22 Şubat’ta İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre acımasız hava saldırıları sonucu Doğu Guta’da 5 günde 400’den fazla kişi hayatını kaybetti. Kurbanlardan 150’si çocuk. Gaddar Rus savaş uçakları ve Suriye rejim güçleri, gelişigüzel evleri, dükkânları, okulları, hastaneleri ve pazarları bombaladı. Sivilleri hedef aldı. Çocuklar, mağaralara, sığınaklara ve evlerin bodrum katına sığınmak zorunda kaldı. Burada “Ölümü” beklediler.Doktorlar, prematüre ve yeni doğan bebek bakımını bodrum katta inkübatörler ile yaptılar. Bu yüzden bebekler, dondurucu soğuktan ötürü ölümle yüz yüze kaldılar. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, durumu “yeryüzünde cehennem” olarak tanımladı. Ayrıca yaklaşık 5 yıldır devam eden Suriye hükümetinin acımasız ablukası nedeniyle gıda, yakıt ve ilaç sıkıntısı had safhada. Bu nedenle kitlesel açlık yaşanıyor, bundan en çok çocuklar etkileniyor. BM’ye göre 5 yaş altı çocukların yaklaşık yüzde 12’si akut yetersiz beslenme sorunu çekiyor. Durum o kadar içler acısı ki anneler, acılarının son bulması için çocuklarının canlarını alsın diye ya da en azından karınlarını doyurup tok olarak ölsünler diye Allah’a yalvarıyorlar. Çünkü hava saldırıları nedeniyle öyle ya da böyle öleceklerini düşünüyorlar.

Doğu Guta’da açlık çeken çocukların tepesine bomba yağdığını görüyoruz. Ölümle karşı karşıyalar. Kanlı kefenlerine sarılı sıralar halinde dizilmiş ölü çocuklar görüyoruz. Açlıktan ölen çocuklarını doyurmak için bir lokma yüzünden ağlayan Doğu Gutalı annelerin gözyaşlarını görüyoruz. Bu kutsal toprakların yerle bir edildiğine, uysallaştırmak için kız ve erkek kardeşlerimizin katledildiğine, Esed kasaplarının karadan katliamı için zinde kalmaya çalıştıklarına tanık oluyoruz. Belki bu karadan müdahale, Halep’te gördüklerimizden daha kötü olabilir. Bütün bu korkunç olaylar yaşanırken, uluslararası toplum, BM ve İslam dünyasındaki rejimler, sadece izlemekle yetindiler. Doğu Guta’daki kan gölünü görmezden geldiler. Dokunulmazlık zırhı giydirilen Esed ve suç ortaklarına – çocuklar katili – katliama devam için yeşil ışık yaktılar. İnsan hayatını koruma, insan ve çocuk hakları gibi tüm ilkelerine kibrit çaktılar! Açıkçası, bu “gerçek cehennem” bile onların vicdanlarını sızlatmak için yeterli değil! Onlar için Gutalı çocukların oluk oluk akan kanları, bölgedeki siyasi çıkarlarını gerçekleştirmek için ödenmesi gereken bir bedel! Görünüşe göre gerçekten de bu barbarlığın bir limiti yok. Bencil amaçlarının güvenliğini sağlamak için her şeyi yapmaya hazırlar.

Suriye halkını korumak için vicdansız ve bencil Batıdaki hükümetlere, BM veya İslam dünyasındaki rejimlere bel bağlayamayacağımıza dair daha fazla kanıt göstermeye gerek var mı? Doğu Gutalı çocukları ölüme terk ettiler. Sözde tüm barış girişimleri, müdahaleler ve çözüm önerileri, kasap Esed’e Müslümanları öldürmesi, tecavüz etmesi ve sakat bırakması için sadece zaman kazandırdı. Geçen yıl Astana barış süreci kapsamında “çatışmasızlık bölgesi”ilan edilen Doğu Guta’da, ekranlarda gördüğümüz korkunç sahne, Rusya, Türkiye, İran ve uluslararası toplum nazarında sözde “barış girişimi”nin gerçek yüzüdür!

Doğu Guta’da gördüğümüz yürekler acısı zulüm karşısında Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadınlar Kolu, “Doğu Gutalı Çocukları Kim Koruyacak?”başlıklı bir online kampanya başlattı. Kampanyada, ümmete, özellikle de Müslüman ordular içindeki subaylara, ivedilikle Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurma çağrısı yapılacak. Çünkü Hilafet, insan yaşamının kutsallığına değer veren tek İslami liderliktir, müminlerin kalkanıdır. Doğu Guta’da yaşanan bu gerçek cehenneme, dünya çapında Müslümanların maruz kaldığı katliam ve zulmü kesinlikle son verecektir.

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا  “Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!» diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!”^{[Nisa 75]}