حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MS–BA–2022–MB–TR–05 |
H. 24 Cumâde’l Ûlâ 1444 M. Pazar, 18 Aralık 2022 |
Krediler, Kapitalizmin Yozlaştırdıklarını Asla Düzeltemez, Peki Mısır Ardışık Kredi Şoklarından ve Enflasyondan Nasıl Kurtulabilir?
17 Aralık 2022 Cumartesi günü IMF’den yapılan yazılı açıklamaya göre IMF’nin Mısır’a 3 milyar dolar kredi sağlanmasını içeren anlaşmayı onayladığı duyuruldu. Uygulanacak para politikasının, esnek döviz kuru sistemine kalıcı geçişi, döviz rezervlerini artırmayı ve ülkedeki enflasyonu kademeli olarak düşürmeyi amaçladığı kaydedildi.
Mısır’ın maruz kaldığı krizler, aslında Batı’nın ülkemizdeki egemenliğinden ve insan yapımı kapitalist yasalarla yönetilmesinden kaynaklanmaktadır. Kapitalist yasalar, Batının varlığına ve ülke zenginliklerini yağmalanmasını yasal kılıf giydirmektedir. Kapitalizm çerçevesinde önerilen tüm çözümler, krizleri derinleştirmekte ve halkın acısını artırmaktadır. Uluslararası kredi kuruluşlarının ve beraberinde getirdikleri feci kararlarının yaptıkları şey budur.
Bu önlemler veya koşullar, dolar karşısında Cüneyh’in değerinin düşmesine ve dolayısıyla ithalat fiyatlarının yükselmesine ve ihracat fiyatlarının düşmesine yol açacaktır. Doğrudur, Cüneyh’in değer kaybetmesi, Mısır mal ve hizmetlerinin rekabetini artırabilir ancak bu, Mısır ithalatının maliyetini artıracaktır. Mısır’ın ihracat ve ithalat hacminin geliştirilmesine yönelik yapılan araştırmalar, Cüneyh’in değer kaybetmesinin Mısır ticaret dengesine olumlu bir etki yaratmadığını teyit etmektedir. Cüneyh’in değeri ne kadar düşerse, miktarı düşmeden ithalat faturası o kadar yüksek olur. Mısır, tükettiğinin yüzde 80’den fazlasını ithal etmektedir. Kaldı ki Mısır Cüneyhi’ndeki bu değer kaybı, Mısır ihracatının hacmini etkilemeyecektir. Mısır cari işlemler dengesi verileri bunu doğrulamaktadır. Mısır Merkez Bankası, Mısır ekonomisinin 2021-2022 mali yılının Temmuz-Aralık döneminde dış dünya ile yapılan işlemlerin bir önceki mali yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 7,6 milyar dolardan yaklaşık 7,8 milyar dolara yükseldiğini açıkladı. (15.04.2022 El Arabiya) Yani, para biriminin değer kaybetmesi, enflasyon oranlarının yükselmesine, alım gücünün düşmesine, yoksulluk ve yoksul yüzdesinin artmasına yol açacaktır. Mısır’daki insan yapımı kapitalist yasaların yarattığı şey işte budur. Mayıs 2019’da Dünya Bankası, “Mısır nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ının ya fakir ya da muhtaç durumda olduğunu” yani yoksulluğa elverişli olduklarını duyurdu.
Kapitalizmin, yozlaşmış çözümlerinin ve gerçek değeri olmayan banknotların ışığında IMF reçeteleriyle enflasyon ve yoksullukla mücadele edilemez, ekonomi düzeltilemez. Olup biten her şey, bu feci kararların insanlar üzerindeki etkilerini hafifletme girişimleridir. Artan baskıyla birlikte olası bir patlamayı önlemek veya geciktirmektir.
İnsanlar, kaynak zengini Mısır’ın şartlı olmasa bile uluslararası kredilere veya hibelere ihtiyacı olmadığının farkında olmalıdır. Mısır, kaynakları ve zenginliği ile uluslararası kredilere muhtaç değildir. Yeter ki kaynak çeşitliliğini iyi kullanılsın ve zenginliği üretilsin. Devlet dolardan vazgeçsin, dolarla ekonomisi arasındaki tüm bağları koparsın. Enflasyonu yok eden, fiyat istikrarını sağlayan altın ve gümüş bara birimini benimsesin. Sonuç olarak, Mısır’ın kapitalist sistemden farklı yeni bir vizyona ve fark yaratabilecek alternatif bir sisteme ihtiyacı vardır. Peki, bu nasıl sağlanabilir? Bunu kim yapabilir? Ve bu sistemi kim yüklenecek?
Mısır, petrol, gaz, altın ve diğer mineraller dâhil olmak üzere çok çeşitli kaynaklara sahiptir, çöl kumları bile değerlidir. Deniz yaşamı açısından zengin su kütleleri ve bunlara dayalı endüstriler bile çok değerli bir hazinedir. Ayrıca ekilebilir geniş alanlara sahiptir. İhtiyaç duyulan tüm stratejik bitkileri, yeterli ve bol miktarda yetiştirebilir. Dolayısıyla gıda ithalatına gerek yoktur. Ancak kapitalizm ve bağımlılık, Mısır’ın kaynaklarını kullanmasına engel olmakta, Batı’nın bu kaynakları yağmalamasına olanak tanımaktadır. Mısır’ın bu kaynakları elde edebilmesi ve kaynaklarını geri alabilmesi için kaynaklarına hâkim kapitalist şirketlerin kovulması ve mülkiyetin İslam temelinde paylaştırılması gerekmektedir. Böylece petrol, gaz ve diğer mineraller ve yeraltı zenginlikleri kamu mülkiyetinden olacaklardır. Devlet, bunları özel ve tüzel kişiliklere vermesi caiz değildir. Bu zenginlikleri devlet işletmeli, tebaasına ayni veya hizmet olarak eşit seviyede dağıtmalıdır. Dağıtımda zengin ile fakir, Müslüman ile gayrimüslim arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ، فِي الْكَلَأِ، وَالْمَاءِ، وَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Mera, su ve ateş”Devlet ayrıca vatandaşlarının tarım, sanayi ve konut yoluyla toprağı imar etmelerine ve sahip olmalarına olanak sağlayacaktır. Onları bu yolla destekleyecek ve böylece muazzam insan enerjisini üretken enerjiye dönüştürecektir. Bu alanları ve benzer su kütlelerini balıkçılık ve endüstriler için kullanmaya elverişli hale getirecektir. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
مَنْ أَحْيَا أَرْضَاً مَيِّتَةً فَهِيَ لَهُ“Kim bir ölü araziyi ihya ederse, o arazi onundur.” O zaman Mısır nasıl olacaktır? O zaman nüfus artışından ya da işsizlikten şikâyet edecek mi?
Dolara gelince, içsel hiçbir değeri olmayan bir banknottur. Amerika’nın ülkemizin zenginliklerine kontrol etme araçlarından ve insanları köleleştirme aygıtlarından biridir. Onun için ekonomiyi ve para birimini dolara, altın ve gümüş bazlı gerçek değere dayanmayan herhangi bir banknota bağlamak doğru değildir. Devletin para birimi, altın ve gümüş veya bunları temsil edecek bir banknot olmalıdır. Mısır bunu kolayca yapabilir. Aslında Mısır’ın sahip olduğu altın, çok şey yapabilir. Para biriminin altına dayalı olması, ona içsel bir değer kazandırır, felaketlere, krizlere, enflasyona meydan okumasını sağlar. Şeriat, paranın altın ve gümüşe dayalı olmasını farz kıldı. Zekât ve hadler ile ilgili şeri hükümleri altın ve gümüşe bağladı. Yakın zamana kadar böyleydi. Amerikalı iktisatçı Nathan Lewis, 2011’de yaptığı bir araştırmada Mısır’ın, özellikle 1926’dan 1950’lerin başlarına kadar dünyada nakit paraya sahip en büyük ülke olduğunu belirtti. Bu, o dönemde dünyanın geri kalanı gibi 1931’de para birimini devalüe etmesine rağmen böyleydi. İngiltere de dâhil olmak üzere para biriminin gücü açısından dünyadaki tüm ülkeleri geride bırakmıştı.
Kaynaklar, zenginlik, hatta para birimi, krediler vb. gibi usullerini düzenleyen şeri hükümler vardır. İslam, hayatımızın bütün meselelerini siyasi akideden doğan şeri hükümler ile düzenlemiştir. İslam akidesi, insan fıtratındaki acizlik ve Müdebbir Yaratıcıya muhtaçlık olgusuyla örtüşmektedir. Bu hükümler, insanların nefislerine huzur veren onurlu bir hayat yaşamalarının gerçek bir teminatıdır. İslam hükümleri, yüzyıllar boyunca uygulanmıştır. Öyle ki ülkemizin yöneticilerinden bazılarının şöyle dediğini bile işittik: “Dağların tepelerine buğday serpin ki Müslüman ülkelerde kuşlar aç demesinler.”Bazıları da gökteki bir buluta hitaben şöyle demiştir: “Ey bulut! Suyunu dilediğin yere boşalt. Nasıl olsa senin suladığın toprak haraç olarak Müslümanlara dönecektir.”İslam’ın hükümleriyle, şeriatıyla ve sistemleriyle hükmeden takvalı böyle insanlara ihtiyacımız var. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında İslam’ı eksiksiz, kapsamlı bir şekilde uygulayan bir devlete ihtiyacımız var.
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ“O ülkelerin halkı iman etseler ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.” [Araf 96]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |