Siyonist işgal, Gazze’de soykırım yapmaya, binlerce çocuğu katletmeye ve sivil hedefleri bombalamaya devam ederken Danimarkalı politikacılar ve medya ise bu tarif edilemez suçları utanmadan desteklemeye devam ediyor. Aynı politikacılar ve Siyonizm yanlısı medya, şimdi de Filistin’in kurtuluşu ve cihat çağrısını çarpıtmaya, terör ve antisemitizmle ilişkilendirmeye çalışıyor. Ancak aldatma ve ikiyüzlülük her zamankinden daha belirgin. Şu ana kadar 10.000 sivilin katledilmesine ve Siyonistlerin 75 yıldır Filistin halkına karşı işlediği teröre göz yumulurken Müslümanların teröre sempati duymakla itham edilmesi mantık dışı.

Cihada ve Müslümanların İslam yönetimi altında birleşme çağrısı, Siyonist işgalin askeri olarak ortadan kaldırılması ve Müslümanların, Danimarka hükümetinin dostane ilişkiler kurduğu işkenceci devletler ve Batılı sömürgecilerin çizdiği yapay sınırlar yerine inançlarına dayalı bir devlet çatısı altında birleşmeleri için bir çağrıdır. İslami yönetim, Avrupa’da zulüm ve teröre maruz kaldıkları sırada Yahudilere yüzyıllar boyunca huzur ve koruma sağlamıştır.

Cihat kavramı ya da işgalden kurtuluş çağrısının, Avrupa’daki Yahudilere saldırılarla ya da antisemitizmle hiçbir ilgisi yoktur. Bu, Siyonist işgale desteği meşrulaştırmak ve Filistin’e yönelik her türlü desteği suç saymak için kullanılan dayanıksız ve ucuz bir bahanedir.

Üstelik Yahudi nefreti ve zulmü, tamamen Avrupa’ya özgü bir olgudur, insanlığa karşı işlenen diğer pek çok suçta olduğu gibi bu konuda da Batı’nın eylemleri eşsizdir.

Cihat ve Şeriat gibi kavramlar onlarca yıldır manipüle edilmekte, Müslümanların şiddetli bir tehdit olduğu yönünde korkutucu bir tablo çizilmektedir. Filistin’e verilen her türlü desteği, şiddet ve teröre çağrı olarak lansetmeye çalışan bu kişiler, şimdi de siyaseten İslam ve Müslümanlardan korkulması gerektiği çağrısında bulunuyorlar.

Soykırımı açıkça tasvip eden Danimarkalı siyasetçilerden bu tür bir manipülasyon elbette beklenebilir. Ama bu politikacılar, ahlaken Müslümanlara ya da bir başkasına neyin hak ve adalet olduğunu anlatacak durumda değillerdir.

Hizb-ut Tahrir, Danimarkalı siyasetçilerin terörist Siyonist varlığın suçlarına verdiği desteği ve Filistin’in kurtuluş çağrısını antisemitizm ve terörizmle ilişkilendirilmesi yalanlarını kınıyor. Bu yalanları işleyen siyasetçilerin ve medyanın elleri kanlıdır ve sonsuza kadar insanlıktan, ahlaktan ve hayadan yoksun kimseler olarak anılacaklardır.

Elias Lamrabet
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Temsilcisi