Hasina hükümetinin, Hindistan eski Cumhurbaşkanı Pranab Mukherjee’nin ölümü üzerine 2 Eylül gününü “devlet yas” günü ilan etmesi, Bangladeş halkını dehşete düşürdü. En derin üzüntüsünü ifade eden Şeyh Hasina, Pranab’ı Bangladeş’in “gerçek bir dostu” olarak nitelendirdi. Ayrıca, Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) da başsağlığı dileklerini bildirdi ve Bangladeş halkının Hindistan halkının üzüntülerini paylaştığını açıklaması kocaman bir yalandır! Gerçekte, Bangladeş halkı Pranab’ı asla gerçek bir dost olarak görmedi. Dahası Bangladeş halkı, Hindistan 2009’da Pilkhana’da korkunç katliam işlediği ve cesur 57 ordu subayımızı şehit ettiği sırada onu Dışişleri Bakanı olarak hatırlıyor. Halkımız Pranab için empatik değildir. Zira 2015’de cumhurbaşkanlığı döneminde kız kardeşimiz Felani Khatun’un Katili olan BSF Jawan’ın beraat ettiğini biliyor. Cumhurbaşkanlığının son döneminde BSF haydutlarının halkımızı öldürmesi, yaralaması ve kaçırması olaylarından bahsetmiyoruz bile. Yöneticilerimiz ve laik politikacılarımızın bu iğrenç açıklamaları, halkımızın ve duygularının asla temsilcisi olmadıklarını açıkça kanıtlamıştır. Sadece ABD / İngiltere sömürgecilerinin ajanlarıdır ve bu nedenle bölgesel kabadayı Hindistan’a karşı itaatkârdırlar. Bu uşaklar, her geçen gün bu kâfir-müşriklerin çıkarlarına hizmet etmek için her şeyi göze alır hale geliyorlar. Bu kez Hasina, Müslümanların ve Bangladeş’in en azılı düşmanı olan müşrik Hindistan’a olan köleliğini haklı çıkarmak için halkımız hakkında yalan söylemekten asla çekinmedi.

Ey Müslümanlar! Bu satılık yöneticiler, kâfir-müşriklerin çıkarlarını korumak ve bizi aşağılamak için çevirmedik hiçbir taş bırakmayacaklardır. Bu ihaneti ve rezaleti sona erdirmenin tek yolu, samimi ve cesur liderlik olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti -ümmetin kalkanı- acilen kurmaktır. Yakında kurulacak Hilafet, öyle bir devlet olacak ki egemenliğimize zarar vermek ve ülkemiz üzerindeki hegemonyalarını sürdürmek için sömürgecilerin hain planlarını uygulayan bu laik yöneticiler gibi devlet karşıtı unsurlara yer olmayacaktır. Hilafetin İç Güvenlik Dairesi, bu tür hainleri hak ettikleri şeri cezaya çarptırmak için tutuklayacaktır. Hizb-ut Tahrir’e ait Hilafet Devleti Anayasa Taslağının 72. maddesine göre İç Güvenlik Departmanı, ister fiili isterse hükmen harbi olsun harbi devletleri sık sık ziyaret eden ve/veya ciddi bir ilişki içinde olanları şüpheliler olarak ele alacaktır. Çünkü eğer kâfirler lehine casusluk yaparlarsa, devletin zarar görmesi muhtemeldir. Bu nedenle, yaklaşmakta olan Hilafetin İç Güvenlik Departmanı bu hain yöneticileri hain olarak tutuklayıp yargılayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَنْ تَجْعَلُوا لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُبِينًا  “Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” ^{[Nisa 144]}