Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu

No: AVL–BA–2015–MB–TR–09 H. 18 Safer 1437
M. Cumartesi, 12 Aralık 2015

Basın Açıklaması Başbakan Turnbull Tarafından Yapılan Güvenlik İle İlgili Açıklama, Daha Fazla Baskıcı ve Başarısız Politika İzleneceğinin Sinyalleridir

Avustralya hükümetinin en son yayımladığı ve Başbakan Malcolm Turnbull’un Ulusal Güvenlik Açıklaması ile ilgili yaptığı konuşma, muhalefet lideri Bill’in yaptığı konuşma ile tıpa tıp aynıdır. Açıklama, Tony Abbott tarafından bu yılın başlarında yapılan ulusal güvenlik açıklamasından da içerik olarak pek farksız değil. Hizb-ut Tahrir / Avustralya bu açıklama ile ilgili olarak aşağıdaki noktaları vurgular:

1- Avustralya hükümetinin, masum insanlara karşı uygulanan şiddeti, sanki şiddet siyasi boşluktan doğmuş gibi, Batı hükümetlerinin ideolojik politikalarından ayıran samimiyetsiz yaklaşımı devam ediyor. Başbakan, IŞİD hakkında konuşurken, IŞİD’in yükselişindeki Batılı güçlerin rolünü görmezden geldi. Batının şuan Orta Doğu’daki işgalinden bahsederken de işgalden kaynaklanan korkunç etkilerden hiç söz etmedi.

2- “Mevcut tehdidin temel nedeni” Başbakanın söylediği gibi, “aşırı İslam ideolojisinin sapık nesli” değil. Batılı devletlerin, savaş, işgal, drone katliamları, savaş uçağı, despotları desteklemek, ekonomik sömürü, dayatılan yabancı ideolojiler ve sistemler gibi İslam dünyasındaki sapkın politikalarıdır. Eğer Çin, örneğin, Avustralya’da böyle bir dış politika yürütseydi, nasıl bir tepki verileceğini kesinlikle tahmin edebiliyoruz. İslam dünyasındaki tepkilerin nedeni, sapık ”ideoloji” değil, şiddet içerikli baskılar ve bu baskıların şiddet içerikli reaksiyonlar doğurmasıdır.

3- Başbakan, kendisini ve “60 uluslu güçlü koalisyonu” insanları aptal yerine koyarak yüksek ahlaki değerler ötesinde gördü. Eğer Batılı devletler, masum insanları kurtarma ahlaki zorunluluğunu kendilerine düstur edinselerdi, o zaman IŞİD yokken bile kimyasal silahlar kullanarak on binlerce masum insanı katleden Suriye kasabı Beşşar Esed’e karşı askeri operasyon düzenlerlerdi. Görüldüğü kadarıyla bu motif, dar politikacılık ve ekonomik çıkarlardır, başka bir şey değil. Özellikle de Suriye’deki motif, Batı çıkarları doğrultusunda bir çözüm empoze etmektir. Çözüm sürecinde ne kadar masum insanın kurban edildiğinin hiçbir önemi yoktur.

4- Batının son Irak işgali, tüm bu sorunların temel nedenidir. Bu işgalin etkileri tam bir felaketti, başta da Irak halkı olmak üzere. Bunun bu kez Irak ve Suriye’yi işgal eden Batılı devletler için hiçbir anlamı yoktur. Mevcut işgal- ki işgalin vakıası budur- işleri sadece daha da kötüleştirecektir.

5- Önceki ve mevcut işgale Avustralya’nın askeri olarak katkısı, Orta Doğu’daki gündemi için Avustralya’nın ABD’ye yaranması olarak kabul edilir. Irak ve Suriye’de yürütülen politikalar, Avustralya’ya ait politikalar değil. Bu politikalar, öncelikli olarak ABD çıkarları endekslidir. Başbakan, Avustralya’nın Irak’taki işgal koalisyonu güçlerine askeri katkıyı şu sözleriyle övdü: “ABD’den sonra ikinci sıradadır... Herhangi bir Avrupa ülkesinden daha büyük katkısı vardır.” Sadece bu bile ABD’yi hoşnut etmek için Avustralya’nın sadakatinin ne kadar utanç verici olduğunu göstermektedir.

6- Başbakan, “Gayrimüslim nüfus ile Müslümanlar arasındaki nefreti körüklemekten” söz ederken, talk-şov, şovmen ve tabloid gazeteleri konuk eden aynı ana akım medyanın oynadığı rolü görmezden geldi. Kendi bakanları, haftanın her günü İslam’a ve Müslümanlara karşı nefret kusan talk-şovlarda düzenli olarak arzı endam etmektedir.

7- Suriyeli ve Irak mültecileri hakkında bahsederken de başbakan, “ezilen azınlıklar üzerine” odaklanma bahanesiyle Hıristiyanları Müslümanlara tercih ederek ayrımcılık politikasını doğruladı. Ayrıca başbakan, “sıkı güvenlik, sağlık ve belli karakterlere müsamaha edilmemesi.” güvencesi isteyen aşırı sağcı yorumcuların güvenlik endişesi olarak gördüğü mülteciler hakkında asılsız korkuların tellallığını da yaptı.

8- Genel olarak açıklama, Avustralya hükümetinin “terörle mücadele” politikasında bir değişiklik olmayacağının sinyallerini veriyor. Tüm göstergeler, işlerin daha da kötüleşeceğine işaret ediyor. Avustralya’nın, yurtdışını yangına çeviren ABD’ye askeri olarak katılması, buraya da bu ateşin közünden bir parçanın düşme şansını artıracaktır. İçeride güvenliği artırırken yurtdışında zulme devam etmek, her yönüyle başarısızlığın bir reçetesidir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+61) 438 000 465
www.hizb-australia.org
E-Mail: media@hizb-australia.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER