaki Mezze Askeri Havaalanı gibi askeri üsler hedef alındı. Yahudi varlığı ordusu, 10 Aralık 2024 Salı günü yaptığı açıklamada, Suriye’nin askeri kapasitesinin yaklaşık %80’inin hedef alındığını ve bu saldırıların, “İsrail” Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği en şiddetli operasyonlardan biri olduğunu ifade etti.
Yahudi varlığı, güney Suriye’deki askeri operasyonlarını genişleterek başkent Şam’ın güneybatısında 25 kilometreye kadar ilerledi. Haritalar, Yahudi ordusunun Hermon Dağı zirvesi ve silahtan arındırılmış bölgedeki köy ve kasabaları kontrol altına aldığını, Suriye topraklarına 18 kilometre kadar derinlemesine girdiğini ortaya koyuyor. Yahudi varlığı radyosu, “350 savaş uçağının Şam’dan Tartus’a kadar çeşitli hedefleri vurduğunu ve bu saldırılar sonucunda onlarca savaş uçağı, askeri üs, hava savunma sistemi ve silah deposunun imha edildiğini” bildirdi. Netanyahu ise “Eğer bu rejim İran’ın Suriye’deki varlığını yeniden tesis etmesine izin verirse, İran ya da diğer silahların “Hizbullah”a aktarılmasına izin verirse ya da bize saldırırsa, güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz ve bunun bedelini ağır bir şekilde ödeteceğiz” diyerek, “Önceki rejimin başına gelenler bu rejimin de başına gelecektir” ifadelerini kullandı. İşgal ordusu Savunma Bakanı Yisrael Katz, ““İsrail” Donanması’nın Suriye’de stratejik tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik geniş çaplı bir harekatın parçası olarak dün gece Suriye Donanması’na ait filoyu büyük bir başarıyla imha ettiğini duyurdu. “İsrail” güçlerinin Suriye ile Golan Tepeleri arasındaki tampon bölgeye yerleştiğini belirten Katz, “İsrail”e yönelik herhangi bir tehdidi önlemek için Suriye’nin güneyinde kalıcı bir İsrail varlığı olmaksızın orduya “savunma bölgesi” oluşturulması talimatı verdiğini söyledi. Netanyahu, 8 Aralık 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, Suriye ile 1974 yılında imzalanan “Ateşkes Anlaşması”nın çöktüğünü ilan ederek, Yahudi varlığının işgal ettiği ve Suriye’nin Golan Tepeleri’nden ilhak ettiği bölgenin “ebediyen “İsrail”e ait kalacağını” vurguladı.
İşte Yahudi varlığı budur; ABD’nin sınırsız desteği ile Gazze ve diğer bölgelerde katliam üstüne katliam yapmış, üzerlerine mermi, lav ve füze yağdırmıştır. İşte bu, Yahudi varlığının, kendisine karşı koyabilecek veya onu dizginleyebilecek bir gücün yokluğunda sergilediği küstahlığıdır. Suriye’deki stratejik silahları hedef alan bu pervasız saldırılar, bu silahların doğru kişilerin eline geçerek Yahudi varlığına karşı etkin bir şekilde kullanılmasından duyulan korkunun bir göstergesidir. Amacı, Suriye’yi kanadı kırık bir şekilde bırakarak kendisine tehdit oluşturamayacak bir hale getirmektir ya da bu varlığı kökünden söküp atacak bir duruma gelmesini önlemektir. Amerika ve Yahudi varlığı, gelecekte Suriye’nin güçsüz, silahsız ve boyun eğmiş bir devlet olmasını istiyor. Pervasız düşman uçakları, hiçbir karşılık görmeden saldırılarını sürdürmekte. Esed rejiminin çöküşünün ardından liderliği devralanlar, tam bir sessizlik içindeler. Adeta ölüm sessizliğini bürünmüş durumdalar. Hatta gelecekte dış savaşlara girişmeyeceklerini ifade eden yatıştırıcı açıklamalarla durumu geçiştiriyorlar. Kaçak zorba Esed de “stratejik sabır” izleyerek ve uluslararası topluma şikayetlerde bulunarak Yahudi varlığına yönelik tepkiyi yalnızca “yanıt hakkını saklı tutmakla” sınırlı tutuyordu.
Yahudi varlığının bu kibir ve küstahlığının devam edeceğinden eminiz. Bu küstahlığı ancak İslam Hilafet Devletinin adamları durdurabilir. Artık bu devletin kurulmasının zamanı gelmiştir ve kurulması farz-ı ayndır. Bu devlet, Allah’a kulluk eden, O’nun yolunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan, temiz, özgür ve erdemli müminler tarafından yönetilecektir. Bu adamlar, Yahudi varlığıyla savaşmayı Allah’a yakınlaşmanın bir vesilesi olarak görecekler, burnunu yere sürtecekler, kibrini ve hilesini boynuna dolayacaklardır. Hatta çok yakında, Allah’ın izniyle, Yahudi varlığını tarihten bir iz haline getireceklerdir.
Şam topraklarında zalim Esed’i devirerek destansı kahramanlıklar ve zaferler yazan kahraman devrimcilere ve mücahitlere sesleniyoruz: Sakın ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. Bunun yerine, İslam Devleti’nin kurulması yönünde kararlı bir duruş sergileyin ve bu yönde hareket edin ki Allah’ın rızasını ve yardımını hak edelim ve bize bahşettiği zafer nimetine hakkıyla şükredenlerden olalım. Allah’a hamd ve şükrümüz, O’nun şeriatını uygulayarak ve devrik zalim, laik rejimin enkazı üzerinde İslam Devletini kurarak gerçekleşir. İşte o zaman Yahudi varlığı ve onun arkasındaki kâfirler ve dünya zalimleri, gerçek mücadele ve savaşın ne olduğunu anlayacaklardır. Ayrıca o gün Allah’ın şu ayetini de hakkıyla yerine getirmiş olacağız:
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ“Onlarla savaşın ki Allah sizin elleriniz ile onları cezalandırsın, rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Müminlerin kalplerine şifa versin.” [Tevbe 14]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |