حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
No: ML–BA–2019–MB–TR–03 |
H. 22 Cumâde’s Sânî 1440 M. Çarşamba, 27 Şubat 2019 |
Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e Hakarete Yanıtımız Ne Olmalı?
Hilafetin yıkılışından bu yana dünyada İslam ve Müslümanlar düşmanlığı esiyor. Müslümanlara karşı kitlesel katliamlardan işkencelere, terörist olarak yaftalamalardan İslam’a Kurana ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakarete kadar dünyanın birçok ülkesinde bunlar “doğal” bir şey haline geldi. Batıda sürekli karşılaştığımız Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret, Malezya dâhil olmak üzere artık Müslüman ülkelerde de yaygınlaştı.
17 Şubat 2019 günü Malezyalılar, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Ayşe Radiyallahu Anha’yı aşağılayan ve hakaret eden bir karikatürün Foo Sing Wai adlı hesapta yayınlanmasıyla şok oldular. Karikatürün yayınlanmasından bu yana polis, ülke genelinde 400’den fazla olay yaşandığını rapor etti. Söz konusu kişi, gözaltına alındı, ancak üç gün sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılması Müslümanların öfkesini arttırdı. Bu bağlamda polisi, konuya İslami ruh, inanç ve şeri hükümler çerçevesinde yaklaşmaya çağırıyoruz. Unutmayın, hakarete uğrayan sizin Peygamberiniz. Mahşer günü o Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şefaatine ihtiyacınız var.
Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir / Malezya, kimden sadır olursa olsun Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik hakareti kesinlikle kınar. Maalesef dini işlerden sorumlu Bakan, konunun ciddiyetinin farkında değil. Basitçe bütün tarafları bu konuda diğer dinlere duyarlı olmalarını istedi. Bu ne biçim bir tepki? Ayrıca ne yazık ki müftüler de bir fetva yayınlamadılar. Hatta Diyanet İşleri hakaretle ilgili bir kınama açıklaması bile yapmadı! Ey müftüler ve Diyanet İşleri! Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Peygamberimiz ve onurumuz olduğunu hatırlayın. Ona yapılan herhangi bir hakaret bize ve şerefimize yapılmış bir hakarettir. Hiçbir şey yapmadan bu hakarete nasıl basitçe seyirci kalabiliyorsunuz? Onurumuzu savunmak için bu asil ümmet galeyana gelmiş ve sesini yükseltmişken hâlâ siz nasıl sessizliğe bürünebiliyorsunuz?
Dinimiz ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e saldıran kişilere şunu hatırlatmak isteriz ki saldırınız eninde sonunda başarısız olacaktır. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ne kadar çok saldırırsanız, iman edenlerin gücü o kadar çok artacak, özellikle Batıda olduğu gibi dünya genelinde çok sayıda Gayrimüslimin İslam’a inanmasına yol açacaktır. Saldırgana ayrıca Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret ile ilgili İslami cezayı da hatırlatmak isteriz - ki birkaç hadiste de belirtildiği gibi bunun cezası ölümdür:
عن ابن عباس رضي الله عنه أَنَّ أَعْمَى كَانَتْ لَهُ أُمُّ وَلَدٍ تَشْتُمُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَتَقَعُ فِيهِ فَيَنْهَاهَا فَلَا تَنْتَهِي وَيَزْجُرُهَا فَلَا تَنْزَجِرُ قَالَ فَلَمَّا كَانَتْ ذَاتَ لَيْلَةٍ جَعَلَتْ تَقَعُ فِي النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَتَشْتُمُهُ فَأَخَذَ الْمِغْوَلَ فَوَضَعَهُ فِي بَطْنِهَا وَاتَّكَأَ عَلَيْهَا فَقَتَلَهَا فَوَقَعَ بَيْنَ رِجْلَيْهَا طِفْلٌ فَلَطَّخَتْ مَا هُنَاكَ بِالدَّمِ فَلَمَّا أَصْبَحَ ذُكِرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَجَمَعَ النَّاسَ فَقَالَ أَنْشُدُ اللَّهَ رَجُلًا فَعَلَ مَا فَعَلَ لِي عَلَيْهِ حَقٌّ إِلَّا قَامَ فَقَامَ الْأَعْمَى يَتَخَطَّى النَّاسَ وَهُوَ يَتَزَلْزَلُ حَتَّى قَعَدَ بَيْنَ يَدَيْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَا صَاحِبُهَا كَانَتْ تَشْتُمُكَ وَتَقَعُ فِيكَ فَأَنْهَاهَا فَلَا تَنْتَهِي وَأَزْجُرُهَا فَلَا تَنْزَجِرُ وَلِي مِنْهَا ابْنَانِ مِثْلُ اللُّؤْلُؤَتَيْنِ وَكَانَتْ بِي رَفِيقَةً فَلَمَّا كَانَ الْبَارِحَةَ جَعَلَتْ تَشْتُمُكَ وَتَقَعُ فِيكَ فَأَخَذْتُ الْمِغْوَلَ فَوَضَعْتُهُ فِي بَطْنِهَا وَاتَّكَأْتُ عَلَيْهَا حَتَّى قَتَلْتُهَا فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلَا اشْهَدُوا أَنَّ دَمَهَا هَدَرٌ “İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre “Kör bir adamın bir cariyesi vardı. O cariyesinden iki inciyi andıran iki oğlu vardı. Bu cariye Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e söver ve ona dil uzatırdı. Adam ise bu işten vazgeçmesini söylüyor fakat cariye bundan vazgeçmiyordu. Bundan dolayı azarlıyor, bu işe son vermesini istiyor, fakat yine son vermiyordu. Gecenin birinde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i diline dolayınca, efendisi dayanamayarak kalkıp bir kazma aldı ve onu karnına sapladı. Vücudunun öbür tarafından çıkartıncaya kadar da üzerine dayanıp durdu. Sabah olunca bu husus Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e anlatılınca, o ama adam kalkıp şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü onu öldüren benim. Bu kadın sana sövüyor ve sana dil uzatıyordu. Ben bu işten vazgeçmesini söylüyordum, fakat o vazgeçmiyordu. Bundan dolayı onu azarlıyor ve son vermesini istiyordum, fakat bir türlü dinlemiyordu. Benim ondan iki inciyi andıran iki oğlum da var. Bana karşı da çok yumuşaktı. Dün de sana sövmeye, sana dil uzatmaya başlayınca onu öldürdüm. Bunun üzerine Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Haberiniz olsun ve şahit olun ki, onun kanı hederdir.” [Ebu Davud, Nesai, Ahmed]
Aile hukuku, evlilik, miras ve benzeri konulardaki bir kaç husus hariç bu ülkede İslami hukukun uygulanmaması talihsizliktir. Demokratik bir ülkede özgürlük fikri, insanlara özellikle Gayrimüslimlere daha fazla domine etti. İnsan eylemlerinin din ile hiçbir ilgisi olmadığı Batının bu özgürlük fikrine göre insanlar, diğer dinlere hakaret etmek dâhil eğlenmek için ne istiyorlarsa onu yapabiliyorlar! Düşünce / ifade özgürlüğü veren bu sistemde (demokrasi) İslam kindarları her zaman İslam’a ve Peygambere hakaret edebilirler. Batıda ve şimdi de bu ülkede olduğu gibi hakareti sürdürebilirler! Batı ürünü bu sistem iktidarda olduğu sürece Gayrimüslimler İslam’a ve Peygambere hakaret etmekten asla korkmayacaklardır.
İslami yönetim olsaydı, sadece Peygambere hakaret eden İslam Devletinin vatandaşları değil, aynı zamanda böyle kabul edilemez bir eylemi işleyen kâfir devletler de bizzat “ceza”dan kurtulamazlardı. Şeri hükümler, sadece içeride değil, İslam Devletinin sınırları dışında da Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret veya İslam’ın kutsallığını çiğneme girişimlerini etkili bir şekilde önleyecektir. 1889’da Fransa’da Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret eden bir oyun sergilenecekti. O sırada Halife olan II. Abdülhamit, oyunu engellemek için Fransa’ya bir ültimatom gönderdi ve Fransa, bu ültimatomu dikkate aldı ve Halifenin vereceği tepkiden korktuğu için oyunun sergilenmesini durdurdu. Ardından aynı oyun İngiltere’de sergilenmek istendi. Bunun üzerine Halife oyunun durdurulması için İngiltere’ye uyarı mektubu gönderdi. İngiltere sadece oyunu durdurmakla kalmadı aynı zamanda yaptığı “yanlışlıktan” ötürü özür de diledi.
Kayda değerdir ki bu olay, bugün Amerika gibi İngiltere ve Fransa’nın büyük devlet oldukları bir zamanda gerçekleşmiştir. Yine de Hilafet, kâfir devletlerin Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret etmesine izin vermemiştir. Kâfir devletler, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve İslam dininin Müslümanlar için ne kadar değerli olduğunu ve ne pahasına olursa olsun bu değerleri savunmaya hazır olduklarını farkına varmışlardır. Bu nedenle Müslümanlar, sınırları içinde veya dışında Hilafet Devletinin Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onurunun koruyucusu olduğunu anlamalıdır. Hilafet olmadan Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret ve dine saldırı bugün olduğu gibi koruyucusuz kalacaktır.
Son olarak belirtmek isteriz ki ümmet, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onurunu korumak için gerekli tepkiyi göstermelidir. Bu insan yapımı sistem ve yasalar, onurumuzu koruma konusunda berbat bir şekilde başarısız oldular. Yöneticiler, İslam’a göre hareket etmediler. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret edenlere öfkesini dile getirmek için Müslümanlar, gösteriler ve yürüyüşler yapmalıdır, ancak bunlar yeterli değildir. Ümmet, onurumuzu koruyan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için harekete geçmelidir. Hilafet, İslam düşmanları ve kindarlarının Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret etmelerine veya Müslümanların değerlerini ve kutsallıklarını çiğnemelerine asla müsaade etmeyecektir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor Telefon: (+03) 89.201.614 mykhilafah.com |
Fax: (+03) 89.201.614 E-Mail: htm@mykhilafah.com |