حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
No: ML-BA-2021-MB-TR-03 |
H. 23 Rabi-ul Evve 1443 M. Cumartesi, 30 Ekim 2021 |
JHEAINS, Hizb-ut Tahrir Üyesinin Eşi ve Ailesini Tutuklayarak Diğer Eyaletlerdeki Diyanet İşleri Başkanlıklarından Daha Ekstrem Davranmaktadır
Negeri Sembilan Diyanet İşleri Başkanlığı (JHEAINS), geçen Salı günü saat 11.00 sularında, Seremban’da Hizb-ut Tahrir / Malezya üyesinin eşini ve aile bireylerini gözaltına aldı. Gözaltılar öncesi Royal Malezya Polisi (PDRM) ile ortak operasyon düzenleyen JHEAINS kolluk kuvvetleri, aile bireylerin evlerinde arama yaptı. Arama sırasında bazı kitaplara el konuldu. Baskın sırasında söz konusu genç evde değildi. Kocasını arayan eşi, evinde arama yapıldığını söyledi. Telefon konuşması sırasında bir JHEAINS görevlisi, gençten hemen eve gelmesini istedi. 45 yaşındaki eşi ile 22 yaşındaki kızının yanı sıra iki işçisi de gözaltına alındı, işçilerinden biri yeğeniydi. Gözaltına alınanların tümü daha sonra sorgulama için Paroi’deki İslam Dawah Merkezi’ne götürüldü.
Hizb-ut Tahrir / Malezya üyesi 45 yaşındaki Jamaluddin Maidin Syed ile bir kez daha telefonla iletişime geçildi ve İslam Dawah Merkezi’ne gelmesi istendi. Sonuç olarak JHEAINS, 2.30 civarında İslam Dawah Merkezi’ne gelen genci hemen gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar, 1992 Negeri Sembilan Şeriat Ceza Kanunu’nun 50. maddesi (İslam dinine hakaret etmek, saygısızlık, vb.) uyarınca suç işledikleri ileri sürüldü. Yasa, sanığın 5 bin Ringgit para cezasına ya da 3 yıl hapis cezasını veya para ve hapis cezasını öngörüyor. Gözaltındaki kişiler, sabaha kadar sorguya çekildi, uyumalarına izin verilmedi. Daha kötüsü, eşi ve kızı Yatsı namazını kılmak istedi, ancak saat 05.30’a kadar izin verilmedi. Yaklaşık saat 04.00’de çalışanları serbest bırakılırken, Jamaluddin Maidin Syed ile eşi ve kızının sorguları 27 Ekim gecesine kadar devam etti. Daha sonra 05.30 sularında nöbetçi Seremban Şeriat Yüksek Mahkemesi, 2,500 Ringgit kefaletle hepsini serbest bıraktı.
Ey JHEAINS! İslam Şeriatını açıkça ihlal ettiniz. İzinsiz bir kişinin evine girdiniz ve eşyalarına el koydunuz. Evdekileri rahatsız ettiniz, korkuttunuz. Zaten iftirayla hareket ettiniz. Ev ve evdekilerin saygınlığından ötürü kâfir Kureyş’in bile Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in evine baskın düzenlemediğini bilmiyor musunuz? Kureyş bile onur ve hayâya sahipti. Sabaha kadar evin dışında beklediler, çünkü onurları, bir kişinin evine zorla girilmesine müsaade etmiyordu. Ama siz bu saygınlık ve hayâya sahip değilsiniz. Başkalarının evine izinsiz girdiniz, eşyalarına el koydunuz, evde bulunan eşini ve çocuklarını terörize ettiniz!
Hizb-ut Tahrir / Malezya olarak biz, üyemiz ve ailesinin gözaltına alınmasını ve JHEAINS tarafından evinin aranmasını ve eşyalarına el konulmasını şiddetle kınıyoruz. Gerçekten bu gözaltı ve müsadere, açıkça zulümdür, sadece İslam Şeriatını değil, kendi yaptıkları yasaları bile çiğnediler. 50. madde uyarınca üyelerimize İslam’a hakaret suçlaması yöneltilmesi, absürtlüktür, bir dağ bile bu yalanları duymaya dayanamaz!
Gözaltılar ile yetinmeyen Negeri Sembilan Müftülüğü, HARIAN metro gazetesine gözaltılar ile ilgili yaptığı açıklamada, Hizb-ut Tahrir öğretilerinin ekstrem olduğunu, Ehli Sünnet vel Cemaati öğretileriyle uyuşmadığını, tefrikaya yol açtığını ve ulusal güvenliği tehdit ettiğini söyledi. Müftülüğün bu sözlerine hiç şaşırmadık, çünkü diğer eyaletlerdeki dini yetkililerin anlatısı ve suçlamasıyla aynı. Suçlamaların hepsine gerekli cevabı verdik, ancak hiçbirine cevap verilmedi. Ve Allah’ın izniyle Kıyamet gününe kadar da cevap veremeyeceklerdir. Çünkü Hizb-ut Tahrir hakkında söylediklerinin hepsi iftira, uydurma ve yalandır.
JHEAINS’in eyleminin, diğer eyaletlerdeki Diyanet İşleri Başkanlıkların eylemlerinden daha ekstrem olduğunu vurgulamak istiyoruz. JHEAINS, suçsuz Hizb-ut Tahrir gencini gözaltına almakla kalmadı, aynı zamanda eşini, kızını ve iki çalışanını da gözaltına aldı. JHEAINS tarafından Hizb-ut Tahrir / Malezya üyesi ve ailesine yönetilen İslam’a hakaret suçlaması, düpedüz yalandır. Aslında bir vaizi gözaltına almak ve suçlu muamelesi yapmak, dini otoritelerin ekstrem bir eylemidir. Ülkedeki birçok sapkınlık ve günahlara göz yumduğunu saymıyoruz bile.
Hizb-ut Tahrir’i köktendinci ilan etmek, Batı propagandası bir anlatıdır. Batı, Hizb-ut Tahrir’in Nübüvvet metodu üzere Hilafeti ve Şeriatı kurma çağrısından tırsıyor. Çünkü bu çağrı, giderek daha fazla Müslüman tarafından kabul görüyor. Batı, tüm kötü komplolarının ve İslam dünyası üzerindeki hegemonyasının sona ereceğini ve Hilafet kurulduğunda Halifenin gerekli dersi vereceğini biliyor. İşte bu esastan hareketle Hizb-ut Tahrir’in çağrısına şiddetlice karşı koydu, Hizb-ut Tahrir ile mücadele etmek için Müslüman dünyasındaki tüm ajanlarını seferber etti. Aşırılık yanlısı, radikal ve terörist suçlaması da dâhil olmak üzere Hizb-ut Tahrir’e çeşitli iftiralar attı, yalanlar söyledi, suçlamalarda bulundu. Öte yandan aynı Batı, ılımlılardan, liberallerden, LGBT’lilerden, demokrasi vaizlerinden ve hatta İslam dünyasındaki tiran yöneticilerden övgüyle söz etmektedir. Çünkü bunlar, Batılı değerler ve çıkarları ile homojendir.
Hizb-ut Tahrir üyelerinin gözaltı nedeni, siyasi fetvadır. Fetva Hizb-ut Tahrir’e karşı iftira ve hakaretle doludur. Dini yetkililere, gözaltıların, iftiraların, yalanların ve Hizb-ut Tahrir üyelerine yapılan zulümlerin, daveti yavaşlatmayacağını ya da durdurmayacağını hatırlatmak isteriz. Tam tersine çabaları daha da artıracağız, çünkü biz, insanların rızası için değil, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını elde etmek için daveti taşıyoruz. Gözlerimizi ahiret nimetlerine diktik. Bu yüzden bu dünyada Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dinini ikame etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Sizse gözlerinizi dünya nimetlerine diktiniz, bu nedenle daveti yasaklıyorsunuz.
Ey dini yetkililer! Hala iyiliğinizi istiyoruz, bu nedenle içinizde azcık Allah korkusu ve samimiyetin kalmış olması umuduyla bu basın açıklamasını bir hatırlatmayla bitirmek istiyoruz.
إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ“Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.”[Buruc 10]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor Telefon: (+03) 89.201.614 mykhilafah.com |
Fax: (+03) 89.201.614 E-Mail: htm@mykhilafah.com |