İşgal altındaki Keşmir’de G-20 zirvesi düzenlenmesi, sözde uluslararası toplum ve sömürgeci büyük güçlerin Keşmir’deki Hindu işgalini tanıması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Pakistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan kınama açıklaması, gerçek dışı bir protestodur. Keşmir, dünya güçlerinin desteği ve BM kararları ile özgürleştirilebileceği yalanını mezara gömmenin zamanı gelmiştir. Dünya tarihinde uluslar işgal ettikleri toprakları sözde uluslararası toplumun yardımıyla özgürleştirmediler. Müslümanlar Azad Keşmir’i, Afganistan’ı veya diğer bölgeleri Birleşmiş Milletler kararlarıyla özgürleştirmediler. Keşmir, ancak Pakistan silahlı kuvvetlerinin cihadı kurtarılabilir. O yüzden Pakistan’da hemen Hilafetin kurulmasını farzdır.

Mevcut laik ulus-devletlerin dünya düzeninde, çıkarı olmadıkça hiçbir dünya gücü başka bir ülkeye yardımda bulunmaz. Mevcut durumda dünya güçleri Hindu devletini desteklemek istiyorlar, bu yüzden Çin ve bölgedeki İslami dirilişle mücadele ediyorlar, frenliyorlar. Bu nedenle Keşmir meselesinde uluslararası topluma bel bağlamak, Pakistan yöneticilerinin Keşmir davasına ihanet ettiklerini doğrulamaktadır. Unutulmamalıdır ki, mevcut uluslararası toplum Avrupa haçlılarının mirasına dayanmaktadır. Kur’an-ı Kerim ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e defalarca yaptıkları hakaret, bugüne kadar içlerinde fokur fokur kaynayan İslam nefretini teyit etmektedir. Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Yemen ve Burma’daki yangınları körükleyen ve alevlendiren bu Amerikalı ve Avrupalı haçlılardır.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Bu gerçekler ne yeni ne de bilinmez değildir. Liderliğiniz Müşerref döneminden beri “uluslararası toplumun” Keşmir’in teslim edilmesini talep ettiği biliniyor. Liderliğiniz yavaş yavaş Keşmir’i teslim etti, sizi Hindu Devletine karşı şişirilmiş retoriklerle aldattı. Bu ihanet projesi Bajwa-İmran döneminde tamamlandı. Mevcut hükümet şimdi Keşmir meselesini sonsuza dek mezara gömmek için tonlarca pislik yığıyor. Eğer bu ihanete bir an önce son vermezseniz, iş işten geçmiş olacaktır. Hain liderliği ayaklarınız altına almanız hala sizin için zor değil. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmak için nusret verin. Müslümanların Halifesi, kız kardeşlerinizin çığlıklarına yanıt vermek için tekbirlerle sizi Srinagar’a götürecek ve Gujarat kasabı Modi’yi boyun eğmeye zorlayacaktır. Siyasi ve askeri liderliğin sahte samimiyet maskesi düşmüştür. Liderlerinizin ihaneti artık apaçık ortadadır. O halde ileriye doğru atılın! İslam ümmeti bir an önce kükremenizi bekliyor. Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in azatlı kölesi Sevban, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

عِصَابَتَانِمِنْأُمَّتِيأَحْرَزَهُمَااللَّهُمِنْالنَّارِعِصَابَةٌتَغْزُوالْهِنْدَوَعِصَابَةٌتَكُونُمَعَعِيسَىابْنِمَرْيَمَعَلَيْهِمَاالسَّلَام“Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için Hindistan’a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.” ^{[Ahmed, Nesai]}