Dün gece SBS kanalında savaşmak için Suriye ve Irak'a giden Müslümanlar hakkında yayınlanan program, haklı olarak Müslüman toplulukları kızdırdı. Bu program, İslam'a ve Müslümanlara çamur atmak için tasarlanan sansasyonel tabloid gazeteciliğin en ucuz ve en güzel örneğidir. SBS kanalı, bir kez daha kendisinin diğer kanallardan pek farklı olmadığını, Insight Programının da diğer Today Tonight ve Current Affair programlarından pek ayrıcalığı olmadığını kanıtladı. Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Avustralya aşağıdaki hususları vurgulamak ister:

1- Insight programının bu bölümü, gerçek sorunlardan uzaklaşarak IŞİD, onun eylemleri ve Müslümanların onun hakkında ne düşündükleri gibi anti-terör yasa teklifi hakkında kamuoyu oluşturmaktan başka bir şey değildir. Konuklar, steril tartışmalar ve saçma iddialar sunacak ve moderatör de İslamofobi algısını güçlendirecek kişiler arasından özenle seçildi. Rating uğruna Irak ve Suriye'deki elem verici durum alay konusu yapıldı.

2- Insight programı, İslam ve Müslümanlar ile ilgili bir dizi sorunları ele aldı. Bu sorunları oluşturan koşulları tartışmaktan kaçınıldı. Programın sunucusu Jenny Brockie "jeopolitik konular bir gecede çözülemez" diyerek koşulların tartışılmasını reddetti. Tartışılan herhangi bir konu bir gecede çözülecek sanki de! Bu, Batılı ülkelerin dış politikalarını savunmak, İslam'ı ve Müslümanları sorun olarak göstermek için bir taktiktir. Önyargı ve laik liberal gündem açıkça görülebilir. Insight programı ne zaman işgal, yıkım ve insanları öldürmek için dünyanın diğer tarafına ordular gönderen Avustralya hükümeti ve onun müttefiklerinin barbarlığı ve vahşeti hakkında bir program yapacak? Ne zaman Amerika ve Avustralya askerlerinin, Afgan askerlerini yaralayan, işkence eden, cesetler üzerine işeyen, spor olsun diye öldüren görüntülerini yayınlayacak? Ne zaman Avustralya'da aşırılık yanlısı laik unsurlar hakkında ılımlı ile radikal Avustralyalılar arasında objektif bir tartışma düzenlenecek? Ne zaman "terör" konusunu, Batı dış politikasının bir aracı olarak kullanıldığını anlatan bir program gösterilecek? Oldukça basit, cevap, hayır. Çünkü çoğu ana akım medya, tartışma ve tartışma cephesini tasvir ederken devlet ağzıyla konuşuyor.

3- Çocukların kopmuş kafalar taşımaları, Hıristiyanlara zulmetmek, gelişigüzel cinayetler yanlış şeylerdir. Bununla birlikte Irak ve Suriye'deki mevcut durum söz konusu olduğunda, bu eylemlere ve bu eylemlerin atfedildiği gruplara odaklanmak, kasıtlı ve haksız odaklanmadır. Bu bağlamda IŞİD örgütünü el-Kaide'nin yeni alternatifi olarak göstermek için yoğun çalışma vardır. Batı ülkelerini tehdit eden öcü olarak lanse ediliyor. Bundan amaç şudur:

A- Batılı ülkelerin dışarıdan yapacakları müdahale için bahane oluşturmak. Amerikan planına göre Kuzey-doğuda Kürtler, Kuzey ve Batıda Sünniler, Güneyde Şiiler olmak üzere Irak üçe bölünmek isteniyor.

B- Yerel Müslüman topluluklara yapılacak daha fazla müdahaleyi haklı göstermek. Nitekim mevcut terörle mücadele yasaları daha da sertleştirildi.

C- İslam'ın imajını ve özellikle Hilafet kavramını karalamak. Hâlbuki IŞİD, İslami bir Devlet değil ki Hilafet Devleti olsun.  Müslümanlar, kınamak ve özür dilemek için bu baskıların peşinden gitmemelidir. Aksine Batının terörizm kavramına meydan okumalı ve yalanını deşifre etmelidir. Çağımızın en büyük teröristlerinin, kendisini insanlığın kurtarıcısı olarak sunan Batılı ülkeler olduğu gösterilmelidir. Bu ülkeler, savaş ve işgal yoluyla bütün ülkeleri yok ettiler. Kendilerini barış ve adaletin ikonları olarak sundular.

4- Avustralya hükümeti bir kez daha müdahale yaygarası yapmaktadır. Her zamanki gibi uysal köpek olarak bu kez Irak Hıristiyanları ve Kaldanilerine yönelik insani endişe bahanesiyle Amerika'nın peşinden sürükleniyor. Suriye'de aynı ülkeler, Esed rejiminin eliyle birbiri ardına masum ve savunmasız sivillerin katliamına, Burma'da tüm köylerin yakılmasına tanık oldular. Son olarak da Gazze'de sıkışıp kalan savunmasız sivil halkın aralıksız bombalandığına şahit oldular. İnsani değerler, bu neo-sömürgeci güçlerin aklına gelen en son şeydir.

5- Suriye'ye giden Müslümanlara karşı hükümetin yürüttüğü kampanya, asılsız ve ikiyüzlülüğün ta kendisidir. Sorumluluk, mazlumları ve ezilenleri suçlu göstermek amacıyla özverili olarak yardımcı olanlara aittir.