Bangladeş, her yıl dünyanın diğer ülkelerini taklit ederek 8 Martta "Dünya Kadınlar Günü'nü" kutlamaktadır. Laik kapitalist demokratik sistemi savunanlar, bu günü son 100 yıl içinde kadınların hak, özgürlük ve onurlarına ulaşmak için verdikleri mücadelenin bir sembolü olarak kutluyorlar.

Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir açıkça şunu ifade eder ki Bangladeş dâhil gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadınlara karşı artan şiddet, şüphesiz laik sistemin kadınların karşılaştığı sorunları çözme konusundaki başarısızlığını kanıtlar. Çürük ve köhnemiş demokratik sistem, kadın hakları ve özgürlük gibi sahte sloganlar ile kadınları cinsel ve kar getiren bir emtia haline getirdi. Bunun bir sonucu olarak toplumda kadınlara yönelik sapkın bir bakış açısı ortaya çıktı. İşte bu yaygın zulüm ve toplumda kadınlara karşı şiddetin arkasındaki gerçek neden, kadınlara yönelik bu sapkın bakış açısı ve kontrolsüz kişisel özgürlüktür.

Ne yazık ki ülkede kadın hakları için çalışan kadın örgütleri, irrasyonel yaklaşımları, aşırı İslam karşıtı tutumları ve İslam'ın kadınlara karşı baskı uyguladığı gibi utanmaz suçlamaları nedeniyle kadınlara yönelik gerçek baskının nedenini belirleme konusunda başarısız oldular. İşte bu itham ve taraflı yaklaşım onları yukarıda bahsettiğimiz gerçek nedenden uzaklaştırdı.

Nitekim kadınlar, hâlâ 100 yıl gibi çetin mücadelenin ardından bu insan yapımı demokratik sistemde ulaşmak istediklerine ulaşamadılar. Oysa Hilafet Devleti altında İslam, herhangi bir kadın hareketi ya da mücadelesi olmaksızın 1400 yıl önce onlara siyasi, ekonomik, hukuki ve sosyal hakları temin etmiştir. Sadece bu da değil. İslam, kadınların cinsel ve kar getiren bir emtia sömürülmesinin tüm yolları kapatmıştır. Kadın, İslam tarafından bir onur abidesi olarak görülmekte, İslami toplumda onu bir insan olarak onuru etmektedir.

Hizb-ut Tahrir, samimi kadın örgütleri de dâhil kadınların ezilmesine gerçekten son vermek isteyen muhlis insanları, bu baskıcı laik sistemi reddetmeye ve Hilafet Devletini yeniden kurmak için çalışmaya çağırıyor. Hilafet kadınlara karşı uygulanan şiddeti kalıcı olarak sona erdirecek ve mevcut sistem altında kölece yaşam süren kadın erkek tüm insanı bu sistemin boyunduruğundan kurtaracaktır.