İki haftadan kısa bir süre önce Danimarka Başbakanı ne kadar ikiyüzlü, alaycı ve gayri insani olduğunu gösterdi. Tüm Danimarka halkının gözleri önünde, Siyonist işgalin Gazze’deki soykırımını “...elbette bazı kayıplar olacaktır” sözleriyle kabul etti.

Geçtiğimiz günlerde başbakan, “yürek burkan durum”a ilişkin düşüncelerini ortaya koyan bir paylaşımda bulundu. Akla gelebilecek her türlü istihza ve aldatma yöntemini kullanan başbakan, Gazze’de erkek, kadın ve çocuklara yapılan soykırımdan sanki etkilenmiş gibi bir fotoğraf vermeye çalıştı. En ufak bir ahlaki kaygı olmaksızın cani işgalci, zor durumda kalan ve sözde “uluslararası insani hukuk” çerçevesinde kendini savunmaya çalışan bir kurban olarak lanse ediliyor.

Baptist Hastanesi’ne düzenlenen saldırıda 500’den fazla kişi hayatını kaybetti, aileler ve soyları Gazze nüfus kayıtlarından tamamen silindi. Ama yine de Başbakan Gazze ve Batı Şeria halkının ne gibi bir hayat sürmek istediklerinden bahsediyor. Tıpkı 10 Ekim’deki röportajda sorduğu soru nedeniyle azarlanan gazeteci gibi, Başbakan da Gazze halkını destekleyenlere antisemitizm yaftası vurmaya çalışıyor ve Filistin’e destek açıklamalarının terörizme destek anlamına geleceği yalanını ileri sürüyor.

Medyasıyla, politikacılarıyla Danimarka hükümeti ve Batı dünyası, Siyonist işgalin terörünü, ablukasını ve Gazze halkına yaşattığı açlığı desteklemeye ve savunmaya devam ediyor.

Hizb-ut Tahrir, Danimarka hükümetinin Siyonist işgalin Gazze’de gerçekleştirdiği soykırıma verdiği desteği ve Danimarka Başbakanının ikiyüzlülüğünü şiddetle kınıyor ve her saygın insanı da aynısını yapmaya çağırıyor.