Yahudi varlığındaki muhalefet lideri Yair Lapid, Gazze’nin geleceğini şekillendirmek için “Mısır Çözümü” adında bir plan sundu. Bu plan, Gazze Şeridi’nin yıllarca Mısır’ın vesayeti altına girmesini ve bunun karşılığında Mısır’a siyasi ve ekonomik teşvikler verilmesini öngörüyor. En dikkat çekici teşviklerden biri ise, Mısır’ın borçlarının kapatılmasıdır!

Lapid’in Mısır’ın adıyla sunduğu bu planı, Mısır yönetiminin bağımsız karar alma yetisinden yoksun olduğunu gösteriyor. Bu rejim, iktidarda kalmak için her türlü tavizi vermeye ve her türlü planın arkasından gitmeye hazır. Eğer Amerika, zorunlu göç üzerinde ısrar ederse, Mısır rejimi bunu reddetmeye asla cesaret edemez. Lapid’in bu planı, Mısır rejimini, mücahitler ile Yahudi varlığı arasına yerleştirilecek bir Arap tampon gücüne dönüştürmeyi amaçlıyor; tıpkı Mısır halkı ile rejim arasına konulan bariyer gibi!

Amerika’nın ve Yahudilerin İslam ümmetinden gasp ettikleri paralar, belki zayıf kimselerin topraklarını ve vicdanlarını satın alabilir, ama değişmez bir şeri hükmü asla değiştiremez, değerleri veya inançları satın alamaz. Dahası gerçekte bu paranın hiçbir değeri yoktur ve Yahudiler için doğal bir yer yaratamaz veya insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet arasında arzuladıkları entegrasyonu sağlayamaz. Onların doğal yeri, İslam ümmetine karşı düşmanlık besleyen herkesle birlikte derin bir uçurumun dibidir.

Ey Kinane askerleri! Mübarek Toprak Filistin, Mescid-i Aksa ve İsra toprağı, denizden nehre kadar sizin meselenizdir. Onu özgürleştirmek ve Amerika ile Yahudilerin planlarını bozmak, herkesten önce sizin görevinizdir. Rejimin kabul edebileceği ihanet, sizin için asla kabul edilebilir değildir. Filistin halkına destek olmanızı engelleyen ve onların kuşatma altında tutulmasına katkı sağlayan bir rejim, hiçbir zaman onların gerçek destekçisi olamaz. Yahudi varlığıyla yürüttüğü tüm girişimler, ümmetin davasını etkisiz hale getirmek ve cihat ruhunu tamamen yok etmek içindir. Sizler, İslam ümmetinin bir parçası olarak, onun acısını hissediyor ve kutsallarına yapılan saygısızlıklara öfkeleniyorsunuz. Aynı şekilde, Amerika’nın küstahlığına ve rejimin ona ve kararlarına boyun eğmesine de müthiş öfkeleniyorsunuz. O halde daha neyi bekliyorsunuz?

Ey Kinane askerleri! Göreviniz, işgalci varlığa karşı topyekûn savaş ilan etmek, Filistin’in tamamını özgürleştirmek ve ümmetin gasbedilen otoritesini geri almaktır. İçinizdeki her samimi ve dürüst insanın, bunu istediğine ve yüreğinde taşıdığına eminiz! Ancak bunun önündeki en büyük engel, Mısır’ı yöneten ve sizi gaspçı varlığın çıkarlarını korumaya zorlayan işbirlikçi rejimdir. Bu rejimin amacı, sizi işgalci gücün emellerini gerçekleştiren bir araç haline getirmektir. Size düşen ve üzerinize farz olan görev hem bu rejimi hem de gaspçı varlığı köklerinden söküp atmaktır. Bu doğrultuda, Mısır’daki işbirlikçi rejimi tüm unsurlarıyla ortadan kaldırmak, Batı’nın sömürgeci vesayetinden tam anlamıyla kurtulmak ve İslam yönetimini tesis etmek sizin asli görevinizdir. Aranızda, ümmetin bir parçası olan, meselelerini bilen ve dertlerini taşıyan bilinçli bir siyasi liderlik olarak Hizb-ut Tahrir var. Sizleri, Allah Azze ve Celle’nin rızasını kazanmak için O’nun şeriatını uygulamaya ve İslam’ı bir hidayet Risâlet’i olarak dünyaya taşımaya çağırmaktadır. Bu davet, kapitalizmin karanlığından ve açgözlülüğünden insanlığı kurtarıp, Nübüvvet Minhacı üzere ikinci Raşidi Hilafet’in adaletiyle dünyayı aydınlatma çağrısıdır! O halde ona nusret verin ki, dünyada izzet, ahirette de kurtuluşa erişesiniz. Allah’ın rızası her şeyden daha büyüktür.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ * الَّذِينَ إِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ “Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Onlar öyle kimselerdir ki, şayet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin akıbeti Allah’a aittir.” ^{[Hac 40-41]}