21 Ağustos’ta Datuk Seri İsmail Sabri Bin Yaakob, Malezya’nın dokuzuncu başbakanı olarak yemin etti. UMNO başkan yardımcısı da olan İsmail Sabri, 17 aylık çalkantılı iktidarının ardından çoğunluğu kaybeden Tan Sri Muhyiddin Yasin’in istifası sonrası başbakanlık koltuğuna oturdu. Muhyiddin’in çoğunluğu kaybetmesinin ardındaki neden, Cumhurbaşkanı liderliğindeki 15 UMNO milletvekilinin desteğini çekmesidir. Bu, UMNO’nun politik bir oyunudur. İktidar ortağı olmasına rağmen BERSATU’dan iktidarı “almak” için her şeyi yapabilir.

Açık olan şu ki, Malezyalıların bu demokratik sistemdeki kirli siyasetten midesi bulanıyor. Şimdi de geçen yılın başındaki “Sheraton hamlesi” nden bu yana süren aralıksız iktidar mücadelesinden verem oldular. UMNO’nun iktidara dönüş trajedisi, Malezya’da demokrasi oyununun bir aldatmaca olduğunu gösteriyor. Önceki 14. genel seçimlerde halkın büyük ölçüde tepkisine maruz kalan UMNO, şimdi halkın desteğini ve yetkisini almadan seçimsiz iktidara geliyor. Bu nasıl bir trajedi! Seçimleri kaybeden siyasi partiler, demokrasi adına hala iktidara gelebiliyorlar! İnanın ya da inanmayın olan bu! Bir yılı aşkın süredir devam eden iktidar mücadelesinde yozlaşmış partiler iktidarda kalırken, halkın halk tarafından yönetimi olduğu söylenen bir sistemde halk, oynanan ayak oyunlarının mağduru olmaya devam ediyor.

Ey Müslümanlar! Bilin ki, demokrasi ve ‘demokratik seçimler’, yalan ve yanılsamalardan başka bir şey değildir. İmkânsız bir değişim vaat etmektedir. Bugün gördüğümüz gerçek şu ki, herhangi bir kişi ve herhangi bir parti, seçimsiz ve demokrasisiz iktidara gelebiliyor. Bu gerçeklik demokrasinin siyasi aktörleri tarafından da kabul görmektedir. Seçim yoluyla değil de “çatıdan bir delik açarak” iktidara geldiklerini söylüyorlar. ‘Demokratik’ oyun sahnesindeki bu başarıları, sadece rakamsal oyunlarından ibarettir. Bu piyangoda liyakat, şeref, dürüstlük, takva ve hatta imanın hiçbir önemi yoktur; önemli olan sayılardır. Meclis çoğunluğu kimdeyse, halk istemese bile iktidar onundur! Sayılar, parayla, rızayla ya da tehditle kolayca satın alınabilir.

Dün (27.08.2021) İsmail Sabri, kabinesini açıkladı ve beklendiği gibi hiçbir sürpriz yaşanmadı. Kabine, eski kabinenin biraz değişmiş halidir. Kabinede bazı önemsiz değişiklikler yapılmakla birlikte başarısız önceki hükümetin kabinesidir.

Önemli olan soru şu: UMNO’lu Başbakan ve eski-yeni kabinesi, halkın beklediği gerçek değişimi gerçekleştirebilir mi? Bu sorunun cevabı çok basit. Cevabı, Malezya’da 60 yıldan fazla bir süredir hüküm süren UMNO’nun tarihinde yatıyor. Son 60 yılda UMNO’da, UMNO’nun liderlerinin düşüncelerinde ve tutumlarında herhangi bir değişiklik oldu mu? Şüphesiz halk, bunun cevabını biliyor.

Halkın seçimlerde sandığa gömdüğü, ancak “çatıdan delik açarak” iktidarı “ele geçiren” partilerden nasıl bir değişiklik beklenebilir? Yolsuzluk ve görevi ihmal batağında debelenen bir parti, insanların beklediği değişimi gerçekleştirebilir mi? Kurnazca bir “sayı oyunu” ile iktidara dönen bir parti, beklenen değişimi yapabilir mi? Değişimin nasıl olacağını bilmeyen ve değişmek istemeyen bir partiden değişim beklenebilir mi?

Bağımsızlıktan bu yana Malezya’yı UMNO üyesi sekiz Başbakan yönetti. Yönetimlerinde değişmeyen tek unsur, sömürgecilerin mirası laik-demokratik sistemin şevkle uygulanmış olmasıdır. Bu başbakanlar, sömürgecilerin sistemini, anayasasını ve yasalarını koruyor ve uyguluyorlar. Hiçbir zaman Allah’ın yasalarını uygulamayı düşünmediler. ‘UMNO’ üyesi olan ve selefleri gibi sömürgeci sistemi, anayasayı ve yasaları koruma sözü veren 9. Başbakan, İslam’ın bütünüyle uygulanması gibi gerçek bir değişim yaratabilir mi? İktidar ortağı Parti İslam SeMalaysia’dan (PAS) değişim beklemek, iktidardaki tarihi göz önünde bulundurulduğunda imkânsızdır. PAS, Kur’an ve Sünnete uymayan liderleri ve partileri destekleyeceğini açıkça beyan etti.

Hizb-ut Tahrir, Malezya’nın yeni Başbakanı ve kabinesine Allah’ın bahşettiği iktidarın bir emanet olduğunu, Şeriatını kapsamlı bir şekilde uygulamak gerektiğini hatırlatmak ister. Dolayısıyla Allah’ın yönetimini taviz vermeden ve mazeret göstermeden kapsamlı bir şekilde uygulamakla sorumludurlar. Dünyada ve ahirette söz konusu emaneti hakkıyla yerine getirenlere müjdeler olsun! Emanete ihanet edenlere de yazıklar olsun! Onlar için büyük bir azap vardır. Hizb-ut Tahrir, İslam ümmetine, demokratik liderleri ve sömürgeci yapımı demokratik-laik sistemi reddetmedikleri, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet altında Allah’ın sistemini kapsamlı bir şekilde uygulamak için çalışmaya koyulmadıkları sürece gerçek değişimin asla gerçekleşmeyeceğini hatırlatmak ister.

Abdul Hakim Osman
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Resmi Sözcüsü