9 Mayıs 2019 tarihi itibariyle Pakatan Harapan (PH) hükümeti, bir yıldır iktidarda. Malezyalılar özellikle de Malezya politik sahnesinde değişiklik için oy verenler bu hükümetten çok şey bekliyorlardı. Bir yıllık iktidarının ardından görünüşe göre PH hükümeti, başarılı icraatlarıyla övünüyor. Oysa çözülemeyen sayısız problemlerle ve önceki hükümetin bıraktığı kronik hastalıklarla boğuşmaktadır. Malezya Başbakanı Tun Dr. Mahathir Muhammed, 14. genel seçimler öncesinde PH hükümetinin halka verdiği vaatlerin yüzde 39.01’ini başarıyla yerine getirdiğini belirtti. Önceki iktidar partisi Birleşik Malay Ulusal Örgütü (UMNO) liderliğindeki muhalefet ise, 61 yıllık iktidarını unutmuş olsa gerek son bir yıldır çeşitli meselelerde özellikle de ırksal ve dini konularda PH hükümetine agresif eleştiriler yöneltiyor. Zulüm, kibir, rüşvet, yolsuzluk ve tüm dünyaca bilinen skandalları nedeniyle geniş ölçekte halkın tepkisine maruz kaldığını unutuyor herhalde.

PH ve yandaşları, bir yıllık iktidarlarını UMNO’nun altmış yıllık iktidarıyla kıyaslamanın doğru olmadığını iddia etse de, bu gerçek insanların onları muhasebe etmeyeceği anlamına gelmez. Hizb-ut Tahrir olarak biz, hangi hükümetin daha iyi olduğu konusunda bir karşılaştırma yapmak istemiyoruz, ancak PH’nın bir yıllık iktidarında İslam’ın ne kadar uygulandığını gözlemlemek ve muhasebe etmek istiyoruz. 61 yıl şöyle dursun bir ya da iki yıllık iktidarında Allah’ın hükümlerini referans kabul etmeyen bir hükümetin Allah huzurunda hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Önceki hükümete kıyasla PH yönetimi, kendi iktidarı döneminde uygulanan demokrasi ve özgürlüklerle gurur duyuyor. Biz ise demokrasinin gurur duyulacak bir şey olmadığını vurgulamak isteriz. Çünkü demokrasi, küfür sistemidir ve Batı orijinlidir. En temelinden en ayrıntısına kadar İslam’a terstir. Liberaller ve LGBT gruplarının yanı sıra İslam’a hakaret edenlerin, istedikleri gibi davranmalarından ve özgürce konuşmalarından gurur duyuyor muyuz? Çeşitli mega projelerde faizi devam eden milyarlarca ringitlik borçların affedilmesiyle gurur duyuyor muyuz? Her yönüyle İslam’la çelişen kapitalist ekonomik sistem hüküm sürerken, ülkenin yeniden finansal sorun yaşamasıyla övünüyor muyuz? Ordularımız kışlalarında tutulurken, işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak ve İslam düşmanlarının baskısına maruz kalan kardeşlerimizin yardımına koşmak için Allah yolunda cihat uğruna ordularımız seferber edilmezken İslami bir hareketten gelen bir Savunma Bakanı ile gurur duyuyor muyuz? Sonuna kadar İslam’ı uygulayamayan bir yönetimle övünüyor muyuz?

Bir yıl geçti, ancak ülke hâlâ laik demokratik bir ülkedir. Demokrasi, İslam ile yönetim arasını ayıran bir sistemdir. Mevcut hükümet, değişim isteyen halkın önceki rejimi neden reddettiğini daima aklında tutması gerekir. Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir, hükümete ve halka özellikle de Müslümanlara, İslam’ın farz kıldığı gerçek değişimin seküler sistemden İslami yönetim sistemine geçmek olduğunu hatırlatmak ister. Ne yazık ki, “eski Malezya’dan” “yeni Malezya’ya” geçiş için yapılan değişim, sadece iktidardaki yüzlerinin değişimidir. (laiklik) sistemi aynen devam ediyor. Yeni hükümet, sömürgeci kâfirlerin geride bıraktığı sistem ve anayasaya dokunmadan öylece bıraktı. Kişisel ve evlilik meseleleri dışında eski rejim gibi yeni hükümet de ilahi yasaları uygulamıyor. Başka bir deyişle Din İşlerinden Sorumlu Bakanın “İslam âlemlere rahmettir” sloganına rağmen ilahi yasaların uygulanmamasında hiçbir değişiklik yoktur. Hizb-ut Tahrir olarak biz, Bakanın bu söyleminin sadece bir slogan olduğunu ve gerçekte İslam uygulanmadığı sürece bir slogan olarak kalmaya devam edeceğini açıkça belirtmek isteriz. İslam uygulanmadığı sürece nasıl rahmet olabilir ki?

Ey Müslümanlar!

Unutmayın, İslam uygulanmadığı takdirde bu ülkede hiçbir iyilik olmayacaktır. Şeri hükümlere uymayan bir ülke asla Allah’ın lütfuna ve merhametine erişemez. Aksine Allah’ın gazabına nail olacaktır. Zina ve faiz gibi itaatsizliklerle dolu bir ülke haline gelecektir. Nitekim Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِذَا ظَهَرَ الزِّنَا وَ الرِّبَا فِي قَرْيَةٍ فَقَدْ أَحَلُّوْا بِأَنْفُسِهِمْ عَذَابَ اللهِ“Bir yerde, zina ve faiz çoğalırsa, o yerin halkı, Allah’ın azabına maruz kalır.”^[Hâkim] Allah’ın hükümlerinin uygulanmamasından daha büyük bir günah var mıdır? 61 yıldır eski rejimde sömürgeci kâfirlerin miras bıraktığı laik-demokratik sistem altında yaşadık. Ve bu yılla birlikte 62 yıldır kâfir Batı sisteminin prangalarına maruz kalıyoruz.

Ey ümmeti Muhammed!

Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmak için sizi Hizb-ut Tahrir’e katılmaya davet ediyoruz. Bu sayede ümit ettiğimiz gerçek değişim Hilafetin yeniden kurulması ile İnşallah gerçekleşecektir.