Kırgızistan, Orta Asya’da peçeyi yasaklayan en son ülke oldu. Bu yasal düzenleme, 1 Şubat 2025 tarihinde yürürlüğe girdi ve yasağı ihlal edenler 20 bin Som (230 ABD doları) tutarında para cezasına çarptırılacak. Orta Asya ülkelerinde, Müslüman kadınların İslami kıyafetleri ve erkeklerin sakalları uzun süredir baskı altında ve hedefte! Bölgedeki katı laik güçler, İslam’ın artan etkisinden derin endişe duyuyorlar. Kırgız milletvekilleri, insanların yüzlerinin görülebilmesi ve kimliklerinin tespit edilebilmesi için bu tür bir yasağın güvenlik nedeniyle gerekli olduğu gibi aslında çok da inandırıcı olmayan çürük bir bahane ileri sürdüler. Ancak bu yasağa karşı çıkanlar, söz konusu yasağın kadınların kendi inanç ve tercihleri doğrultusunda giyinme özgürlüğünü kısıtladığını ve hatta ellerinden aldığını savunuyorlar.

Çoğunluğu Müslüman olan bölgede, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un 21 Ocak tarihinde imzaladığı ve dini alanla ilişkin bazı düzenlemeler içeren yasa bu tür bir kıyafet yasağa gerekçe teşkil ediyor. Yasada, yerel dilde “paranja” olarak adlandırılan nikaptan açıkça bahsedilmiyor. Ancak, söz konusu yasa, “devlet dairelerinde ve kamusal alanlarda kişinin kimliğinin tespit edilmesini tamamen imkânsız hale getiren giysiler”i yasaklıyor. Bu ifade, Orta Asya bölgesinde genellikle peçeyi tanımlamak için kullanılan dolaylı bir terimdir Çalışma gereği kullanılan veya tıbbi nedenlerle takılan yüz örtüleri bu yasaktan muaf tutuluyor.

Tuhaf bir şekilde, İslam’a destek olmak bahanesiyle hem yasa koyucular hem de hükümet yanlısı dini şahsiyetler, yasağın saç ve boyunu örten ancak yüzü açıkta bırakan İslami başörtüsü (hımar) için geçerli olmadığında ısrar ettiler. Kırgızistan, Orta Asya’da okullar ve kamu kurumlarında İslami başörtüsüne (hımar) izin veren tek ülkedir. Kırgızistan Meclis Başkanı Nurlanbek Şakiyev, geçen yıl söz konusu yasa tasarısını meclise sunarken milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, “Başörtüsüne hiçbir şekilde bir kısıtlama getirilmesi söz konusu değildir. Zira annelerimiz ve kız kardeşlerimiz her zaman geleneklerimizin ve dinimizin bir parçası olarak başörtüsü takmışlardır.” ifadelerini kullandı.

Açıkça görülüyor ki Hilafet olmadan, İslami ifadenin güvencesi olamaz, haramlar bile süslü bahanelerle meşru gösterilir. Bazı Müslüman kadınlar, başörtüsü takma özgürlüğüne sahip olurken diğerlerinin peçe takma özgürlüğünden mahrum bırakılması gibi bir tür ayrıcalığını olduğu düşüncesi, olumlu sevinilecek bir gelişme değildir. İslam açık bir saldırı altında! Ve bu saldırının hedefinde tüm Müslümanlar var! Müslüman kadınların istedikleri gibi giyinme özgürlüğü”nü savunan muhalefet liderleri de güven verici değiller. Müslüman kadın, dini inançlarına göre giyinmesini yasaklayan aynı seküler temel ve sistemin ürünü olan bu tür liberal özgürlük müdahalelerine ihtiyaç duymaz. İslam düşmanları, kadınları güçlendirme kisvesi altında kendi sahte gündemleriyle gelip İslam hükümlerini uygulamaya kalkıştıklarında asla olumlu bir sonuç alınamaz.

Orta Asya ülkelerinde peçe takan kadınların sayısında gözle görülür artış, Müslüman kadının İslami kimliğine sıkı sıkıya bağlandığının apaçık bir göstergesidir! Orta Asya ülkelerindeki rejimlerin laik yöneticilerinin, bölgede İslam’ın siyasal sistemi olan Hilafetin doğuşunu engellemek için Müslüman kadınların artan İslami kimlik bilincini bastırma çabaları nafiledir. 2023 yılında, Milletvekili Sharapatkan Mazitova, Oş’un güney bölgesine yaptığı ziyaretin ardından peçeye karşı yeni bir kampanya başlattı. Mazitova, yerel kadınların giderek artan bir şekilde tam peçe giymesinden şok olduğunu söyleyerek, “Oş’ta her dört kadından biri peçe takıyor ve sayıları günden güne artıyor” dedi.

Müslüman kadının şerefi, İslami giyim tarzı ve tüm İslami yükümlülükleri, İslami yönetim sistemi olan Nübüvvet metodu üzere Hilafet dışında hiçbir sistemde tam anlamıyla korunamaz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Medine Münevvere’deki ilk İslam devletinin başkanı olarak, Müslümanlara ve tüm insanlara, bir Müslüman kadına yapılan kötü muamele ve İslami giyim tarzına yapılan saygısızlık üzerine Beni Kaynuka kabilesini Medine’den sürerek, Müslüman kadının onurunun korumanın ne kadar hayati bir mesele olduğunu ve İslami kıyafetinin önemini tüm dünyaya göstermiştir.

Bu nedenle, Orta Asya ülkelerindeki ve dünyanın dört bir yanındaki Müslüman kız kardeşlerimizi, tüm İslami inançlarına sımsıkı sarılmaya ve Nübüvvet metodu Raşidi Hilafetin bir an önce kurulması için Hizb-ut Tahrir’in çalışmalarına katılmaya davet ediyoruz. Raşidi Hilafette, Müslüman kadınların hakları tam olarak korunacak ve dini vecibelerini eksiksiz yerine getirmeleri için gerekli tüm imkanlar sağlanacaktır.